bugün

görsel
olabilirdi.

ancak inançsızların "olurdu" demesi bile ayrı bir çelişki. bu soruya inanmayanların "olurdu" demesi, dinin varlığını kabul etmiş gibi bir anlam çıkarıyor.
olur. ateist olup da ahlakı çok yüksek olan çok tanıdığım var oradan bilirim. he tabi dini bütün diye adlandırılıp ahlaksız insanlar çoğunlukta piyasada.
olamazdı. ahlaki ritüellerin kaynağı dinlerdir çünki. eğer ki din olgusu hiç var olmasa idi karşı tez sunulabilirdi ancak bu durumda sunulamaz, sunulsa da evrensel ahlak teoremi zırvalarından öteye gitmez. evrensel ahlak? ne kadar saçma bir şey bu.

edit: ateist olupta dindarlardan daha ahlaklı olanlar elbet vardır ancak burada bahsedilen konu kimin kimden daha ahlaklı olduğu değildir, ahlak kavramının çıkış noktasıdır. götünüzden felsefe uydurmayın gençler.
din toplumsal kurallarıda düzenleyen bir olgudur, ahlakın temelide dindir, din olmadan neyin ahlakı olacakki anlamsız denklem.
din ahlakın ön koşulu değildir ancak bazıları için din, ahlaksız yaşamalarının önüne geçecek kadar büyük bir engeldir.
Ahlak kuralları toplumsal dogmalar tarafından koyulmuş kurallardır. Bir nevi din, yasa veya kural koyan birileri olmasaydı Ahlak kavramından pek söz etmeyebilirdik. insan olmanın ahlaklı olmayı gerektirmediği gibi, Ahlak kavramı da kişiden kişiye değişecektir.
izafi bir sorunsaldır. kimin nereden baktığı ile alakalıdır ancak ahlak ve din kavramları daha evvel bilincimizde yer edinmemiş olsa idi insan olmanın ahlaklı olmayı gerektirmediğini savunabilirdik. soyut değerler genele hakim bir algı ile kabul görmüş ise, zaten toplum sizi farkında olmadan ona uymaya iter, yani insan olmanın zorunlu kuralı ahlaklı olmaktır.

ahlak kuralları hiçbir dogmatik sistemati tarafından ortaya atılmış söylemler değildir. din eksenli olmak kaydıyla toplumun ihtiyaçları neticesinde doğmuştur. ayrıca şu dogmatik lafına da uyuz oluyorum. hayat dogmatik bir evre de seyrediyor, siz hangi değeri dogmatik diye eleştirebilirsiniz ki?
Olur! Bakınız "Hammurağbi kanunları". Bütün dinlerin temel kaynağıdır. Kaldı ki toplumdaki her türlü rezaleti yapanların dini inancı var. Demek ki, din onları tecavüzden, cinayetten alı koymaya yetmemiş. Demek ki neymiş; iyi insan olmak için Allah'a, kötü olmak için şeytana ihtiyaç yokmuş.
dinin zaten insanlar korksun kotuluk yapmasin diye uyduruldugunu bilmeyen insan soylemi.
(bkz: o iş olmaz bilader)
olur,

aslında ikisi de aynı yerden vicdan'dan gelir. ancak günümüzde çoğu insan dini, vicdan yerine dışarıdan alır, almaya çalışır. ahlaksızlık da işte bu noktada ortaya çıkar.

editasyon...
serbest çağrışım http://www.karikaturbul.com/3565
din sadece korkudan ibarettir. önemli olan insanın vicdanıdır. eğer bir insan vicdanlıyla hareket ediyorsa, ahlaklıdır.
herhangi bir korkudan dolayı ahlaklı olunmaz, ancak bir çok şeyin korkusundan dindar olunur. dolayısıyla her dini olanın ahlaklı olması beklenemez. beklenseydi üseyin üzmez vakasını yaşamazdık. ahlak, kişinin sahip olduğu özelliklerden biridir ve sonradan edinilmez, ancak din aileden kişye geçer ve ya sonradan da edinilebilir.
evet din olmadan ahlak olur, hem de alası olur önermesi.
bir insanın yaptığı davranışların ahlaklı olup olmamasını toplum belirler. her toplum içinde dini barındırır. din bir yaratıcıyı beraberinde getirir. bir şeyin iyi veya kötü olduğunu yaratıcı belirlediyse eğer bir davranışın ahlaklı veya ahlaksız olduğunu da o belirler.
din ve ahlak birbirinin tamamlayicisi da degildir, ikamesi de degildir. din icinde " güzel ahlak " barindirir. ahlak zaten ahlaktir. yani burda- klise olacak ama - " kime göre neye göre " sorulari cuk oturur. ahlak algisi bireyden bireye oldugu gibi toplumdan topluma da degisir. birinin " ahlakli bir davranis " dedigine, baska bir toplum " barbarlik " olarak bakabilir. din de ayni sekilde degisiklik gösteriyor zaten: müslümanlik, yahudilik, hristiyanlik vs.

sorunsalin cevabini zaten verdim; ama okumaya üsenenler icin gelsin:

(bkz: olur olur bal gibi olur)
dinin yanlış anlaşılmasıyla yarattığı bir çok ahlaksızlık söz konusu olduğu gibi, din olmadan da ahlak olur elbet. yeter ki insanın vicdan duygusu gelişmiş olsun, insan adil olsun.
eğer göreceli değilde sözlük üzerinden ahlak kavramını benimser isek. din zaten ahlak dır.

"Ahlak kuralları, iyiliğe, vicdani ödevlere ilişkin kurallar bütünüdür. Yoksullara yardım etmek, verdiği sözü tutmak, başkalarının canına, malına, namusuna saygılı olmak gibi kurallar ahlak kurallarıdır"
fakat ahlak derecelendirilirse eğer, kuralları kişisel binlerce parçaya ayrılır. o zaman ahlak din olsa da, olmasa da fark etmez, kişi kendi bakış açısında, her çağı ahlaki olarak değişken yaşar.
kendisi ahlaksız olan dinlerden topluma ahlak getirmesini bekleyen birilerinin varlığını ortaya koyan sorunsaldır.

dawkins'in bu konuda söylediği çok güzel bir söz var:

dinler olmasaydı da aramızda iyilik yapan insanlar ve kötülük yapan insanlar olacaktı. ancak iyi bir insana kötü birşey yaptırmak için gerekli olan tek şey "din"dir.

(bkz: din savaşları)
(bkz: din adına yapılan katliamlar)
(bkz: hüseyin üzmez)
din olduda ne oldu.
ahlak olsa ne olur.
mühim olan insanlık dedirden sistem.
din bir otoritedir, beyni sağlıksız çalışan, allah korkusu olmasa her türlü pisliği yapacak olan insanlar için otoritedir.
ahlak sahibi bir insanın üzerinde bu güzel dinin otoritesi ve baskısı yoktur, bu din onlar için daha manevi bir inançtır, kurallar bütünü değil.
Olabilir de olmaya bilir de, zira din olarak adlandırdığımız şey aslında toplama dikte edilmiş bir dizi ahlak kuralını da içinde barındırır. Lakin ahlak kurallarını içermeyen bir din olması gibi bir durum var mıdır tartışılır.
önce ahlak vardı sonra dinler icat oldu.
Pek tabi olur. Din birçok ahlak kuralını içinde barındırdığından sanki ayrılmazmış gibi düşünülebilir ancak iyi insan olma eğilimi ve toplum kuralları da bireyi şekillendirebilir.