bugün
- b'u r c u9
- anın görüntüsü28
- metin arolat31
- klarnet calan sarapci koala 69
- amca diyen kasiyer kız9
- otobüste uyuyamamak8
- 21 eylül 2024 fenerbahçe galatasaray maçı70
- ctrlx9
- neden sürekli kabız oluyorum14
- sözlükte nefret ettiğiniz yazarlar ve sebepleri10
- narin güran17
- bugün bir değişiklik yapalım bilgi entrysi girelim25
- kocam ol diyen kadın12
- bel çevreniz kaç cm12
- bimde çalışanda akıl var mı13
- hangi sözlük kızıyla ne yapmak isterdin22
- nickli başlık açanlar kucağa alınacak12
- siber güvenlik başkanlığı9
- sudekiray12
- sağ yan ağrıması8
- menuet13
- hasta olsam geçmiş olsun der misiniz9
- bursa da başı açık öğretmen istmeyen okul müdürü19
- geçmiş olsun menuet13
- arkadaşlar beni neden insta'dan takip etmiyorsunuz12
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz11
- notaların cinsel ilişkiye girmesi10
- derbi sonrası mourinho'nun istifaya davet edilmesi11
- zafer partisi8
- uludağ sözlük discord grubu12
- sahilde eğlenen suriyeli genç erkek kardeşlerimiz14
- sözlükte tek destekçimin true olması8
- kuresel ikinma'nın ne biçim yetkili olması11
- çekrekliğe bi vursak yüzde 75i boşa gider10
- türk sevmeyip afgan ve suriyeli seven yazarlar17
- fenerbahçe galatasaray derbi sonucu ne olur15
- bana aşık yazarlar15
- kuresel ikinma'ya yetkili diyen zavallılar10
- gocu silik yesin kampanyası15
- doritoslu çiğ köfte16
- menuet'in çok gergin ve sinirli olması9
- ey müslümanlar inananlar haydi cumaya allah yoluna9
- gocu isimli küfürbazın çaylak olması10
- eve çağıran erko21
- umut halil icardi9
- türkiyede neden herşey pahalı8
- bir kadın sizi takip etmeden storynize bakıyorsa12
- cennetteki köşklerin 70000 odası olması11
- clara heidi'nin halası mı teyzesi miydi9
- ilk buluşmada erkekten istenecek belgeler9
Hayatı değerlendirirken, ortasında kalınan dünya...
Her sabah atlarım boşluğa. Düşülmüyor çünkü ve can yakmıyor. Hem yalıtkandır da.
nasıl bir şeydir bu?
yapmak istemediği şeyleri yaptırıyor insana. bir düştün mü kurtulamıyorsun. dipsiz bir kuyu gibi. saçma salak bir şey işte.
yapmak istemediği şeyleri yaptırıyor insana. bir düştün mü kurtulamıyorsun. dipsiz bir kuyu gibi. saçma salak bir şey işte.
hayat içindeki boşluklar, bekleyişler, haddizatında boş değildir. En az hareketler kadar doludurlar. ne yazık ki herkes acele içinde. mesela durakta bekleyenler bile durmakta oldukları halde, aceleyle duruyorlar. durmak bile acele yapılabiliyor. aslında bekleyişler en acele, gelmeyişler en sabırsız. aslında yürümek, hareket etmek, yemek yemek telaşı azaltıyor. durmak en hızlısı, en yorucusu. keşke boşlukları istenilen manada boş bırakabilsek. aslında boşluklar varoluşa imkan tanır. sizinle benim bile ayrı ayrı varoluşumuz, aramızdaki boşluktur. nazım, mimarlık ilmiyle şu oturduğumuz evi yaptığında, duvarlar, kirişler, tavanlar yapar. doğru! ama asıl yaptığı bunlar değildir, şu içinde oturduğumuz oda, yani boşluktur. resim yapanlar bilirler, boşluğa hakim olamazsanız, boşluğun arasından kendini gösterecek asıl form görünmez. notalar aralarındaki boşluklar nedeniyle müzikal kaliteye ulaşırlar. yoksa curcuna olurdu duyduğumuz. kalp atışlarımızın, soluk alış verişlerimizin sıhhatli olması için aralarında boşluklar olmalıdır. bizi yaşıyor kılan da, ölecek olmamızdır. hayat ölümle vardır. (bkz: cem mumcu)
(bkz: makber)
(bkz: makber)
hayko cepkin' in klavyenin yoğunlukta olduğu, sakin olmam lazım albümünden güzel, hoş bir parça.
NEREDESiNiZ, ne iş yaparsınız, kaç yaşındasınız, bilmiyorum. Ümidinizi ve endişelerinizi bilmiyorum. Geçmişinizi bilmiyorum. Halinizi bilmiyorum. Sizin de işini, hayatını, düşüncelerini bilmediğiniz milyonlarca insan var. Hepimiz ayrı ayrı alemlerde, ayrı ayrı ömürlerin kozasını örmekle meşgulüz. Hepimizin müşterek tarafı sadece şu:
Yeryüzünün muayyen bir zamanında ve aynı fasileye mensup canlılar olarak, yaşamakta bulunmak...
* * *
En geç yüz yıl sonra bu ortaklık bitecek ve bugün doğan yavrular da dahil, şu anda yaşayanlardan kimse dünyada kalmayacak...
Babanızın ismini biliyorsunuz.
Ya dedenizin?
Onunkini de biliyorsunuz.
Ya dedenizin babasının?
Diyelim ki onunkini de biliyorsunuz.
Ya dedenizin dedesinin?
Ya onun dedesinin?
Meçhullere uzanan bir geçmiş... Gelecek için de öyle... Çocuğunuzun ismini biliyorsunuz. Torununuz varsa, onunkini de biliyorsunuz. Ya torununuzun torununun ismi? Ya onun çocuğunun ismi?
* * *
Siz dedelerinizin dedelerini nasıl hatırlamıyorsanız, sizden sonra gelecekler de sizleri hatırlayamayacak...
Bir yerden gelip, bir yerlere giden nesiller içinde, bizler de bir ömür boyluk figüranlarız.
Bir de şöyle alalım meseleyi. Siz varsınız... Sonra sizin yaşadığınız mahalle... Sonra yaşadığınız şehir... Yaşadığınız memleket... Yaşadığınız dünya. Ya kâinat, ya öteki yıldızlar?..
* * *
Dün gazetelerde çıkan havadislerde, Güneş Sistemi dışında kalan ve başka güneşlerin etrafında dönen yıldızlara ait çalışmalardan bahsediliyordu.
Asırlar içinde ne kadar yoksak, kainat içinde de o kadar yokuz.
Saniyede üç yüz bin kilometre giden ışık ve milyarlarca yıldan beri ışığı henüz bize ulaşamamış olan başka dünyalar...
* * *
Bizler sadece birbirimize karşı ve muayyen bir zaman ölçüsü içinde varız.
Dünyada geçirdiğimiz müşterek zamanın birbirimize karşı yarattığı yakınlık yanında; üç yüz yıl önceki dedelerimize ve üç yüz yıl sonraki çocuklarımıza karşı olan yakınlığımız pek manasız kalıyor.
* * *
Peki neden geçinemiyoruz? Birbirimizden çalmak istediğimiz ne? Neden şunun aleyhindesiniz, neden bunu sevmiyorum? Neden dövüşüyoruz?
* * *
Neredesiniz, ne iş yaparsınız, kaç yaşındasınız, bilmiyorum. Ümidinizi ve endişelerinizi bilmiyorum. Geçmişinizi bilmiyorum. Halinizi bilmiyorum. Sizin de işini, hayatını, düşüncelerini bilmediğiniz milyonlarca insan var. Ama bir defa ve aynı devirde gelmişiz şu yeryüzüne; daha candan anlaşalım, daha rahat edelim, diyorum. Olmuyor tabii... Olmayacak da...
çetin altan
Yeryüzünün muayyen bir zamanında ve aynı fasileye mensup canlılar olarak, yaşamakta bulunmak...
* * *
En geç yüz yıl sonra bu ortaklık bitecek ve bugün doğan yavrular da dahil, şu anda yaşayanlardan kimse dünyada kalmayacak...
Babanızın ismini biliyorsunuz.
Ya dedenizin?
Onunkini de biliyorsunuz.
Ya dedenizin babasının?
Diyelim ki onunkini de biliyorsunuz.
Ya dedenizin dedesinin?
Ya onun dedesinin?
Meçhullere uzanan bir geçmiş... Gelecek için de öyle... Çocuğunuzun ismini biliyorsunuz. Torununuz varsa, onunkini de biliyorsunuz. Ya torununuzun torununun ismi? Ya onun çocuğunun ismi?
* * *
Siz dedelerinizin dedelerini nasıl hatırlamıyorsanız, sizden sonra gelecekler de sizleri hatırlayamayacak...
Bir yerden gelip, bir yerlere giden nesiller içinde, bizler de bir ömür boyluk figüranlarız.
Bir de şöyle alalım meseleyi. Siz varsınız... Sonra sizin yaşadığınız mahalle... Sonra yaşadığınız şehir... Yaşadığınız memleket... Yaşadığınız dünya. Ya kâinat, ya öteki yıldızlar?..
* * *
Dün gazetelerde çıkan havadislerde, Güneş Sistemi dışında kalan ve başka güneşlerin etrafında dönen yıldızlara ait çalışmalardan bahsediliyordu.
Asırlar içinde ne kadar yoksak, kainat içinde de o kadar yokuz.
Saniyede üç yüz bin kilometre giden ışık ve milyarlarca yıldan beri ışığı henüz bize ulaşamamış olan başka dünyalar...
* * *
Bizler sadece birbirimize karşı ve muayyen bir zaman ölçüsü içinde varız.
Dünyada geçirdiğimiz müşterek zamanın birbirimize karşı yarattığı yakınlık yanında; üç yüz yıl önceki dedelerimize ve üç yüz yıl sonraki çocuklarımıza karşı olan yakınlığımız pek manasız kalıyor.
* * *
Peki neden geçinemiyoruz? Birbirimizden çalmak istediğimiz ne? Neden şunun aleyhindesiniz, neden bunu sevmiyorum? Neden dövüşüyoruz?
* * *
Neredesiniz, ne iş yaparsınız, kaç yaşındasınız, bilmiyorum. Ümidinizi ve endişelerinizi bilmiyorum. Geçmişinizi bilmiyorum. Halinizi bilmiyorum. Sizin de işini, hayatını, düşüncelerini bilmediğiniz milyonlarca insan var. Ama bir defa ve aynı devirde gelmişiz şu yeryüzüne; daha candan anlaşalım, daha rahat edelim, diyorum. Olmuyor tabii... Olmayacak da...
çetin altan
ya sen onun içindesindir. ya o senin içindedir. ikisinin tarifi de birdir: boşluktayım!
Elimi uzatıyorum değmiyor. Neresinden bakarsan bak dolmuyor. Bedenim yerde ama ayaklarım basmıyor yere. Düşüyorum diyorum; bekliyorum çarpmalıyım, bitmiyor.
Hayko cepkin'in en güzel şarkısı.
Boşluk hissi bazen iyi gelir insana.. Tekrardan sorgulamaya başlarsın..
dunyanin uzerine cikmis karanliga atlarmiscasina.
nere gidecegini ne yapacagini bilmeden daldigin bir bosluk.
nere gidecegini ne yapacagini bilmeden daldigin bir bosluk.
kuantum mekaniğine göre boşluk=hiçlik=herşey
ruhunuzun hiç bir şeye temas etmemesidir.
insanın içinde bulunan, çoğu kez yanlış şeylerle doldurulmaya çalışılan geniş alan.
güncel Önemli Başlıklar