bugün

sınıfın bir anda costuğu olaydır.
her pazartesi yaşadığım sendromdur. hocamız aşırı kibardır ve telefondaki kişiyi nazikce öteler sonra ders kaldığı yer unutulduğu için yeniden başlar.
öğretmen ile öğrenci arasındaki hiyerarşiyi gösteren bir davranıştır.
hocam biz çıkalım siz konuşun esprisinin çıkış noktası olsa gerek.
Hocam söyleyin şuna kapatsın ders işliyoruz.
"yani aynı şeyi biz yapsak hoşuna gider mi?" demek istenilen bir durum.
öncesinde, çalan telefonun kendi telefonu olduğunu zannedip öksürük krizine girenlerin hocanın telefonuna yaptığı hamleyle rahatladığı olaydır.
çok önemli bir görüşme olduğunu ve o telefonu beklediğini söyleme yalanıyla her defasında o telefonu açar.
üstüne üstlük senin telefonun çalarsa da irezil eder adamı ortalıkta.
sınav esnasında çalan telefonunu "alo buyrun ben profesör x"* şeklinde açıp kendisine küfrettirenler de mevcuttur.
yok mu bide açmayıpta aranan insan tribine giren hocalar. arayan hakkında da sallayıp tutmalar falan, ulan bide açta görelim konuşma tarzını ifadeni. alayı dalga dümenci gözümde.
bir rivayete göre;

derste telefon çalar prof.tayyar arı telefonu açar ve farsça konuşmaya başlar. telefonu kapattıktan sonra öğrencilerine dönüp "ahmedi necat olmasa gerçekten açmazdım" der.
ömer akat'ın derslerinde sıkça rastlanan durum.