bugün
- millet açsa neden kafeler tıklım tıklım27
- 27 nisan 2024 fenerbahçe beşiktaş maçı24
- icardi190518
- sözlüğün en ruh hastası yazarı8
- icardi1905 silik olsun kampanyası28
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi22
- ideal duş alma sıklığı12
- anın görüntüsü20
- integralin müfredettan kaldırılması15
- evlilik14
- patiswiss9
- artificialintelligence11
- ak partiliyi çok fena döven chp belediye başkanı22
- 26 nisan 2024 adana demirspor galatasaray maçı51
- kültürlü entelektüel alçak gönüllü güzel kadın13
- sitede birine sövseniz entry 3 gün kalıyor8
- erkeğe ne hediye alınır13
- kekeme olan biri doktor olurmu11
- futbolcu ismiyle nick almak9
- uzağı göremeyen insan18
- bir şarkı sözü der ki10
- arkadaşlar cumaya neden gelmediniz14
- nickini google da aratınca çıkan ilk görsel16
- sırtınızı bir sözlük kızına dayar mısınız9
- seni seviyoruz insan olmaya çeyrek kala8
- ali erbaş12
- bik bik moderatör olsun19
- bik bik moderatör olunca bana kız ayarlar mı10
- kent lokantası niye bedava değil demek24
- antalya'ya abartılmış şehir diyen göt11
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır20
- istanbul suriyenin başkentidir12
- türkiyede çok abartılan arabalar18
- nervio'nun ellerinde cenneti koklamak9
- cumaya gidenlerin çok azalması13
- pahalılıktan dolayı suriyeye dönen kadın8
- almanya8
- azerileri çok seviyorum ne yapmalıyım13
- genç kızlıktan teyzeliğe geçiş13
- kanınıza rengini verir misiniz14
- aristoteles'in orta yolu10
- sözlük erkeklerinin bugünkü kombinleri12
- bir sözlük kızı ile yakınlaşmak16
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası14
- 22 şubat 2024 sparta prag galatasaray maçı14
- birini donuzlayarak ceza vermek9
- arkadaşlar biri var18
- karınıza range rover alır mısınız8
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- nervio'ya aşık olmak10
yaşam öyküsü.
kişinin hayat hikayesinin bir başkası tarafından anlatılması , yazılması olayıdır. divan edebiyatındaki karşılığı tezkire dir. birde bunun kişinin kendisi tarafından yapılması var ki biz ona otobiyografi diyoruz.
Edebiyat, sanat, siyaset, spor, bilim gibi alanlarda başarı göstermiş, önderlik etmiş kişilerin yaşamının anlatıldığı kısa veya uzun metinlerdir.
bir sadri alışık şiiri :
paşabahçe ;de doğmuşum
sayı bilmişim sünnet olmuşum
koynumda pabuçlarım
uyanık uykular uyumuşum arife geceleri
kamalı bekir,çamur ahmet bir de süleyman
ayak yapıp çift kaleler kurmuşum
cigaraya başlamış
tertemiz yataklarda pis rüyalar görmüşüm
tepelerde uçurtma
sokakta şarkı
karakollarda sabah
ekmek karnesi çay fişi
ihtilaller görmüşüm
kah kafa vurmuşum taşlara
kah can evimden vurulmuş
hanümanlar yıkmışım
üçüncü selim,mustafa çavuş ve baküs
erik narı çiçek açmış şarkılar
yitik baharlarımda gönlümün
ve kıpkırmızı bir granada akşamı
ispanya'ya şatolar kurmuşum
oklar üşüştürüp gemiler batırmışım karadeniz'de
sancaktepe hadımköy'de nöbetlere kalkmışım
daracık daracık sokaklara girmişim
ya dostlar tutup sofralar vermişim
ya ev bark kurup anasını satmışım
avarelik mavarelik etmişim
en sonunda
oyuncu olmuşum olabildiğimce...
paşabahçe ;de doğmuşum
sayı bilmişim sünnet olmuşum
koynumda pabuçlarım
uyanık uykular uyumuşum arife geceleri
kamalı bekir,çamur ahmet bir de süleyman
ayak yapıp çift kaleler kurmuşum
cigaraya başlamış
tertemiz yataklarda pis rüyalar görmüşüm
tepelerde uçurtma
sokakta şarkı
karakollarda sabah
ekmek karnesi çay fişi
ihtilaller görmüşüm
kah kafa vurmuşum taşlara
kah can evimden vurulmuş
hanümanlar yıkmışım
üçüncü selim,mustafa çavuş ve baküs
erik narı çiçek açmış şarkılar
yitik baharlarımda gönlümün
ve kıpkırmızı bir granada akşamı
ispanya'ya şatolar kurmuşum
oklar üşüştürüp gemiler batırmışım karadeniz'de
sancaktepe hadımköy'de nöbetlere kalkmışım
daracık daracık sokaklara girmişim
ya dostlar tutup sofralar vermişim
ya ev bark kurup anasını satmışım
avarelik mavarelik etmişim
en sonunda
oyuncu olmuşum olabildiğimce...
merak edilmekten hoşlanır merak etmeyi hiç sevmem al sana bir yazar biyografisi!
Ünlü ve tanınmış kişilerin biyografileri.
bir kimsenin yaşam öyküsüdür. Herkesin hayran olduğu ünlülerin ve tanınmış kişilerin biyografilerine buradan ulaşabilirsiniz.
biyografi
biyografi
benim özellikle okumayı çok sevdiğim bir tür. farklı insanların hayatlarına açılan bir kapı adeta her biyografi kitabı. burada da güzel bir liste var. bkz.
biyografi okumak müthiş bir bilgi birikime sahip olmaktır,bu bende hastalık oldu. spor siyaset önemli değerli kişiliklerin biyografilerini asla kaçırmam.
Yaşam öyküsü adı verebileceğimiz öğretici metin türü. 3 farklı çeşidi vardır:
A)bilimsel biyografi: kronolojik sırayla ve tamamen nesnel bir şekilde yazılan biyografidir.
Örnek: mehmet kaplan - tevfik Fikret devir-şahsiyet-eser
B)biyografik roman: roman tarzıyla yazılan biyografi.
Örnek: Oğuz atay - bir bilim adamının romanı
C)nekroloji: ünlü bir kişinin ölümünün hemen ardından yakınları tarafından yazılan biyografi.
Örnek: zÜlfü livaneli - gözüyle kartal avlayan yazar
A)bilimsel biyografi: kronolojik sırayla ve tamamen nesnel bir şekilde yazılan biyografidir.
Örnek: mehmet kaplan - tevfik Fikret devir-şahsiyet-eser
B)biyografik roman: roman tarzıyla yazılan biyografi.
Örnek: Oğuz atay - bir bilim adamının romanı
C)nekroloji: ünlü bir kişinin ölümünün hemen ardından yakınları tarafından yazılan biyografi.
Örnek: zÜlfü livaneli - gözüyle kartal avlayan yazar
Türkiye'de kapitalizm geliştikçe insanlar da "birey olma" yolunda ağır ama emin adımlarla ilerliyorlar. Bunun yanısıra "biyografi" yazımı da artıyor. Bu üçünün arasında birebir ilişki vardır.
Gerçi, birey olmaya çalışanlar arasında, trafik kurallarını çiğnemeyi ya da gürültü koparıp başkalarını rahatsız etmeyi bireylik "tezahürü" sanan yamyamlar çoğunlukta ama zarar yok, iki ya da üç kuşak sonra, kendileri olamasalar bile torunları bireylik "mertebesine" erişecekler.
Köylülerin de üç kuşak sonra şehirli olacakları gibi.
Bunun gibi, biyografi yazımı da hız kazandı. Gerçi, Türkiye'de hiç kimseye doğru dürüst tarih öğretilmediği için, bunların arasında "Şaziment Sultan" ya da "Şehzade Abüzittin Efendi" gibi gereksiz kişilerin biyografileri ilgi çekiyor, ağır basıyor ama, zararı yok.
Evet, parayı bastıranın ölmüş arkadaşının biyografisini yazdırdığı bir ortamda, kimse çıkıp da "bu adam acaba biyografisi yazılmaya değecek kadar önemli bir adam mıydı" sorusunu sormuyor.
mesela hemen de aklıma geliveriyor işte; iki kere gazete çıkarmaya kalkmış ve ikisini de birkaç ay içinde batırmış adamı "çağdaş Türk gazeteciliğinin babası" diye pazarlamaktan utanmadıkları ülkede, bu soru sorulmayacaktır elbette.
Bu biyografiler de, "ortalama magazin gazetecisi" üslubuyla, yani kötü yazılmış "anılar derlemeleri" olarak kalırlar, biyografi falan değil.
Üstelik, "yağlama yıkama çeken" özyaşamöykülerine de batıda "biography" değil, "hagiography" denir... "Ermişleme" diye tercüme etsem uludağ sözlükteki "dilciler" beğenirler mi acaba?
Tıpkı bunun gibi, henüz birey olamayan ama bu yönde adım atan insanımız, bir ölünün arkasından gazetelerde yayınlanan tanıtma yazılarına, yani "obituary" denilen türe de tam alışamadı.
gerçi bu hayatta da böyledir; Merhumu eleştirirsen, onu sevenler tarafından birdenbire kötü kişi olursun.
Bunda elbette, Türk milletinin geleneksel "puştluk" tepkisinin de payı var, peygamber efendimizin "ölülerinizi hayırla anınız" mealinde sarf etmiş oldukları hadis-i şerifin de etkisini göz ardı etmiyorum...
Gerçi, birey olmaya çalışanlar arasında, trafik kurallarını çiğnemeyi ya da gürültü koparıp başkalarını rahatsız etmeyi bireylik "tezahürü" sanan yamyamlar çoğunlukta ama zarar yok, iki ya da üç kuşak sonra, kendileri olamasalar bile torunları bireylik "mertebesine" erişecekler.
Köylülerin de üç kuşak sonra şehirli olacakları gibi.
Bunun gibi, biyografi yazımı da hız kazandı. Gerçi, Türkiye'de hiç kimseye doğru dürüst tarih öğretilmediği için, bunların arasında "Şaziment Sultan" ya da "Şehzade Abüzittin Efendi" gibi gereksiz kişilerin biyografileri ilgi çekiyor, ağır basıyor ama, zararı yok.
Evet, parayı bastıranın ölmüş arkadaşının biyografisini yazdırdığı bir ortamda, kimse çıkıp da "bu adam acaba biyografisi yazılmaya değecek kadar önemli bir adam mıydı" sorusunu sormuyor.
mesela hemen de aklıma geliveriyor işte; iki kere gazete çıkarmaya kalkmış ve ikisini de birkaç ay içinde batırmış adamı "çağdaş Türk gazeteciliğinin babası" diye pazarlamaktan utanmadıkları ülkede, bu soru sorulmayacaktır elbette.
Bu biyografiler de, "ortalama magazin gazetecisi" üslubuyla, yani kötü yazılmış "anılar derlemeleri" olarak kalırlar, biyografi falan değil.
Üstelik, "yağlama yıkama çeken" özyaşamöykülerine de batıda "biography" değil, "hagiography" denir... "Ermişleme" diye tercüme etsem uludağ sözlükteki "dilciler" beğenirler mi acaba?
Tıpkı bunun gibi, henüz birey olamayan ama bu yönde adım atan insanımız, bir ölünün arkasından gazetelerde yayınlanan tanıtma yazılarına, yani "obituary" denilen türe de tam alışamadı.
gerçi bu hayatta da böyledir; Merhumu eleştirirsen, onu sevenler tarafından birdenbire kötü kişi olursun.
Bunda elbette, Türk milletinin geleneksel "puştluk" tepkisinin de payı var, peygamber efendimizin "ölülerinizi hayırla anınız" mealinde sarf etmiş oldukları hadis-i şerifin de etkisini göz ardı etmiyorum...
Kişinin hayatları ile ilgili bilgi veren makalelerdir.Örnek : biyografi bu ve onlarca bunun gibi site.
Biyografi yani kısaca yaşam hikayesidir.
(bkz: biyografi)
bir insanın hayatı hakkında kitap.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar