bugün

muhteşem kadın(!)

evet bir kadın olarak çoğu kadın için arkasında durulması gereken geniş omuzlu bir hanımefendidir pakize suda. özellikle gençlik döneminin yaşam tarzı ve maskülen tavırlardaki feminen karakteri de pek çok insan için takdir kaynağı olmuştur. bunların yanında sırayla; bir şarkıcı, bir oyuncu, bir gazeteci, bir yazar, bir şair, bir televizyon programcısı, bir yorumcu olarak da karşımıza çıkarak ne yaptığını yeni nesilin anlayamayacağı bir görüntü sergilemektedir. hani her tarakta bezi olmak deyimi vardır ya, işte pakize suda.

bir insanın çok sosyal ve aktif bunun yanında da aktüel olması çok güzel. ancak bunlardan en azından birinde zirvede olmak, durumun kabuledilebilirliliğinin bir şekilde bahanesi olacaktı bizler için. pakize suda'ya baktığımız zaman karşımızda ne yazık ki sadece mahallemizin neşeli ve de laf sokan teyzesinden başka kimseyi görmüyoruz. elinde tadım çekirdek paketi bir yandan çitleyip diğer yandan da mahallenin diğer kadınlarını beğenmeyen, aptallıkla suçlayan bir teyze imajı cuk otururdu "pakize suda"'ya.

sürekli olarak takip ettiğimiz ya da daha doğrusu son zamanların muhteşem(!) program yapımcısı, çok özgün(!) fikirlerin babası, yaratıcılık(!)ta sınır tanımayan insan okan bayülgen sayesinde takip etmek zorunda bırakıldığımız suni gündem başkarakteri pakize suda hiç değilse kovuğunda, bizden uzak, "attım tuttu" kıvamındaki mış-muş bölümüyle takılıyordu.

bizi televizyonlarımızın karşısında insanların sorunları ile dalga geçilen, ince espri anlayışını patavatsızlık, kendini beğenmişlik, karşısındakini aşağılamak ve kalitesizlik ile yer değiştirten, bir güncel konu tartışma platformu gibi rol yapsa da daha çok pakize suda'nın komik olayım herkes bana gülsün kasıntısında insanlarla alay ettiği bir şova dönüşen program için daha çok yapımcısı olan bay okan bayülgen'e teşekkür etmek gerekir. kaldı ki programın sunucularını kendi uzuvları gibi kullanabilmekte ve kendisine benzeterek izlenme oranında yükselme sağlayacağını ummaktadır.

bu arada konuşurken bile birbirinden bağımsız 2 cümleyi uygun bir edebi kural ile birbirine bağlayamayan pakize suda'yı gazetede* döktürürken görüyoruz. elbette bu paranoyadan daha ileri gidecek bir şey olamaz. sadece şahsi fikirdir. ancak nedense cümlelerde bir bekir coşkun bir ertuğrul özkök sesi duyulurdu arada sırada.

her şey bir yana uzaktan uzağa harbici kadın olarak tanıdığımız "pakize suda" keşke kendine düstur olarak başka bir insanın hareketlerini seçseydi ya da olduğu yerde kalıp gözönünde bütün iticiliğini sergilemeseydi. zaten büyük bir genç popülasyon fikirlerinde "okan bayülgen" tarzı yaklaşımları artık gereksiz, şımarık ve de artık sıkıcı bulmaya başlamışken neden bu ölen bir aktörü taklit etmek?
korkutucu ses tonuna sahip bir abla... *
(bkz: korkutucu ses tonuna sahip insanlar)
izmirli hatun. keşke onun gibi olsam dediğim mükemmel kadın. ebru yaşara programında ' nasıl korunuyosun ' diyebilecek kadar rahat, hoş, kafa kadın. çok yönlü. hep olsun, iyidir, gereklidir...
(bkz: bir uzuv olarak göt)
güncel Önemli Başlıklar