bugün

kimine göre aksilik kimine göre bahanedir ama mutlaka bizi ders çalışmaktan alıkoyar ve bu bizi mutlu eder. bu 'aksilik-bahane' bizim içimizde kısa süreli bir rahatlama yaratsa da uzun süreye yayıldığında bağımlılık yapar ve kişi hiç ders çalışmak istemez.

işte bu rahatlamanın sonucunda da vize-final haftaları fotokopiciler zengin olur ve öğrenciler bi anda bünyeye yüklenip sabahlara kadar ders çalışmak zorunda kalır.

örneğin benim başıma da az önce bir 'aksilik' gelmiştir. Oturayım biraz ders çalışayım dedim, Almanya'daki halamın damadının görümcesinin kuzeni vefat etmiş. Kötü oldum, çalışamayacağımı anladım ve kitaplarımın başından kalktım.
eltisi vefat etseymiş problem olurmuş belki ama şimdilik ders çalışma konusunda engel bir durum yoktur.
karşı komşunuzun evinde tadilat olması ve gürültüden rahatsız olmanız ya da sürekli zırlayıp duran bebek sesi gibi.
en gerçekci olanı; ishal olmak.
Kulaklığın yanında olmaması.
her seferinde ilham gelene kadar sınav saatinin gelmesi en büyük aksiliktir.
arkadaşa ders anlatırken çocuğa bi telefon geldi gizli numara bi kız numara attık siz geldiniz diyor 1 saatten fazla onunla uğraştık.
odan toplanmamış, süpürülmemiş; eşyaların yıkanıp ütülenmemiş, asılıp yerleştirilmemiş; sen yıkanmamış, temizlenmemiştir ve dahası saçını başını epilasyonunu ve manikürünü yapmamışsındır.
uçlu kalemin bozulması, silginin kaybolması, uyku, meteor yağmuru, uzaylı istilası ve benzeri olaylar.
(bkz: sular kesildi çalışamadım)
telefonun çalması 5 dk de bitebilecek muhabbetin bir saat sürmesi. ardından acıktığını fark etmek. ardından yemeğin verdiği ağırlık ve saatin ilerlemesiyle gelen uykuya karşı koyamamak.
misafir gelir, hayir denilmeyecek bir yerden davet gelir, biri hasta olur, hatta bunlar yuzunden gunduz calisilmamis gece calisma karari alinmistir elektrik gider. hepsini yasadim, yasiyorum ey final haftasi sana bunlarla geliyorum!
ders çalışmak istenmediği için hiç bir aksilik yoktur.
suların gitmesi.
önce bir duş şart bilgisayar başında ne yaptığıı sanıyorsunuz *
tırnak kesmek, bir saatte dört defa tuvalete gitmek, temizlik yapmak, aylardır aranmayan babaanneyi aramak... şeklinde devam eden şeylerdir.
nefes alıyor olmamız.
9. nesil yazarlığın açıldığını öğrenmem.
tam ders çalışacakken kanal 7 televizyonunda 1236. kez yayınlanan inek şaban filmini görüp izlemeye koyulmak. öyle demeyin ama sınav gecesi o 1235 kez izlenen inek şaban filmi bile ne biçim cazip geliyor sınava çalışmaya...
vodka içiyor olmak olabilir. uçuk kafayla girip uçuk notlar da alınabilir tabi.
uykunun gelmesi, odanın çok sıcak veya soğuk olması, konsantrasyon bozulması, tuvaletin gelmesi, sevgilinin terk etmiş olması, can sıkılması, hasta olunması, ortamın gürültülü olması, uğraşacak daha güzel şeylerin olması, televizyon ve bilgisayarın daha eğlenceli olması gibi sebeplerle açıklanabilen bahaneler bütünü.
yağmur yağması. büyük aksilik, cama vuran damlaların sesinden yeminle insanın kafasına bir şey girmiyor.
bahanedir o bahane.kişiye göre adı aksilik olarak da değişebilir.bu duruma da üşengeçliğe bahane bulma denir.
ders notlarının otokopilerini arkadaşta unutmak.
halının kenarında fark edilen 1 cm uzunluğundaki o inanılmaz saçak.
lanet olsun hep çakmağım kayboluyor ara dur derken sigara bitiyor, markete git falan derken geç oluyor haliyle sonra sabah çalışırım deyip yatıyorum sınava yarım saat kala uyanıp evde koşarak çıkıyorum. hep böyle ama.