bugün

cumhuriyet gazetesi yazarı oktay akbal'a ait öneri.50 karakter sınırına takıldığı için kısaldı.başlığın aslı şöyle:

''AKP iktidarı süresince Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yapılmasın.''

yazının tamamı :

Benim bir önerim var: AKP iktidarı süresince Cumhuriyet Bayramı kutlamaları yapılmasın!.. Yalnız o değil, 19 Mayıs, 23 Nisan, 30 Ağustos günlerindeki kutlamalara da son verilsin!..

Hiçbirinin anlamı kalmadı ki!.. Boş sözler, yapay duygular, yalancı övgüler, sahte konuşmalar!..

Eski tarih yapraklarında kalsın ulusal bayramlarımız... Bir gün gelir elbet, hepsini yeni bir güçle yeniden canlandırırız. Bu ulus, bu halk, babalarının dedelerinin kanla, savaşla uğraşla, didine didine gerçekleştirdiği o kutsal tarih yapraklarını unutamaz, unutturulamaz.

Cumhuriyetin yıldönümlerini coşkularla, fener alaylarıyla, zengin aydınlatmalarla, içtenliksiz söylevlerle, yollarda, alanlarda bayraklı gösterilerle kutlamak geleneği unutulup gitsin! Boşuna para harcanmasın. Cumhuriyetin bu ulusa kazandırdığına, içlerinden öfke duyan ama belli çıkarlar uğruna şimdilik sineye çekenler biraz daha beklesin! Bir gün gelir, daha doğrusu o günü getirirler, ülke de hilafet, ardından padişahlığa benzer bir düzeni gündeme getirirler, olur biter!

***

Çankaya'daki törenlerde başları sımsıkı kapalı Cumhurbaşkanı eşini, onu kutlamaya gelen başları sımsıkı kapalı bakan, genel müdür, gazeteci, sanatçı eşlerini gördükten sona, 84 yıllık Cumhuriyetinin anlamı kalır mı? Kalabilir mi?

Boşuna kendimizi aldatmayalım! 27 Mayıs gibi bir olayı da beklemeyelim. insanlarımızı Ankara'larda, istanbul'larda, izmir'lerde "Cumhuriyet, devrimler, Atatürk" diye alanlara toplamayalım. Onları da yaptık, milyonlarca insanımız çağdaşlık, uygarlık, Atatürk, devrimleri adına buluştu, söyleşti, sonra!..

***

Sonrası işte ortada! Bir başbakan Türk ordusunun komutanlarına, generallerine, konularında ders vermeye kalkışıyor! Niye? Konuşuyorlarmış, vatan, ulus, Atatürk konularında uyarılar yapıyorlarmış! Herkes, her şey susacak, yalnız onlar konuşacak, onlar halkı türlü sözlerle oyalayacak, halkı kendi kafalarındaki yöne doğru yürütecek...

Yüzde kırk altı oyla mı gerçekleştirilecek bütün bunlar? Ya geri kalan yüzde elli ne olacak? Onlar hep susacaklar mı? Atatürk Cumhuriyetinin gide gide bir islam cumhuriyeti, daha da öteye giderek bir hilafet, bir çeşit padişahlık biçimine, biçimsizliğine getirilmesine, bu halkın en az yarısı suskun mu kalacak? Elindeki güçleri, uygarlık, çağdaşlık, insanlık yolunda kullanmaya kalkışmayacak mı?

Evet ülke artık uyanmayacak mı? Bu ters gidişe dur demeyecek mi? Bir uyanış, bir dirilme, bir aklını başına getirme yaşamayacak mıyız? O zaman, varsın gitsin 19 Mayıs'lar, 23 Nisan'lar, 30 Ağustos'lar... Anlamlarından, gerçeklerinden koparılmış, içleri boşaltılmış tarih yaprakları koparılıp atılsın!

Resimlere bakıyorum. Bayan Gül'e, karşısındaki o başörtülü hanımlara... Çankaya'nın, Çankaya'dan çıkıp bir Kasımpaşa mahalle kahvesine dönüşmesine!..

Önerimi yenilemek isterim: Bir daha AKP döneminde böyle ulusal bayramlar yaşanmasın, ramazan, kurban bayramları size de, bize de yeter!

(Cumhuriyet)

Şimdi kalk sen bu yazıyı düşünce özgürlüğünün kullanılması diye nitele.kolaysa,yiyorsa,aklın kesiyorsa...

ne demek çankaya'yı kasımpaşa'ya çevirmek.nedir sizin bu insanların görünüşleri ile alıp veremediğiniz.atatürk'ün eşi başörtüsü takmadı mı? bu atatürk'ün arkasına sığınmak değil;atatürk'ün arkasına sığınanları orada teşhir etmek.

hani kişisel özgürlüktü,hani demokrasiydi nihai amacımız.

eleştireceksen politikasını eleştir.hadi şahıslarını da eleştir.eşleri ile eşlerinin başörtüsü ile derdin ne?

işte aslında dağdaki pkk'dan çok aramızdaki bu kışkırtıcılardan korkacaksınız.dağdakinin elinde silah var,kim olduğunu,nerde olduğunu biliyorsunuz ama bunlar halkın sırtında yaşayan parazitler.nerde ortaya çıkacakları kimi kime düşürecekleri belli değil.

halkın birbirinden bir alıp veremediği yok.alıp veremediği olanlar,türlü entrikalara rağmen milleti bir türlü bölemeyenlerdir.
yüze yapılmış botoks gibi bir yazı. dikkate alınmaya değmeyecek kadar yavan. tehlikenin parmağının gösterdiği* değil de parmağın sahibinin olduğunu anlamamış kalemin serzenişi.
(bkz: tehlikenin farkında mısınız)
(bkz: adamin gotunden kan alirlar)
20 ekim 2011 dunyanin sonunu bize unutturmuş olan. halbuki tehlikeyi yeni yeni fark ediyorduk.
tipik islamcı refleksiyle cumhuriyeti savunanları masonlukla itham edenlere cevap vermek zorunda kalmak istemezdim ama nasıl bir ülke ki burası ermenistan dan çok ermenisi, yunanistan'dan çok rum u, israil den çok yahudisi var. ne kadar çok mason varmış bu ülkede. her taşın altından çıkıyorlar. arkadaşlar lütfen fikirlerini beğenmediniz insanlara bu zaten mason, bu zaten dinsiz vs. gibi eleştiriler getirmeyin varsa somut bişey koy ortaya da, slogan atmakla olmuyor bu iş. bir tek akp'Liler var di mi bu ülke de soyu sopu düzgün, dinininde imanında onlar dışında herkes sabetayist...

yazıya gelince; sonuna kadar katılıyorum efenim. cumhuriyeti sindirememiş insanlara, cumhuriyetle zıt giden insanlara cumhuriyeti kutlatmak hiç hoş olmuyor. arap ülkelerinin liderlerinin eşleri moderniteyi temsil ederken çuvalın içerisindeki hayrünnisa hanımla laik cumhuriyetin kazanımlarından bahsetmek berbat bir ironi oluşturuyor. islamcılarımz takıyyeyi bıraktıkları zaman çok daha saygıdeğer olacaklardır.