bugün

buluptavermeyenin..

ahanda kazım koyuncu tribute benden size gelsin, gece gece göz pınarlarım kurudu sigara çarpsınki.

http://fizy.com/#s/1kane8

http://fizy.com/#s/1ai6yw

alenmarkaryan’dan bir anıyla başlamak istiyorum.

‘ve daha şimdi bu yazıyı yazarken bir kardeşimin ağzından
babasının ölüm haberi geldi

o da yenilmişti kansere, dayanamaz bu yürek diye düşünürüm, kime ağlayacağımı şaşırırım, dün daha dün ,bir kardeşimi hastaneye yerleştirmeye çalışırken, hilmi’yi toprağa verdi arkadaşlarım, gidemedim o yüzden lakin daha yeni o bana gelmişti;sanki vedalaşmaya çalışıyordubir kadeh şarap içti ve gitti’

bilirmisiniz dedem ve babanem ben tam olayların ortasıyken hayatlarını kaybettiler. mekanları cennet olsun öncelikle. hala dedemin neden öldüğünü sormadım sormakta istemedim. çünkü o dedemdi hani beyninize her şeyi aşılarken beyaz saçlı biri olarak soktular ya dede kavramını; işte tam karşılığı benim dedemdi. ulan ufaktan dinleyin lan mutlu edin beni.

dedem ananeme güllü derdi; güllüüüüü çay, güllüüü mandalina, güllü mekin şunu istedi lütfen yap üzülmesin torunum..

o zamanlar şimdi saygı kelimesinin kendisine az kalacağı dayım, belki de bir melek varsa ananemdir dediğim gülten hanım bildiğiniz umrumda değildi. dedemle odada maç yaparken dayım gelse ağlardım vururdum ayağına, kim bilirdi istese tek kelimede vur dediğine vururdum. çocuk aklı hafız nerden bileyim.

anılara indikçe aklıma gelen ilk şeydir. ilk maçıma dedem götürdü beni unuturmuyum lan; beşiktaş 5- bursasipor 1, son gol penaltıdan nouma koydu çocuğu. numaralıdan izliyorum; kapalıya baktıkça dedeme soruyorum ”bu abiler neden bu kadar bağırıyor bende onlardan olmak isitoyorum dede oraya götür beni” diye. tabii muzurluk yapmadan olmaz holiganlığım o günden belli yanda bir orospu çocuğu demez mi devrede sahaya gir ufaksın bir şey demezler diye. düdük çaldı usain bolt yanımda kamlumbağa kalır yardırdım sahaya heralde hayatımın ilk giderimi o gün yedim. buda ufak bir anım hiç bir özelliği yok komikte değil sadece içimden geldi. ayrıca bana kart oynamayıda dedem öğretti. hani batakta çulsuz kalanlar dedem yüzünden fakir kaldınız bilmenizi isterim.

inanmazsınız son günlerinde ameliyat geçirmişti. acısı suratından belliydi lakin beşiktaşlı ‘gel torunum’ demişti. o acının içinde tıkış tıkış aynı yatakta yatırmıştı beni. çok geçmeden bir sabah yalnız uyandım annemin gözü yaşlı, yüzü telaşlı deden gitti dedi. unuturmuyum 50 sene daha geçse sanırsam o güne asla unutmam. nereye gitti sorusuna cevap almadan bindi asansöre, bana babane yolları gözüktü aldı biri götürdü. ben dedemin öldüğü gün yıkıldım, aslında üzülmek neymiş o pembe dünya bir anda nasıl siyah beyaz oldu o yaşta farkettim. inanmadım inandığımdada hiç bir şey yapmadım. cenaze evine geldiğimde ziyarete gelenleri öptüm ‘ufak- afacan’ mekin anlamadı diye herkes beni kandırdığını sandı. her aklıma geldiğindede derim yemezleeer arkadaş, yemedimde nitekim.

oysa ben bu hayatın orospu çocuğu olduğunu teoman’ın müziği bıraktığından, pelinsu vermedi veya berkcandan dayak yedim diye değil o kadar atık kıvamında insan varken dedem öldüğünde anladım. sebebi barizdi kanser. yıllarca hastane köşelerinde süründü sonuç nemiydi ? bariz ofsayt.

olay budur sadece paylaşmak istedim sinirimi, aniden esen üzüntümü. dedem kanserden gitti şimdide ailemden biri aynı hastalığa yakalandı. çok bir sonuç çıkmaz bu hastalıktan. o kişiler için ağlasam da ağlamasam da onlara bir faydası olmayacaktı ona emindim.

çok zeki değilim ama bir şeyi çok merak gidermek bana farz oldu; isviçreli, amerikalı bilim adamları makarnayı götten yiyip ağızdan çıkarmayı buldu, söyleyin neden bunun kesin bir tedavisi yok.. baştada dedim ekşisözlükte dolanırken kazımkoyuncu’ya bakayım dedim ordan esti aklıma bu illet. kimler gitti ve daha kimler gidecek bu illetten. ben ailemdeki kişiyi hastaneye götürürken forza beşiktaş ‘mekanın cennet olsun hilmi abi’ dedi.. size sesleniyorum bulun şunun tedavisi dünyada en az 1 milyar atık var. hepsiyle yaşamaya razıyım ama gitmesin ne başkasının dedeleri ne kazımlar ne aile büyükleri. aslında anlaması zor değil biz alışığız bu durumlara, siz hala insan hayatını paraya biçin. illa yaşamak için zengin olmak lazım değil mi ? hayat sürünmekle geçmiyormuş gibi birde hastane köşelerinde tattırmak amacınız. bilin mezhep’i sigara yaptık, kanser’i ibadet kabul ettik, hastaneyi kıble eyledik.. facebook’ta nerede oturuyorsun kısmına yatalak yazdık. nostradamus değildik, sadece gerçekçiydik. dedem değil sıradaki bendim, bizdik.

size diyorum gözüm azıcık yaşlı..

görüpte kanseri es geçenin, yalan söyleyen doktorun, kötü huylu tümörün, kemoterapinin, radyoterapinin, onkolojinin, mutasyonun, kanserle dalga geçenin, kanseri yeneni alnından öpmeyenin, yıkık dökük hastane yollarının; en önemlisi ise tedaviyi bulupta vermeyenin ..

iki noktalı yerleri es geçmemeniz, bu gecelik sigarayı lanetleyip içmeniz belkide ilerde ne sik yiyeceğinizi düşünmeniz dileğiyle..

--spoiler--

http://birkibrityak.blogspot.com

--spoiler--