bugün

gitar çalmaya nazaran daha zor olan eylemdir. o kadar alet edevatı çaktırmadan götürmek pek zor olsa gerek.
çok sağlam el kol koordinasyonu ve kas gücü gerektirecek uğraştır. x
ayrıca davul çalmak tek bir davulu kullanmak anlamına gelebileceği için, bakınız bateri çalmak.
zor gecen bir gunun ardından,sevgiliyle edilen kavgalardan sonra,hocalarla takısmaktan sonra,trampeti oldurmek istediğiniz kişi yerine koyarak çalındığında çok rahatlatıcı bir ritüeldir.ve bu şekilde çalarken farkediceksiniz ki istemdışı ritim kaçar çunku trampete vurma isteği artar.
aynı zamanda bir deyimdir.
meali: Bir şeyi herkesin duyabileceği biçimde ortalığa yaymak.
misalen: "Davul çalıp bizi elâleme rezil etti erdener şerrefsizi!"
"kötü bir grubun, iyi bir davulcusu varsa o grup iyidir. iyi bir grubun kötü bir davulcusu varsa o grup kötüdür."
valla hangi caz abisi söylemiş bilmem. duymuşluğum var. yanlış diyen özel msg atsın. burası forum değil. gizli bkz
çevrenizdeki herşeyin kararmasıdır.

dünya görüntülerden arınır, seslerden başka pek birşey kalmaz. harika bir yemeği yemek, aşık olduğunuz kadınla sevişmek gibidir..
http://www.youtube.com/watch?v=7o1Kupb5tF4
stres atmaya birebirdir gibi geliyor burdan uzaktan bakınca yani.
(bkz: davulun sesi uzaktan hoş gelir)
mike portnoy, dave weckl, volkan öktem vb. isimlerin harika bi şekilde gerçekleştirdiği eylemdir.
aile yakınları tarafından düğünlere çalgıcı olarak çağırılmanızı sağlayan aktivite.

- fight gel bizim emmioğlunun düğününde bi davul çal ya. ben zurnacı tanıyorum bi tane. boşuna para vermeyek davulcuya o kadar.
- abi ben anlamam ondan. benim alet biraz daha farklı.
- davul değil mi işte amınakoyim. ikisi de aynı bok.
- tamam abi tamam.

(bkz: davulla çiftetelli çalmak)
bir kere başlayıp benimsediğinizde asla bir daha bırakamayacağınız bir parçanızdır. ufkunuzu açtıkça açar. zaman geçtikçe öyle bir hal alır ki, bir süre çalmadığınızda eliniz, ayağınız şişmeye başlar. kendi kendilerine ritm tutmaya başlar. en kötü ihtimalle metronom.

başına oturduğunuzda sizi, fizikî dünyadan olarak alıkoyan bir enstrümandır bu. evet yorulursunuz, terlersiniz ama başından kalkmadan farkına varamazsınız. ona ne kadar sevgi, özveri gösterirseniz, o da sizi o kadar tatmin eder, kendi dünyasının kapılarını açar. üretkenliğinizi konuşturabileceğiniz, olasılık sınırlarını zorlayan bir kombinasyon dünyasıdır bu dünya. hatta öyle bir şeydir ki, kendinizi geliştirdikçe, bir şeyler öğrenmeye başladıkça, daha fazla şey öğrenmeniz gerektiğini öğreten, bir enstrümandır. yol aldıkça öğrenme isteğiniz de artar. tatlı bir kısır döngüdür bu.

bagetler artık sizin diliniz, ses telleriniz olmuştur. ne konuşmak istiyorsanız, onlar sizin yerine konuşur. üzgün olduğunuzda, trampetin tınısı sizin adınıza ağlayacaktır o hırçın sesiyle. heyecanlı olduğunuzda, tuşeniz sizi eleverecektir,o hi-hatinden tatlı çıtırtılarını yayacaktır mutlaka . sinirli olduğunuzda ise, tomlar ve bass-davul ona vurduğunuz için adeta sevineceklerdir. siz sarhoşken, o içmeden sarhoş olmuştur çoktan, size eşlik eder. evet, sizi bu kadar iyi anlayabilen, bu kadar duygusal bir enstrümandır kendisi.

her canlının olduğu kadar, o da nankördür biraz. arayıp sormazsanız, ziyaret etmezseniz size küser, ağırlığını koyar, “bileklerin için şimdilik bu kadar hız yeter ” der. ona istediği zamanı ayırana kadar kapısını yarım açık bırakır. yani, arayı soğutmamak lazım.

kısacası başta dediğim gibi hayatınızın bir parçasıdır.
hayatta asla sıkılmayacağım tek şeydir. sabahlara kadar o davulun başında çok afedersiniz götümden ter aksa yinede asla sıkılmayacağım enstürmandır. bütün üzerinizdeki sıkıntıyı,üzüntüyü,kederi alıverir üzerinizden.
zamanda kaybolmak, uçmak, gitmek. zamanda yürümek, kendini bulmak.
çokda zor bir şey değildir. Beklersiniz davulcu davulu bir kenara bırakıp zıçmaya gider, bu zaman sizde davulu alırsınız elinize, hiç kimse kıllanmadan ortamdan uzaklaşırsınız. Tebrikler! davulu çalmışsınız, zavallı davlcuda zıçmaya pişman olmuşdur.
Davulcuların en çok yaptığı şeydir.