bugün

Turgut Uyar Şiirleridir...
Şiirleridir diyorum çünkü ayrı ayrı 8 şiirin tamamıdır adıdır bitmemiş şiirler..

iv

şöyle bir içten öpmeni senin,
bin tane cennete değişmem..

varsın yatağımız ipek olmasın,
güzel vücudun danteller içinde değilmiş,
ne çıkar..
o bütün tatlı saatlerinde gecenin
güneş perdelere gelene kadar,
kollarında bulutlarda gibiyim...

mehtap saçağımızdaki buzlarda
odamıza bir soğuk aydınlık dolmuş.
gözlerin gözlerimde,
boynumda sımsıcak kolların,
gündüzki yorgunluğum kaybolmuş.
seni her an minnetle yâd ederim.
sen şimdi şarkılarla evimdesin,
sahibem, efendim, elâgözlüm
gözlerinden öperim...

boydan boya bekçi düdükleri sokaklarda
gecemiz huzur içinde elâgözlüm.
öpüşlerin öpüşlerin ardarda..
hem sevgi, hem şefkat dolu ellerin
ne olur yine böyle yarın da
binlerce şükrediyorum hayata geldiğime
kollarında...

bir başka lezzet var hayatta elâgözlüm,
öteki âlemleri bilmek istemem.
şöyle bir içten öpmeni senin,
binlerce cennete değişmem...
wordde yarım bırakılarak kaderine terk edilmiş şiirlerdir.
bitmemiş aşkların alametidir.

saygılar sunuyorum azizim...
en güzel şiir, henüz bitmemiş olandır. henüz söylenmemiş olandır.
Nefesinde eritsende bu bedeni ,
Kör olasıca baban alacak nefesimi.

(bkz: baba sen misin)
sokak kedisinin aç aç size bakması gibi size bakan şiirlerdir.
Uyduramadım yancığına
Bin devenin kancığına
Çok konuşma sevgilim
Korum ananın ......

Bir kelime kaldı ilham gelmiyor ilham.
'Bana ömrümce sürecek bir sevdayı
Mahmur bir gülüşünle vermiştin.' Dizeleriyle içimi sıcacık yapan bir Turgut uyar şiiri.

"Nereye gitsem, nereye baksam
Sevdalı sevdalıdır gözlerim.
Anlarlar diye herkeslerden,
Bakışlarımı gizlerim.

Ağaçlar, dağlar, çehreler
Yemyeşil gözlerimde yaz, kış.
Bir şarkı etrafta inceden ince
Yıldızlar pırıl pırıl donanmış.
Dost yüzlü saat kulesi, meydan
Sisler içinde bir köprü uzanmış.
Mendilin düşmüş vermişim,
Eğilmişim, güzel dizlerinden
Bir parmak yukarısını görmüşüm.
Bencileyin dertlilere elagözlüm,
Lokman da deva bulamazmış.
Seni saçların, aziz vücudun
Hatıralarınla, berrak ve nemli
Taşıyamayacak dizlerim…

Titrek kollarımı beline
Bir hoyrat kemer gibi bağlamışım.
Yakanda bir çiçek terütaze
Bir küçük faytonda, göz göze, diz dize
O sevimli kır otelinde yaz günü,
Hancı, halden bilir, babacan hancılardan.
Basma perdeli bir oda vermişti bize.
Bir toz kalkmıştı yollardan, yoncalardan,
Göğsünden, saçlarından bir güzel kadın kokusu.
Bir şişe yıllanmış şarabın başında,
Bana ömrümce sürecek bir sevdayı
Mahmur bir gülüşünle vermiştin.
Bileklerinden, parmak uçlarından
inceden terli avuçlarından,
Doya doya
Öpmüşüm,
Ağlamışım.."