turistin duyma problemi değilde, türkçe bilmemesi yüzünden anlaşamadığını geçte olsa anlayacak insanın anlamamakta diretmesi sebebiyle oluşan hadise
bağırmanın yetersiz görüldüğü durumlarda heceleme yolunada gidilir.

+sorry sir, how can ı go to pamukkale?
-ne diyo lan bu?
*pamukkale yi soruyor galiba
-hımm, bak bacım şimdi sen denizli ye gidicen denizli ye
+denizli?
-yes deeee-nizzz-liiii şehirrrr, city city, oradan pamukkale
*kafası basmıyo bunların hiçbirşeye yav
-valla ole
genelde;
şimdi sen gooo gooo sonra left aynen goooo
işin en ilginç tarafı da bazen sadece türkçe kelimeler kullanarak rehberlik olayına soyunulmasıdır.
yapanlara "sana ingilizce bağırsalar anlıycan mı da turistlere türkçe bağırıyosun?" diye sorulması gereken eylem.
(bkz: bağırnca anladıklarını zannetmek)
yardımseverliği tavan yapmış vatandaştır. normalden farklı hareket etmesi gerektiğini farketmiş, lakin lisan yoksunluğu nedeniyle ne yapacağını bilemez haldedir. bu bağırma durumunu doğuran da işte ne yapacağını bilememenin şaşkınlığı sonucunda refleks olarak oraya çıkmaktadır esasında. bu bağrışmada bulunan türk'e bakıldığında aynı heyecanla elini-kolunu da oynattığını görmek pekala mümkün olacaktır. bu yönteme başvuran kişiler gönüllü yardımseverlerden çok işi gereği gelen turistle temas kurması gereken kişilerdir aslında. belediye otobüsü şöförleri bu gruba en büyük örnektir. "hee taksim taksim! turist! bilet bilet ak-bil!" şeklindeki çığırmalarının nedeni görevini yerine getirmeye çalışan kişilerin bu konudaki yetersizliklerinden başka bir şey değildir. bu denemede bulunan kişileri emeğe saygı çerçevesinde tebrik etmek gerekir mi bu da ayrı bir tartışma konusudur; yine de bu bağırmaların komik enstantanelere yol açtığını kabul etmemek olanaksızdır.