bugün

Kent betimlemeleri, giriş paragrafları ve benzetmeleri harika olan klasikçiler arasındadır. Romancı olarak dostoyevski ve tolstoy" dan aşağı kalır yanı yoktur, aynı zamanda dostoyevski de dickens hayranıdır. bir benzetmesine örnek vermek gerekirse: "Ne onur, dedi Bayan Wilfer, öpülsün diye kaşık çukurunun tersi denli duyarlı ve sevgi dolu yanağını uzatarak" (müşterek dostumuz) gerçekten de enfes bir benzetme.
büyük umutlar kitabıyla beni benden alan ingiliz yazar. insanı derinden etkileyen hikayeleri vardır. mutlaka okunması gereken yazarlardan biridir.
bugün google' ın doodle ile 200. doğum gününü kutladığı pek bir sevdiğim yazar.

o büyük umutlar da estel'i anlatışı yokmudur.

kutlu olsun.

görsel
1 yılı aşkın süre zarfında adını farkında olmadan neredeyse her gün zikrettiğim kişidir.

polonya'nın (polska) başkenti güzide şehrimiz varşova'ya (warszawa) ilk taşındığımda beklenenin aksine çok kolay bir şekilde ev bulmuştum. kirası biraz yüksekti ama tam önünde bulunan cennet güzelliğinde, içinde gölü ve gölünde ördekleri bulunan park (park szczesliwicki) daha ilk gün beni kendine aşık etmişti. yerleştikten sonra belediyeye (Ochota ratusz) gidip ikametgah çıkartmam gerekiyordu. kira sözleşmesinde yazan açık adresi bir kağıda yazdım, evim "K. dickensa" sokağındaydı. Aradan bir yıl geçti ama kime sorarsam sorayım "k. dickensa"nın ne olduğunu öğrenemedim sadece "k" nın "karola" olduğunu öğrenebildim. sonra bir gün belediye bir anıt dikti, incelemeye gittiğimde gerçekten şaşırmıştım. meğer bizim "karola dickensa" aslında "charles dickens"mış.

yani anlayacağınız polak'lar her zaman olduğu gibi bir özel ismin içine etmişler. dünyaca ünlü bir yazarın adını yazamamışlar.

charles dickens gibi bir yazarı eserleri ile anmak isterdim ama bu olayı yaşadıktan sonra eserleri ikinci plana düştü maalesef. ama yıllardır "entel" bir sokakta yaşadığımı bilmenin zevki de paha biçilemez.

diğer üstün polak çevirileri için;

(bkz: tima burtona)
hakkında bu kadar entry girilince öldü sandığım yazar.

(bkz: seviyeyi yükseltmeyin piçler)
(bkz: the invisible woman)
babasının borçları yüzünden 11 yaşında çalışmaya başlayan,15 yaşında başka bir işe giren ve eğitimine önem veren ingiliz yazardır. büyük umutlar romanında yarattığı pip karakteriyle gönüllerde taht kurmuştur.
eserlerini ingilizce yazması dışında bir marjinalliği olmayan düz romancı. büyük umutlar ve zor zamanlar kitaplarında bir kaç espiri denemesine girişmiş ve bize leş espiri anlayışını afişe etmiştir.
büyük betimleme ustası .
bir garip adamdır kendisi.
Charles Dickens, uykusuzluk hastalığına yakalanmıştı. Sadece yüzünü kuzeye dönerse uyuyabileceğine inanıyordu.
harika romanları vardır insanı içine çeker o zamanlar yaşamayı sağlar betimlemeler harikadır.
alelade bir yazar değildir.

iki şehrin hikayesi'ni okuyun ve dickens'in harikuladeliğini keşfedin.
ingiliz yazar ve toplumsal eleleştirmen.
ingiliz ünlü roman yazarı. iki şehrin hikayesi romanını çok severim.

Memur bir babanın oğlu olarak 1812 yılında doğan Dickens'ın ilk yılları refah içinde geçse de babasının borçları yüzünden hapse girmesiyle sefaletle tanıştı. Henüz 11 yaşında iken bir boya fabrikasında çalışmak zorunda kaldı. 15 yaşında bir avukatın yanına giren genç Dickens, öğrenmeye meraklı olduğu için boş zamanlarında stenografi öğrendi. 1835 yılında Morning Chronicle gazetesine stenograf olarak girdi ve 1835’te “Boz” takma adıyla Boz’un Karalamaları başlığında notlar yayımlamaya başlar.

1837'de ise esas onu ünlendirecek olan Bay Pikvik'in Serüvenleri adlı kitabını yayımladı. Aynı yıl içinde Catherine Hogarth ile evlendi. 1840 yılında ölen baldızı Mary’e ithaf ettiği Antikacı Dükkanı romanını yayımladı.

1840'ta Amerika’ya gitti ve burada büyük bir coşkuyla karşılandı, ama Genel Okur için Amerika Notları kendisini o kadar içtenlikle ağırlamış olanlarda şiddetli tepkilere yol açtı. 1843 ile 1846 arasında bol bol seyahat eden Dickens, bu seyahatlerde dönemin ünlü yazarlarıyla tanışma fırsatı buldu. Bu dönemde yine Daily News gazetesini ve Household Words dergisini çıkardı.

1858 yılında karısından ayrılan Dickens, bu dönemden itibaren yine sık sık seyahate çıktı, konferanslar verdi. Ama sonunda çok yoruldu ve Gadshill’deki evinde istirahate çekilmek zorunda kaldı. 1870’te de şöhretinin zirvesindeyken öldü. Mezarı Londra'daki Westminster Kilisesi'nde bulunmaktadır.

Eserleri:

Bay Pikvik'in Maceraları (1837)
Oliver Twist (1839)
Nicholas Nickelby (1839)
Antikacı Dükkanı (1841)
Bir Noel Şarkısı (1843)
Martin Chuzzlewit (1844)
Dombey ve Oğlu (1846-1848)
David Copperfield (1850)
Kasvetli Ev (1853)
Zor Yıllar (1854)
iki Şehrin Hikayesi (1859)
Büyük Umutlar (1861)
Müşterek Dostumuz (1865)
vasat ingiliz yazar. sanayi devrimi döneminin en büyük yazarı sözde. basit bir üslup edinmiştir. hikayeler, karakterler...
Soyismiyle eserleri doğru orantılıdır. Cuk olmuş hani.
eserlerinde işçi mahallerini, fakir insanları, ingiltere'nin lordlar kamarası dışında kalan kısmını anlatır. marx'ın das kapital'de anlattığı durumu edebiyatıyla anlatır da diyebiliriz.
Lise hazırlık sınıfında bir yığın kitabı okutulan şahsı muhterem. Aklında ne kaldı dersen sir dickens çok iyi bir adamdır. Ama banena.
ölümünden isaac newton'un sorumlu olduğu kişi.
Bir mulakata katilmistim,
En son okudugum kitabi sorduklarinda,
"Büyük Umutlar" demistim.
Klasik okumak zorunda degilsin, yeni donem trendlerine bakmalisin demislerdi. Bu arada zorunda olmadığımı biliyordum, Laf olsun diye söylediğimi dusunduler sanirsam trend olani takip etmedigimi nereden biliyorlardi.
Pucca nin fantezi dunyasini okumaliydim diye düşündüm ama gec kalmıştım mulakat bitmişti.
kitaplari monoton olmayan yazar.
Kalp krizinden ölmüştür.
Iki sehri hikayesi muazzam bir romandir .
ingiliz milletinin değeridir.
iki şehrin hikayesi gibi bok gibi bir romanın yazarı. elimde süründü resmen. rahmetlinin yapacağı betimlemeyi sikeyim çok affedersiniz, olay yok amk kitabında.