bugün

artık elzem olan şeydir.

süleymancılar, nur cemaatleri, menzilciler...

bu ve benzeri ülkemizde pek çok cemaat, tarikat yapılanması var.

şimdi soruyorum, ama herkes samimi cevap versin.
bu cemaatlerin ülkemize ve milletimize tek faydası var mı?

tek bir fayda?
bu ülke için ne üretiyorlar?
ihracat mı yapıyorlar, istihdam mı sağlıyorlar?
ya da bilimsel çalışmalar mı yapıyorlar?

misal atom enerjisi ile uğraşan bir cemaat var mı?
ya da nükleer enerji ile ilgili araştırmalar yapan bir cemaat?
yazılım üreten bir cemaat var mı?
yurtlarında teknik resim öğreten, bilgisayar programı geliştiren bir tarikat?

yok.

peki ne yapıyorlar?
devlet kurumlarına, üst düzey kamu görevlilerine, siyasilere, belediyelere, iş adamlarına gidip dileniyorlar.
o dilendikleri paralar ile yurtlar, kurslar açıp gençleri dindar birer yobaz olarak yetiştirmeye çalışıyorlar.
tam da sistemin istediği gibi.
ve bunların ele geçirdiği gençler potansiyel birer oy deposuna dönüşüyor ve bunların üzerinden kirli siyasi pazarlıklar yapılıyor.

ne devlete, ne ülkeye bir gram faydaları olmadığı gibi, binlerce asalak yetiştiriyorlar...

bu bugünün sorunu, akp'nin sorunu değildir.

bunlar dün de vardı, bugün de varlar.

bakınız atatürk'ün konya'da bir tarikat medresesinde yaşadığı bir anekdotunu aktarmak istiyorum.

--spoiler--
Gazi Mustafa Kemal, 2 Nisan 1922 tarihinde yanında Sovyet Elçisi Aralov ile birlikte Konya’dadır.
“O gece iki medreseyi ziyaret ettik. Kanlı, canlı hemen hepsi de gencecik mollalar medresenin avlusunda dizilmişlerdi. Bunların yanında geniş cüppeli, beyaz sarıklı hocalar da yer almıştı. Hepsi de yerlere kadar eğilerek Mustafa Kemal Paşa’yı selamladılar.
içlerinden biri, bunların başı ve en nüfuzlusu; Mustafa Kemal Paşa’dan, medrese sayısını arttırmasını rica etti. Bu zat, ayrıca, medrese öğrencilerinin askere alınmamalarını da istirham etti.

Hoca konuşurken Mustafa Kemal’in kendini tuttuğu belli oluyordu. Ama medrese öğrencilerinin askere alınmaması söz konusu olunca, artık kendini tutamadı ve yüksek sesle, sertçe:
“Ne o, dedi. Yoksa sizin için medrese, Yunanlıları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir? Millet kan içinde yüzerken; halkın en iyi çocukları cephelerde döğüşür, yurt için canlarını feda ederken, siz burada genç, sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz!… “

Mustafa Kemal konuşurken gözleri daha korkunç bir hal alıyordu.
Bu asalakların askere alınmaları için hemen yarın emir vereceğim!”.
Hocalar sindiler, ama yüzleri öfkeden kıpkırmızı kesildi, yabancıların yanında Hükümet Başkanı onları paylamıştı.

Mustafa Kemal Paşa bize dönerek; “Hadi gidelim, dedi, artık burada bizim için yapılacak bir şey kalmadı.”
Ve şöyle, isteksizce selam vererek oradan ayrıldı.

Mustafa Kemal Paşa otomobilde uzun süre yatışmadı: “Savaş sona erince onlarla daha ciddi konuşacağım! Her şeyden önce onları mali kaynaklarından, vakıflardan yoksun edeceğim. Yurt topraklarının büyük bir parçası, neredeyse üçte ikisi, belki daha çoğu vakıftır. Bu topraklar mollaların yaşam kaynaklarıdır. Bunların çoğu köylülerin ellerinden alınmış topraklardır. Buna son vereceğiz. Bir de utanmadan hükümetten yardım istiyorlar.

Mustafa Kemal, Anadolu topraklarında, şimdi gördüğümüz dinç, sağlam delikanlıları askerden kaçıran yüzlerce medrese bulunduğunu söyledi.
Bu asker kaçakları tam bir kolordu demekti.

Medrese öğrencilerinin şimdiye kadar niçin askere alınmadıklarını sormam üzerine, Mustafa Kemal, bunları askere alınmaları için gerekli emrin verilmiş olduğunu söyledi. Bu devrimci adım, subaylar arasında büyük bir sevinç yaratmış ve bu olay son günlerin en çok üzerinde durulan bir konusu haline gelmişti.

Kaynak:S.i.Aralov, Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Hatıraları, Çeviren: Hasan Ali Ediz s.104-106
--spoiler--

işte gördüğünüz üzre, dünün tarikatları ile bugünün tarikatları arasında zerre fark yok.
tek fark, bunlara "dur" diyebilecek bir ulu öndere sahip olamayışımız.

milletin kanını emen, devlete çöreklenen bu asalaklardan kurtulma vakti çoktan geldi de geçiyor.

daha kaç kız çocuğu yanacak?
daha kaç öğrenci göçük altında kalacak?
daha kaç çocuk yurtlarda, kuran kurslarında tacize tecavüze uğrayacak.

son olarak sevgili türk milleti.
lütfen bu asalaklara prim vermeyin.
lütfen bağış yapmayın. çocuklarınızı bunlardan uzak tutun, bunlara karşı koruyun.

bu asalakların rant kaynaklarını kesmediğimiz sürece daha pek çok trajik olay yaşamaya mahkumuz.
su götürmez gerçek.
aynı zamanda imam hatiplerde.
dini, para'dan, menfaatten ve her türlü dünyevi kirli işlerden uzak tutmak ve ibadet özgürlüğünü sağlamak için gerekli olan durumdur. din hiç kimsenin tasarrufunda olan bir organizasyon değildir. tamamen kul ile yaradan arasında ve içsel inançla yapılması gerekir. bu nedenle bu örgütlerin allahını seven, peygamberine inanan tüm müminlerce dışlanılması ve açılmamak üzere kapatılması gerekir. inanan kişinin tek kılavuzu vicdanı ve kitabıdır.
dünyanın yapısı bu. insan iyilik istermiş gibi yapar ama güce tapar. cemaatlerin güçlü olduğunun farkında olmayan yoktur sanırım? güçlüyü alt edebilmek için, onun kadar güçlü olabilen bir yapıya ihtiyaç var, aynı zamanda savaş verilmesi gerekiyor.

tepemizdeki savaşı gördünüz, erdoğan cemaati ile fetullah cemaati birbirlerine girdi, kendi savaş uçaklarımızla kendimizi vurduk. şimdi birisi kazanıp diğerini türkiye'den silecek.

cemaatlerin, tarikatların, dinlerin ortadan kalkması için laftan çok icraat ihtiyacı var ve emin ol insanların iki yüzlülüğünü gördüğünde sende acımazsın, "hayatını iyi yönde değiştirmek için uğraştığım insanlar bunlar mı lan!" deyip sende onları sömürmeye başlarsın.

kısacası bu iş küçük bir iş değil, sadece istemek bu durumu asla değiştiremez.
Zaten bir tane allah bir tane kitap var değil mi ? neden bu kadar farklı cemaat tarikat var zaten bunların olması bile saçma. Koskoca kainatın yaratıcısı bir dinin bu kadar farklı şekilde anlaşılmasına nasıl izin vermiştir. insan hayret ediyor.
"dini ve namusu olanlar aç kalmaya mahkumdur."

şiarınız bu cümle ise islam'ı yasaklamanız da kaçınılmazdır.
BU BAŞLIĞI AÇANIN TEVBE EDiP KELiMEi ŞEHADET GETiRMESiNiN GEREKLiLiĞi..!
doğrudur. kuran ile aramıza kimse girip dinden imandan soğutmamalıdır.
iNSAN NE KADAR DA APTALDIR!
iNKAR EDECEK BAŞKA ŞEY KALMAMIŞ GiBi, KALKIP DA TARiKATA, ŞERiATA LAF ATARLAR..
ÇOK YAZIK ALLAH HiDAYET VERSiN...!
"dinsiz ve namussuz olup tok olmaktansa
dinli ve namuslu olup aç kalmaya razıyız".

Bakış açısı bu işte. Sanki cemaatsiz müslüman olunamıyor, ibadet edilemiyor.
Bu tür beyinsizlerin nesli tükenmedikçe tehlike devam eder. Çok darbe görür, çok can feda ederiz.
sübyancılık, gericilik, fitne, darbecilik hep bunlarda. ama devrimsiz süpürülmezler. bu işten servet yapıyorlar.
AZRAiL GELiNCE, GÖZLERiNiZDEN PERDE KALDIRILINCA ANLAYACAKSINIZ KURAN'IN HAK KiTAP OLDUĞUNU.
O ZAMAN ANLAYACAKSININZ PEYGAMBERiN SiHiRBAZ OLMADIĞINI.
O ZAMAN ANLAYACAKSINIZ TARiKATIN ŞiRK OLMADIIĞINI AKSiNE HAK OLDUĞUNU.
O ZAMAN ANLAYACAKSINIZ BiZLERiN DEĞiL DE AHiRETiNE HiÇ HAZIRLIK YAPMAMIŞ OLDUĞUNUZ iÇiN ASIL YOBAZIN SiZLER OLDUĞUNU..
aynen fetö da olduğu gibi tüm tarikatlar ve cemaatler "terör örgütü" ilan edilmeli. zaten teknik olarak yasal değiller.