bugün

kıvrak zekasıyla, mükemmel şiirleriyle gönüllere taht kurmuş biriydi. insanı gerçekten dumur edecek kadar mantık dolu, unutulmayan mükemmel cevaplar.

nur içinde yatsın baba.

1-leman'da yazdığı dönemde, o zamanlar ilgili kişi metin üstündağ. genelde can babanın şiirleri 2. sayfada yayınlanırdı, bir gün şiiri derginin arka sayfasında görüyor ve metin üstündağı telefonla arıyor.

can yücel: metin benim şiiri derginin kıçina koyanın kıçına koyarım,der. telefon kapanır.

2-izmir tarafına fuara gidiyor, kitap imzalamak için. yanında oğlu gibi sevdiği ekrem ataer ve sanırım mazlum çimen var. can baba kitap imzalarken, tabi başı kalabalık, aynı anda rent car adında bir şirket için reklam yapan iki mini etkli hatun balıklama dalıyor..

rent car: ayy can beyy bizde imzalatmak istiyoruz. ''can baba ekrem ataer'e döner''

can yücel: ekrem oğlum al şu rent kar-ı-ları başımdan.

3-Bir panelde üniversiteli öğrenci sorar: Neden okuduğumuz bütün şairler erkek, kadınlardan iyi şair çıkmaz mı?

Can yücel: biz şiiri sikimizle mi yazıyoruz ne bileyim ben..

-peki kadınlar hakkında ne düşünüyorsunuz:

can yücel: düşünmüyorum, sikiyorum.

4-can baba kendisi bir etkinlikte sahneye çıkar şiir okur. tabi her zamanki gibi kafa 1500 ''öksürükler şiire dahil değil'' diye de uyarır.
şiirlerini okur, alkışını alır, indi inecek sahneden. hayret küfür etmedi bu sefer diye düşünülürken, kürsüye tekrar döner ve ''kusura bakmayın akşam akşam kafanızı siktim" der.

memleketin hali benim halim,
öyle bir kabız olmuşum ki
boğazıma kadar bok içindeyim..
neyzenin günümüzde ki ruhu idi.
unutmadan unutulmayanlara ek: eşcinseller için bir konuşmasında söyle der.

can yücel: kendi götüne sahip çıkmayan davaya nasıl sahip çıksın.
anlamsız söz dizeleri ve eksik şiirleri ile ün yapan kişiden beklenendir, okumadan unuttuğumuz, kimine göre unutulmayan.
soru soran cahil takımına: bi sikimi anlamıyorsunzu diyebilecek insan.

(bkz: eşek hoşaftan ne anlar)
can yücele sorarlar:
-efendim nedir bizim memleketteki bu sağcılık solculuk davaları?
can baba:
-bu ülkede sabah kalktığında malafat eğer sağ tarafa kaymışsa
sağcısındır, yok eğer sol taraftaysa solcu..
-peki sizinki ne tarafta ?
- ileride daima ileride
bir televizyon programı...

duygu asena : nazım hikmet kartpostal şairidir.
can yücel : kart sensin, postal da sana girsin
burnu boktan kurtulmayanların klavuzu.
can baba bir yazısında birisi için ''göt'' ifadesini kullanır.adam can baba yı dava eder.hakim sorar;
-neden adama göt diyorsun?
+hakim bey,bizim köyde göte göt derler.
Can baba Duygu Asena'nın programına katılır. Duygu Asena'nın Nazım Hikmet şiirleri için "artık kartpostal gibi oldu" demesi üzerine Can Yücel, "kart sensin postal da ... girsin" der. Ki bunu unutmak imkansızdır...
can babaya bir mahkeme çıkışında soru soran gazeteci şu dörtlüğü cevap olarak alır:

'ne yorum ne forum
belki yarın konuşurum
öyle gitti ki durum
soru sorana korum.'
birgün nazım hikmet ile ilgili bir tv programında tartışma olur.şimdi ismini hatırlayamadığım bir mhp li ile can baba tartışırlar.mhp li adam başlar çamur atmaya;
-nazım ın babası sağcıydı ve nazım ın anasını çok sikiyordu.o yüzden nazım solcu oldu.
can baba durur mu,yapıştırır cevabı;
-peki,madem öyle söyle bakalım;senin ananı hangi solcu sikti de sen sağcı oldun?
TiP'in ( türkiye işçi partisi, perinçek'in şimdiki işçi partisiyle alakası yoktur) tüzük görüşmeleri yapılırken tartışmalar olur. parti tüzüğüne sosyalizm konulsun mu konulmasın mı diye. ilerleyen saatlerde kürsüye epeyce kafası iyi halde can yücel çıkar ve konuşur:
- arkadaşlar, sosyalizm bir tüzük değil büzük işidir.