bugün

belim ağrıyor ben oturamam.
hiç sevmem.
Hayattan hiçbir beklentisi kalmayıp kendi hayatını sorgulama sürecini yaşayan kişilerin yaşadığı bunalım süreci.
izmir de geceleri sahile karşı yapmış olduğum eylemdi.
(bkz: forrest gump)
Özellikle denize karşı böyle oturmayı seviyorum.
Dünya derdini bir kenara bırakıp, hiçkimseyi düşünmeden, boş boş denizi izlemek terapi gibi geliyor. Hafifliyorum, ardından bir de tatlı tatlı uyku bastırıyor. Başıma bir iş gelmeyeceğini bilsem kıvrılır yatarım.
sonu dayak yemekle bitecek olan eylem.

illa biri sarar size. bi müddet sonra eşine, dostuna söyler. "olm bu herif sabahtan beri yalnız orada oturuyor" der. 4-5 kişi sizi izlemeye başlar.

eninde sonunda ya ajansınız diye ya "elalemin garısını gızını mıbakıyon lan sen?" bahanesiyle, hiç olmadı insanları korkutuyorsunuz diye temiz bir dayak yersiniz.

"mahallelerimizin kolektif savunması ve güçsüze kalabalıkça had bildirme sanatı" adlı kitabımın 213 sahifesinde bu konuya eğinmiştim.
Sıkılırım herhalde. Bankta oturacağıma gider yatağımda otururum, ne güzel aşkım marmelatla.
burası türkiye. yanınıza oturup çekirdek çitlerler. yok öyle sanatsal tablolar bu ülkede.
varank reis, tengir gibi yaşını almış dayıların eylemi.
çok defa yapmaya çalıştım. lakin insanlar sizi sizle bırakmamak konusunda oldukça inatçıdırlar.

bunu bir parkta veya insanların gelip geçtiği yerlerde yapmak huzurunuzu kaçırabilir...

bu memlekette bön bön bakan, anlayış yoksunu çok öküz var...

ıssız tenha bir yerde bir ağacın dibinde oturun düşünün...

zira insanların olduğu yerde hiçbir şey düşünemiyorsunuz, düşündürtmüyor can sıkıcı varlıkları!
Yalnızlığınızı bir banka paylaşmış olmanın verdiği hüznü içerir.
görsel
görsel
görsel
görsel
düşünmektir. kafa dinlemektir. önceki yaşananların muhasebesini yapmaktır. hafif esen rüzgar eşliğinde tefekkür etmektir. etrafta geçen insanları yorgun gözlerle incelemektir. arkadaşlarla birlikteyken gizli yalnızlık çekmektense kendi başıma bankta saatlerce kalmayı tercih ederim.
istanbul'da ikamet eden için en uygun yer adalar..
Denizi izle martıları besle kuşlarla dertleş...
bank eve yeterince uzaksa bir ömre benzeyen birkaç saate dönüşebilir. hatta zamandan kurtarabilir insanı. önce biraz ağlanır sonra gülümsenir, bütün oyunlar ama kötü oyunlar zihnimizde baştan oynanabilir sanki sonuçlar değişirmiş gibi.
herkesden kaçan bir tek kendinden kaçamayanların yaptığı eylemdir.
Dün kadıköy sahilinde yoğun sağanak sonrası boşalan banklardan birinde oturup saatlerce gidip gelen vapurları, insanları, istanbulu seyrettim.
dolu bankta oturmamak lazım tabi.
belki gidecek yerin yoktur belki de gidecek yerin vardır lakin ait hissetmiyorsundur. Belki de sadece kafa dinliyorsundur.
gelip geçen insanların, civardaki ağaçların belki bir sokak lambasının ya da kaldırım taşının hikayesi de yazılıyorsa 10/10 benlik harekettir.
tebrik ve teşvik ederim efendim.
Yaşlı bir dayı eylemi.
Sonbaharın en güzel eylemlerinden biri.
2 bira alıp biraz kafa dinlemek. arada yaptığım bi durum.
En son birkaç gün önce duygusal bir yürüyüş sonrası, saatlerce olmasada oturdum. Hava tam istediğim gibiydi bir yandan yağmur çiseliyor bir yandan ılık bir esinti. Sessiz, sakin bir parkta oturdum uzun süre. Boş boş etrafı izledim. Arınmış bir şekilde döndüm eve.
Kışın akşamları sakin vakitlerde dona dona otururdum. O zamanlar yanıma gelen kedileri severken falan beni deli sanacaklar diye korkardım ama şimdi keşke daha fazla keyfini çıkarsaymışım diyorum.