bugün

tam başlık : şehir dışı* üniversite kazananların birinci sınıfa başlarkenki yatay geçiş hayali.

olmazsa olmaz, ilginç bir hayaldir. istanbul'da oturuyorsanız ilk 10-15 tercihinizi istanbul yazarsınız, son birkaç tercihinizide açıkta kalmamak için genellikle yakın illeri yazarsınız*. hafiftende tembelseniz* haliyle istanbul'u kazanamaz istanbul dışındaki tercihlerden birini tutturursunuz... olay işte tam burda başlar... akla ilk gelen şey, ilk sene ortalamanızı yüksek tutup istanbul'a yatay geçiş yapmaktır. okul açılana kadar aileninde gazıyla kendinizi buna şartlandırırsınız. okulun ilk günü gittiğinizde herkesin sizin gibi gaza getirilmiş olduğunu görürsünüz. biri 'ben yatay geçiş yapıcam' der, öbürü 'seneye ben zaten burda olmam' der...içinizden 'a.k. bu okulda kim okuyacak seneye, devlet kime yaptı bu okulu' dersiniz...7-8 hafta geçer, vizeler başlar 05-15 arası notlar başlar, ilk dönem herkeste 3'er 5'er alttan kalan ders olur, sonrada ortama alışmanın rahatlığıyla kimsede iplemez zaten yatay geçişi. ertesi sene her yeni gelende bu olaylar tekrarlanır...
umutsuz bir vakıadır. olayı istisna olarak yapanlar vardır. en sonunda bölüm sevilmeye başlar. ve geciş hayalleri geyik muhabbeti biçimine dönüşür.
aslında hayal değil rüya kadar kısa bir hissiyattır. geçiş yapılamayacağı anlaşılınca okulun aslında dandik olmadığı kanısına varılmasıyla sonuçlanır.*
ne yiğitlerin bu hedefle gidip üniversiteyi bıraktığı durumdur.bu hayalle başlayan öğrenci notlarını yüksek tutarak yatay geçiş amacındadır ancak öğrenci sene sonunda büte kalmıştır. (bkz: göt olmak)