bugün

Bir bedeni kabullenememe bir tür kaçış.bir yudum,bir nefes.denizlerin taşlarla buluştuğu an kadar sakin olmayı kendine yedirememe hali. ne zaman böyle oldum ne kadar devam edecek, rotasız devam ettikçe sınır ihlaline yaklaşmak korkusu.kimin sınırı, kimin rotası, eminsiz ve bu yollar ciddi ciddi tekinsiz.
güzel rüyalar gördüğümüz de, güzeldi ama garipti deriz nedense. kabus deriz kötü olanlarına. ağlatırlar bazen garip olanlar da kabuslar kadar. bazen söyleyemediklerimizi söyleriz güzel olanlarda, bazen de görmek istediklerimizi görebiliriz. tuhaflığı bundan kaynaklanır belki de.
Hiç yanılmadım. Kimin ne dediğini önemsemeksizin kendi hissettiklerim beni hiç yanıltmadı.

Mizaç olarak bu kadar gerçekçi iken hissettiklerimin de böylesine doğru çıkması bazen üzmüyor da değil.

Artık yanılmak istiyorum ben de...
Ve ben artık kendimle yapamıyorum.
bir bekleyenin var...
sen kendinden vazgecsen de, senden vazgecmeyen.
Hayatımdaki tek heyecan, perşembe günü resmi tatil yapacak olmam. inanabiliyor musunuz?
zaten geçenlerde gittiğim fotokopici de, dedem yaşında adamdı bana abla dedi. yahu gencecik bir ay çiçeğiyim ben.
o kadar yaşlı hissediyorum ki, nereden baksan bir 75 yaşında var benim ruhum.
her yere yetişmeye çalışmaktan, kafama göre uçup kaçamadığım hayattan yoruldum. yordunuz ulan beni yeter be.

herkes farkında mıdır bunun? öyle kafamıza göre nefes alma hakkımız yok bizim. 09:00'da iş başı.
bu kadar sömürdükleri gençliğin bu düşüş hali ne olacak hiç düşünmüyor mu bu patron sınıfı falan? düşünmesi lazım çünkü.
ah pardon, happy hour yapıyorlardı! doğru!
ay, çok günahlarını aldım şimdi.

of, yine döküldü taç yapraklarım. köklerimi kurtarabilsem bari.
zamanlar geçmiş zaman olduğunda yaşananların dün gibi aklımda kalması da çok geçmiş sayılır. Gelecek gözlerimi kör edercesine engelliyor görmemi. Neler yaşadım neler hissediyorum, aşklar gerçekten sadece filmlerde mi olur yoksa sadece filmlerde mi bu kadar güzel geliyor insana. O olsun diye dua ettiğim anlarla şuan ki halim arasında epeyce fark var. Düşünüyorum da pişman olduğum bir şey yok...

Aynı yatakta ve muhtemelen aynı zamanlar düşündüğüm farklı insanlardan hangisinin aklındayım bilmiyorum. bilmek çoğu zaman yardımcı olmuyor olacaklara. Daha fazla aşk sadece yoruyor zaten güçsüz olan bedenimi. Saçma sapan şeyler yazdırıyor geceleri düştüğüm bu boşluksu yapının içindeyken düşündüklerim.

bazı şeyler beni ben yaparken, çoğu benden uzaklaşıyorum bazı birliktelikler sonrası. Gözlerim birlerini aramıyor, sadece özlüyorum gerçekleri duyduğumu sandığım küçük mutluluk anlarını. Bir şeyler kopuveriyor yüreğimden sızıdan farklı can yakan bir hisle. Sen diyebileceğim kimsenin kalmaması duygularımın bu kadar yoğun olması karşısında muhatap bulamamak yüzden tamamlanamıyor.

çoğu insan ve çoğu muhabbet kısır bir döngüde çıkışı ararken sadece rahatlamak ve kendim olmak istiyorum. Ego tatmini yaptığım sıralardaki kendimi beğenmişliğim de bir çocukluk yatıyor olması vitamin eksikliğinden mi kaynaklanıyor bilinmez, pek haz etmesem de beni ben yapan olgulardan olması bakımından torpil geçip görmemezlikten gelmenin gözüne vuruyorum.

susmuyorum daha çok konuşuyorum gün be gün. mutluluğu eski bir dostu görmeye çalışır gibi aramıyorum kalabalık ortamlardaki yalnızlığımda. Kendimi sevmeye çalıştığım her anın içinde sadece sevilme ihtiyacının açlığını görüyorum.

Tanım: yazarların içlerini döküp bir anlam ifade etmeden dile getirmek istediklerini dile getirmeye çalıştıkları yazımsı harf birliktelikleridir.
“içimi sızlatacak kimse kalmadı içimde”
beni affet.
Sinirlenince aglayan insanlar daha icten ve guvenilirmis kime gore neye gore sinirlenince aglamak cok malca lan ama insan aglayonca siniri geciyor freud amca da bizden.
"Bana farkmaz qanqa."
Ben rahatsız olmuyorum, elimden geleni yaptım. Buldun ki biliyordum da bulacağını ama sallamadım. Takılalım böyle bana da eğlence çıkıyor valla. Si yu kabilesinden selamlar.
sevgili Öylesi,

nasılsın. seni görmeyeli uzun zaman oldu. buradan ayrıldığından beri hayatımda hiçbir şey değişmedi. anlayacağın varlığın da yokluğun da bi s*ke etki etmiyor. b*k ye.

sevgiler, kamuran.
tüm sorular 4 şıklıdır. tek yanlış bütün doğruları götürebilir. o değilde hocam -anılar- birbirini götürürmü?
değişim kadar insanı korkutan ve bir o kadar da cesaret veren başka bir kavram daha yok. o belirsizliğin verdiği korkunun yanında, her şeyin sonunda n'olacağının sizin kararlarınıza bağlı olmasının verdiği özgürlük hissinden bahsediyorum.

hayat eğer bir lunapark olsaydı, değişim bu lunaparkın roller coasterı olurdu.
"ruhumdaki fırtınalar merih'i usandırdı
nuh'a haber eyleyin de, gelsin de tufan görsün"
Saçlarımın uzunluğu kadar kederim var. Ve benim saçlarım çok uzun.
güncel Önemli Başlıklar