bugün

nesini savunuyoruz lan! insanlık yapıp mekanı cennet olsun diyoruz!! sen buna savunmak diyorsan git türkçeyi bir daha öğren gel derim..
(bkz: hırsızın hiç mi suçu yok) yani, bunu * söyleyen deyyusa sormak lazım: oğlum ne bok yediyseniz yediniz. bu kız evliydi, çocuğu vardı. ailesini, kocasını, kocasının anasını babasını yaralamaz mı sıçtığın bu laflar, diye. dilerim yarın evlendiğin zaman senin karın da başka birisiyle duygusal yakınlaşmaya girer ahmet altan'ın oğlu olacak sıfatsız. daha kötüsünü yazamıyorum * siz anlayın işte.
karalamak kolaydır. kim bilebilir ki işin aslını? kim bilebilir ki onun iç dünyasını? benmerkezci düşünceyi aşamayan birsürü vatandaş var. sen ne düşünüyorsan o doğrudur; sadece senin düşüncene uyan ahlaklıdır, namusludur. aşın bu çocuk benmerkezciliğini artık.
insanın, ölen birinin arkasından konuşulmasına karşı, ölen kişiyi savunmasıdır.
nedense öldükten sonra namusu kıymetli oldu bazı insanlar için. kardeşim sizene kadının özel hayatından. ister gider kocasını aldatır, ister gider soyunur. sanane lan! izletme coluğuna cocuguna o zaman. sen kendi çocuguna örnek olamıyorsan senden sıkılıp tabii ki gidip tv de gördüğü ilişkilere özenir. sen kızına zorla kapan dersen afedersin ama o kız cinsel dürtülerini gidip orda burda ona buna vererek giderir. ruhun bile duymaz. ölü bir insanın arkasından konuşmak ve siyaset yapmak ölüye saygısızlık yapmaktan başka birşey değildir.
herkez bu hayatta kendi yaptığl ıle sorumlu degılmı? pekı ya bız neden hüküm gıydiriyoruz insanlara..

sen benı ne kadar tanırsın? ben senı ne kadar tanırım?ancak anlattıgın gordugun kadar..

peki ya gormedıklerımız..kımın nasıl bır karaktere sahıp oldugunu bılemeyiz belkıde kaç tane yetimi giydirdi kımbılır kaç kişinin duasını aldı bilemeyizki.. o gece orada degıldık belkıde baska bır sebebten o adamın evindeydi yada değildi herneyse ya.. deşifre etmekte bize düşmez. sonucta ortada acı bı kayıp yapılan dogru yada yanlış bıze rahmet dılemek düşmezmi?

en azından küçük bebeğinin hatrına susalımda bırakalım. Yargıyı YÜCE RABBiM yapsin

:)
savunmak mı?
hayır. kerem altan bu saatten sonra istediğini söylebilecektir. defne mezarından kalkıp hayır duygusal yakınlaşma olmadı yırtmak için mi öyle diyor, diyecek.
"bana kocamdan boşanıp seninle evlenmek istiyorum" dedi, dese kim yalan söylüyorsun diyebilecek. hani ispat, hani kanıt. yok.
kaldı ki bu adam taraf gazetesi çalışanı. hani nerde kaldı bunların muhafazakarlıkları. kitabın neresinde yazıyor evli kadınları ayartıp eve atmak.
bunun adı savunmaksa evet ben savunuyorum. herkes ilk önce kendisine baksın.
evet şimdi de kendini allah sanan yazarlar. Defne joy'u savunmak insani bir şeydir; fakat yargılama olayı sadece ilahi güç tarafından yapılabilir. SEnin tarafından değil!!! Onun bunun hayatı hakkında dedikodu yapan bir örfün adetin varsa, ikisine de sıçayım ben.
ananeleri arasında "ölünün arkasından konuşulmaz" olan edepli kişinin, erdemli sayılacak eylemi olabilir her ne kadar mezhebi sanıldığı kadar geniş olmasa da. efendiliktir.*
Madem evdeki 1.5 yaşındaki çocuğunu birAkıp böyle bir halt yedi bari ölmeyeydi de yaptıgı Ortaya çıkmasaydı.

Evet evet. Ölmeyeydi iyiydi. Ama ölmese gene yapar sonra tv ye cikip millete de heR konuda akıl verirdi.

O değil de bana en çok Ahmet Altan'ın oğluyla olmasi koydu. Şimdi bu herif gidip bunu da askere bağlar.
ölmüş bir kadının artık bu konuyla ilgili söyleyecek sözü yokken onu bilip bilmeden yargılamaktansa, en azından ailesinin bu yorumları okuyup üzülmesini engellemek için en doğrusunu yapmaktır defne'yi savunmak.
kokanyus gibi götten uydurmasyon uyuşturucu madde aldı deyip, ölen insanın ardından atıp tutan insanların otopsi ön raporunda çıkmaması halinde ne denli doğru yapıldığını gösteren savunma.

savunmak denilince yanlış anlaşılmasın;
kadın çılgındı, eğlenceliydi, alkollüydü, anneydi, eşti, bir başka adamın evinde öldü. iyi veya kötü. bu kimi ne ilgilendir? hele ki ölen bir insanın daha toprağa girmeden namusundan konuşmak hangimizin haddinedir. tüm mesele bu.

(bkz: #10702193)
konuşulan konuşulmuştur. daha fazlası çocuğuna zarar verir.
evet.
insan, nasıl yaşarsa öyle ölür. burada sorun kişilerin ahlak anlayışı yada taşam tarzı değil dir. bura da sorun;
evlilik,
geride bırakılan bir çocuk ve bir insan hayatıdır. değer mi?

sorun ahlak anlayışı yada yaşam tarzı veya değer yargısı değil. kimse kimseyi eleştirmesin-savunmasın. ortada bir gerçek var ve bu gerçek 1.5 yaşın da olan çocuk tur. bu çocuğa hayatta kalan tek ebeveyn olan baba neler vereceği ve bu çocuğa annesinin ölümünü nasıl anlatacağı.

empati yapılır ise, neler anlatıldığı daha objektif olarak ortaya çıkar. yaşanılan toplum ve değer yargıları açısından çocuğun yerinde olmak istermisiniz?

evlilik-saygı-sevgi-sorumluluk-ahlak-sadakat vb tanımlamalardan soyutlanarak düşünebilirsiniz. ama var olan gerçeği iyi analiz etmelisiniz.
herkesin kendince doğrularını savunduğu durumdur ayrıca. şimdi öncelikle ölmüş bir insanın arkasından konuşmanın islamda da yeri olmadığı, etik dışı olduğu çoğumuzun ortak düşüncesi, keza konuya dair seviyesiz başlıklara, ya da bu olayı trollük malzemesi yapma çabalarına karşın çoğumuz ortak tepkimizi koyduk, doğru olanı da buydu zaten. bir kere merhum bir insandan söz ediyoruz, kendini savunma gibi bir şansı yok sonuç itibarıyla. bu ölüm olayından birtakım çıkarımlar yapmaya çalışmanın mantiken de, insani olarak da elle tutulur bir yanı yok. lafın kısası; herkes yaşam tarzında özgürdür diyoruz öyle değil mi?
ancaaak; bu durumda sapla samanı da karıştırmamak gerekir, madem özgürlükten söz ediyoruz, müsaade edin de herkes kimin ölümüne üzülüp üzülmeyeceği konusunda da özgür olsun bi zahmet. bir arkadaşımızın da konuya dair örneklendirdiği gibi, daha birkaç hafta önce bu ülkede çocuğun biri, açlıktan, yoksullıktan, sefaletten ölmüşken, izin verin de gece barda tanıştığı adamın evinde alkol komasından öldüğü iddia edilen bir hanım kızımızın arkasından da yas tutmak zorunda olmayalım di mi? hemen çağdışı, örümcek zihniyet apoletini yapıştırma hastalığımız nüksetmesin.
bir de ahlak açısından değerlendirmeler yok mu? ölen kurtulur misali ölenin arkasından konuşmak beyhude bir çaba. lakin, geride bırakılan çocuğun yaşadığı toplumda olası travmalarını tahmin edecek insan yok. çünkü; cahiller.

ahlaksız ve seviyesiz toplumda kimse dürüstlük rolü oynamasın. her tarafımız çürümüş ve bizler değersizleşmişiz.
sanat adına yapılan cehaletler ve seviyesizlikler hele ki, gerçek sanatçı olan insanların sanatçıyım demeye utandığı bir toplum,
siyasetçilerin milyonların önünde, birbirine hitap tarzını sokakta iki kişi birbirine yapsa cinayet sebebi sayılır ve hafifletici unsur olarak mahkeme göz önüne alır.
ensest ilişkiler, kaçan kızına başlık isteyen ve başlığı vermeyen evli kızını öldüren aile meclisleri, hayvanlara tecavüz ve hatta vitrinde ki cansız mankene tecavüz, taksim de yaşanan insanlık dışı taciz görüntülerinin naklen yayını,
bu rezaletlerin sorumlusu 1970 lerde avrupanın terk ettiği cinsel özgürlük ve dünyada ki feminizm hareketini rahatça düzüşmek olarak algılayan, kukumu yıkadım çıktım diye köşe yazıları yazan, yöneticilerin acizliği ve cehaleti, üniversitelerin türban ve porno özgürlükleri vs. vs. vs. yazar-sanatçı-akademisyenler-siyasetçiler değil mi?

cahil insanlarımız, iletişim çağında ekranlarda olan modacı-sanatçı-siyasetçi-basın, yayın organlarında ki yazarlar-üniversite hocaları-bizde olmayan düşünce kuruluşları-biologlar-sosyologlar vb. insanların birer toplum mühendisi olduğunu bilmez.

bu insanlar toplumu yapılandırır-bilgilendirir-yönlendirir. bu insanların kalkıp özel hayatından dem vurarak yaşadığı rezaleti kişisel tercih olarak anlatma ve sizene deme hakkı yoktur. 1950 lerde demokrat parti iktidarı halkımıza empoze edilen yaşam tarzı ve insanlık seviyesi budur. en tutucu-fanatik olarak değerlerimize sahip çıktığımız halde geldiğimiz nokta budur.

cahiller, bir evli kadının ölümünü konuşurken, kendilerini kocası yerine koyup hüküm vermesinler. eğer değer yargıları ve akademik olmasa da bilgi ve birikimleri var ise geride kalan 1.5 yaşında ki çocuğun yaşayacağı travmaları konuşsunlar.

eğer bu olay amerika yada kıta avrupasında olsa, bizde ki gibi cahiller ordusu olmayan sivil toplum kuruluşları devreye girer o' çocuğu o ailenin elinden alır dı. çünkü bu tarz olaylar toplumun dikkatlerini çekeceğinden devlet çok hassas davranır dı.

aptalca yorumlar, cahilce bakış açıları, rezaletten öte vahim bir olay ve ben kusarak bu çürümüşlüğü izliyorum.

zavallı insanlık.
insanları bizim değil kendi değer yargılarına göre yargılayabiliriz. böye bir zamanda vefat etmiş birinin arkasından yapılan yargılama bizlere düşmez.
bir ölüyü savunmaktır, artık bu dünyada olmayan ve bir daha da olamayacak, kendisine yöneltilen eleştirilere cevap veremeyecek, soruları yanıtlayamayacak bir ölüyü.

bir ölüyü savunmaktır, iyisiyle - kötüsüyle, doğrusuyla - yanlışıyla, sevabıyla - günahıyla dünya macerasını sonlandırmış ve bir daha geri dön(e)meyecek bir ölüyü.
savunmaktan öte evet durum çoğu türk aile yapısına uymayan bir olay. ama 'ha öyleyse iyi olmuş öldüğü' mü diyelim yani üzülmeyebilirsiniz ama gavura vurur gibi de olmuyor bence. ilk önce edep. herkes bu kafada gitse kimse kimsenin tabutunu taşımaz. anladın ?
ölen ölmüş.
aptallar, olaylarla-kişilerle uğraşır. ölü olsa bile.
bu ne basitlik böyle?
bari geride kalanlarla uğraşın ve bu kokuşmuş, sapıtmanın eşiğine gelmiş toplumun cehaleti ile uğraşın. bizden sonra ki nesile ne bırakıyoruz? bunu görün.

aynaya bakmaya korkarak ölüyü savunacağınıza-suçlayacağınıza, acitasyon yapmadan pisliğimizi görün.

bok böceği gibi yaşıyoruz. yumurtalarımızı (çocuklarımızı) bu pisliğe bırakıyoruz.

ya sonra?
evet yine defneyi savunuyorum. defne yıllardır ayakları üzerinde duran, ekonomik özgürlüğünü kazanmış bir kadın.
yerinde evli bir erkek olsaydı ne diyecektiniz? "kadının altının yazısı, erkeğin elinin kiri" mi diyecektiniz? "Erkektir yapar mı?"
ölen bir erkek olsaydı yine aynı şekilde, düşünmeden yargılayacak mıydınız?
kimin nasıl öleceği belli olmaz.
islam dini dedikoduyu ölenin arkasından kötü konuşulmanın ne derece kötü bir davranış olduğunu benimsetmiştir.
giden gitmiştir.
mezhebi geniş olmakla hiçbir alakası yoktur. aksine mezhebine bağlı kuralları bilen insanların yaptıkları konuşmalardır.*
hayat bu 1 dk sonrasını bilemiyoruz.
kimse kötüyü istemezdi.
allah günahlarını affetsin. huzurlu uyusun defne.
sorgu melekleri emekliye ayrılmıiş,cebrail de yeni görevi bu yazarlara bildirmiş sanırsam dediğim önerme.bizene sayın yazar arkadaşlarım,bizene! (bkz: sana giren çıkan mı var)
savunulması gerekn bir hali yoktur ki savunmaya kalkıyorsunuz. kime ne , sana ne. burnunu her olaya sokup , uyuşturudan vefat etmiştir diyen laklakçılar . ön otopsi raporu çıkınca utanmadınız mı hiç? gencecik yaşta , küçücük çocuğu annesini hiç bir zaman hatırlayamayacaktır bile. bir zamanalr hakkında neler yazılmışsa onları okuyacaktır yaşı geldiğinde , aklı erdiğinde. ayıptır tanımadığın bilmediğin insanların hakkında iler igeri konuşmak. hani müslümandık ne oldu ölenin ardından konuşulmaz lafına. ne oldu iftira edilmez lafına. utanın be.
özel hayatını ve yaptıklarını televizyon önüne seren medya maymunlarından birisimiydide yaşadıklarını yargılayabiliyoruz. herkes gibi onunda özel hayatı kendini ilgilendirir. konuşulan kişi toprağın altında olan biri ve hesap vericeği yere gitti. bizlere değil gittiği yere vericektir zaten hesabını. küçücük yavrusunu düşünen zihniyetlere soruyorum.. ne kadar kötü bir insan olursa olsun ölmüş bir insanın arkasından konuşmak tartışmasız büyük bir yanlıştır.

(bkz: herkesin tuttuğu kendine)
brilerinin savunması birilerinin saldırmasından ziyade...

çok inançlı geçinip ölmüş bir insana saldırmak...

hangi din bu?

ölmüş bir ''insan'' üzerinden siyaset yapmak?

bu insanın öküze tapandan çok mu farkı var?