bugün

arafta dolaşmak gibidir. ne ölüsün, ne diri.. ne mutlusun, ne kederli.. dışarıdan bakanlara göre her şey yolundadır. işte o an onların yerinde olmayı ister insan.
(bkz: fill in the blanks)
yalnız yaşıyorsundur ama keyfin yerindedir, ta ki bir gün aşık olana kadar ve eğer reddedilirsin kocaman bir boşluğun içine gömülürsün işte.
telefonunun cebinde olmadığını anladığında oluşan histir. insanın içinde bir boşluk duygusu oluşturur ve mide den beyne doğru ısı yaratan bir karıncalanma oluşturur. bi an hiçbir şey düşünemezsiniz ve bu yüzden boşluk hissi en güzel tanım olur.
olmayaydı iyiydi hissidir. insanın canı hiçbirşey yapmak istemez. şuan içinde bulunduğum durum.. gülüyorum, acıkıyorum, düşünüyorum ama çok boş hissediyorum. beni yedirin içirin uyutun, isteğim budur. buradayım ama yazamıyorum. yazınca hep karamsar oluyorum. ki ben böyle biri değilim.. ya galiba, ben, geçen seneki sen'im. beni anlarsın demiştin ama o zaman ben yanındaydım. ama şimdi ben hem boş, hem boşluğum. nasıl iş ? evet kalbim dolu. maalesef. bu boşluk hissinin nedeni belli. ama çözümü yok.
kalpler yalnız allah'ı anmakla huzur bulur.
karamsar bir hadise. eğer bu his çok derinse kişi bardağa dolu tarafından bakmayı öğrenmeli.
herkesin mutlaka birşeylerle bastırmaya çalıştığı manevi tirbülans durumu. kimi ideolojilerle doldurur o boşluğu kimileride faydasız ilimle.
finalden sonra hissedilendir. ha ben daha hissedemiyorum o ayrı.*
üniversitenin kapanmasından sonra oluşan histir.
sevgilinizin size "sen kimsin" diye sorarak hayatındaki varlığınızı yok saydığında hissettiğiniz ilk şey.

vay anasını arkadaş.
hiçbir şeyi amaç- hedef haline getirecek derecede değerli görememekten kaynaklanır. ebedi gerçeklik.
günlerden bir gün her şey yolunda giderken, birden kendinizi uzayın boşluğunda kalmışcasına hissedersiniz. bu boşlukta hissi bilgisayar başında entry girerken buzdolabından bir şey almak için gittiğinizde ama buz dolabının kapısını açtığınızda ne alacağınızı unutmanıza sebebiyet veren histir. dumur olursunuz kalırsınız ortada.
insanı kemiren hislerdendir. benzin pompacısı olmaya kadar yolu var.
yakında pompacı olacağım. yaşasın.
elin ayağın birbirine dolanır. neredeyim? Nasılım? ben kimim? biz kimiz? burası neresi?

aklıma gelen her şeyi düşündüm gibi. aslında hepimiz kötüyüz. iğrenciz. birilerini yok saydık, bundan zevk aldık. kullandık. duymak istediğimiz şeyler vardı, kimden olduğu önemsiz duyduk ve sonra kulak asmadık. karşılığı olmayan her hareket daha da bir boşluk yarattı sende, bende, onda, bizde.

bazen beynim de boş gibi. ışıkları kapatsam da görüyorum gibi. epeydir sesim çıkmıyor. aslında bir yerde sıkışmış olma hissi de; boşluk hissi. düpedüz kördüğüm.

hayatın hiç bir zaman yetmediğini bilmek; boşluk hissi. başlı başına bir boşluk. bir çoraklık.

bir allah'a inanmamakta; boşluk hissi. amacım nedir? kendine bir amaç yükleme gayesi. zaten koskoca evrende sandığımız kadar önemli olmadığımızı anlamakta bir boşluk hissi. farkında olmak her zaman işleri iyi yapmıyor. farkındalık arttıkça bir soyutlama ihtiyacı. insanları tanıdıkça; yeni insanlara olan hatta tanışmadığım insana olan güvensizlikte; boşluk hissi.

iyi niyetli tüm yaklaşımları kenara bırakıp gerçekçi olduğun zaman da aynı; boşluk hissi. Sevgilinin sevmeme ihtimali, arkadaşının sana arka çıkmama ihtimali. zamanla bu duruma alışmakta; boşluk hissi.

en son tüm o boşluk, kocaman bir yer ettiğinde. hayatın boyunca duyduğun tüm yalanlar, gerçekten inanıpta piç edilmiş onca hayalin. misal küçükken dua ederdim hayatım boyunca kime dua ediyorum demeden dua ederdim. bir gün bu kim lan? neyi kimden istiyorum amk? dediğimde; hooop boşluk hissi.

inandığı tanrı kadar egoya sahip insanları görmek ayrı bir boşluk hissi. siktir olup gitmek istediğinde tüm insanların güzel olan her şeyi piç ettiği görüp onlar gibi yaşamak zorunda olduğunu bilmekte aynı şey.

yalnızlık sanıyordum eskiden ama değil apayrı bir şey bu; boşluk hissi.

zamanda öyle. geçiyor, geçecek. izafiyet teorisinde anlatılabildiği kadarı bile karmaşıkken, yaşamakta çok garip. her gün güneş doğuyor, eskiyen, yaşlanan bizleriz. Dünya hep dönüyor, yeni olan bizleriz. kayboldum zamanın içinde, böyle bilincin tamamen ortadan kalkması durumu. nerede olduğunu algılayamamak, varla yok arası, ölüm gibi bir şeydi. kocaman bir hiçlik. eskiye dönünce, geriye yani düzelince her şey; zaman yine akmaya başlayınca, o boşlukta gezindiğim zaman tünelinde kavradığım şey şu oldu; hayat bir tekerrür. tam anlamıyla bu. aynı şeyler, aynı şeyler, aynı şeyler. mekan ve zaman değiştirmen sadece sana olayı farklı hissettiriyor sonuç olarak yaşananlar, beklentiler, sonuçlar hemen hemen aynı. hatta tüm insanları ortak acıları dedikleri şey bu olabilir. herkes benzer hayatı yaşıyor, yorum farklılığı var. bakış açıcı, o pencere değişebiliyor bazen. garip.
çoook büyük bir aşktan çıktıktan sonra ve aşık olunan kişiyi unuttuktan sonra insanın hayatını bok eden his. hayatınızdan büyük bir amaç eksilmiş, ne yapacağınızı bilmeden, gelecek planları kurmadan mal gibi yaşarsınız. insan hep yeniden aşık olmak ister bu dönemde ama bilinmelidir ki bu çok zordur.
uzayda hissedilebilitesi yüksek olan his.
içinde bulunduğum durumdur. insanın hiçbir şey mi yapası gelmez! son günlerde çok sık kararsız kalmaya başladım nereye çeksen oraya gidecek vaziyetteyim. geçen seneyi çok özlediğimin farkına varıyorum şu sıralar depresyona giriyorum sanırım.
Kürek gibidir...
insanı zaman zaman yoklayan his. olabildiğince fazla şeyle meşgul olmanız salık verilir. hiç boş vaktiniz olmasın hatta. kafanızı koyar koymaz uyuyacak kadar yorulun. bi sorgulamaya başlarsanız hayatı, götünüze girer sonra.
her şeyin boş ama yüreğin dolu olduğu his.

yüreğe öküz oturur çünkü.
hiçbir şeyin yetmemesi durumudur. yeri gelir bazen zaman bile anlamsızdır. artık her şeye 'onu yapınca ne olacak, bunu yapınca ne olacak.' diye bakar, düşünür hale gelirsiniz. hoş bu duygu öylesine, birdenbire gelen de bir şey olmasa gerek. sevdiğiniz sizi terk eder ve bütün hayallerinizi alır. eğitiminiz, işiniz kötü gider bütün planlarınız çöpe gider. uğruna bir şeyler yaptığınız insanlar gider ve bir başınıza kalırsınız ve sonra 'napıyorum ulan ben' hissi oluşur. işte bu histir boşluk hissi. napıyorum ulan ben!
okuduğunuz kitabı bitirdiğinizde, izlediğiniz dizinin finalinde, bir şarkıyı uzun süredir dinlediğinizi fark ettiğinizde, gözünüzde eyeliner varken unutup kaşıdığınızda, uykuya dalarken o düşme hissini yaşadığınızda gelen boşluk hissi.
Boşluk terk edilmişliğin anlamsız tepkimesinden doğar.
bazen o boşlukta kaybolmak istiyorum. zevklidir. her şeyin anlamını yitirdiği yerde değersizliğimin gerçekliğini yani benliğimi görüyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar