bugün

türklerin alışverişlerindeki en büyük klişelerdendir.

baba= ???
oğlu= ??
anne==?

?? baba ben bunu beğendim 36 numara tam ayağıma oturdu.
??? oğlum 36 tam olduysa 37 sini al sen hem seneye de giyersin .
? yani oğlum sonuçta sen büyüme dönemindesin her daim ayağın büyüyor maaşallah madem para veriyoruz bari uzun giy demi ihsan ?
??? aynen hanım.. evladım sen bunun en iyisi bize 37 numarasını ver.
?? ama babaa....
??? sacmalama samet..babaya ama denılmez ..ver evladım sen ver 37 yı.
?? yaaa ben istemıyorum ozaman alma baba..alma banane banane..meyyyyyeyyyy..
? ağlama oğlum . ver ver sen 37 yı canım .
anneler klasik kilo aldırma yöntemlerinden biridir.
bir numara küçük al ne de olsa genişler.ben bunu bilir bunu söylerim.
bir büyüğünü al ki ayağını vuracağına biraz bol olsun. büyüme dönemleri için kaçınılmazdır.
Oğlum al benimkini giy tam sana göre
Baba arkadaşlar konvers giyiyor ben bunu giyemem herkes benle dalga geçer...
Evlat sen alaturka takıl fasıldan saysınlar saygı duyup sıraya geçsinler...
Baba BÜYÜKSÜN...
(bkz: prezervatif)
yaa anne şimdi giyemiycem şeyi niye alayım ki? isyanınına sebep olan anne cümlesidir.
--ozaman seneye alalım anne simdi niye alıyoruz ki hoş seneye giymek için alıyoruz ya ??
*kızım seneye de bi numara büyüğünü alırız onu da diğer sene giyersin .
--anneeeee...!!
ayakkabı numaramın 46 olmasına sebep lanet olası bir cümledir.
erkek kişi - bunun extra large olanı var mı?
eczacı - var efendim...
erkek kişi - 1 kutu alayım lütfen...
sevgili - seneye mi giyeceksin?
çocukluk döneminde 1-2 beden büyük alınan kıyafatlerin üstünde emanet durması ve seneye alınan kıyafetin modasının geçerek ve eskiyerek istenmeyerek giyilmesi ile sonuçlan anne baskısıyla ortaya çıkan bir durumdur. mutsuz bir çocukluk evresindeki payı oldukça büyüktür.
15 yaşında 46 numara ayakkabı giyme sebebidir.
(bkz: 1 yaş büyük sev seneye de sikersin)
türk ebeveynlerin çocuklarına giyecek aldıklarındaki fix sözü.
anne klişesidir.
çocukluk yıllarının vazgeçilmez ve unutulmaz cümlesi. karpuzkabugu ortaokula başlayacaktır, meşhur lacivert ceket alınmak üzere mahmutpaşaya gidilir ve sonrası şöyle gelişir;

karpuzkabugu: k
anne: a

k- anne bu bana büyük değil mi ?
a- yok yok tam oldu bak hem içine kazak falan da giyince tam olur
k- ceketin kollarından elim gözükmüyo ama (ki karpuz o zaman da yaşıtlarına göre iri bir çocuktur)
a-bişey olmaz seneyede giyersin işte her sen her sene ceket mi alıcaz sana !!!
k-!%+'&!&'/%
türkiye'de ultra otomatik çamaşır makineleri oldugundan yıkama tarzına göre çamaşırı boyumuza ve bedenımize göre ayarlar.
büyükse "yıkayınca çeker" küçükse "yıkayınca açılır".
(bkz: türk işi)
bunun bir numara büyük versiyonu ise amerikada görülür. baba bir alışverişte aynı sweatshirtin hem small hem medium hem de large bedeninden oğluna almıştır. böylece en kötü ihtimalle bile 5-10 yıllık bir zaman dilimini kurtarmış olur.
'bir beden küçük al, zayıflayınca giyersin' mantığıyla zıt görünüyor olsa da ortak yanları yok değildir.