bugün

'bazen bir kuşun uçup gittiğine sevinirsin ama, bir süre sonra içinde tuhaf bir burukluk olur...'

güzel süslü bir kafesin içine hapsetmişsindir onu. baş ucunda, gözünün önünde durması için aslında dünyaları verirsin. öyle bir bağlanmıştır ki yüreğin o güzel kanatlara. durmadan kendini kandırırsın. sanki ne yapacak ki sensiz? aç kalır, susuz kalır, sensiz ölür sanırsın kurduğun mutlu hayallerin arasında.

kendi dilinde şarkılar söyler, belki derdini anlatıyordur dersin. ama dilini bilmiyorsun ki, bir türlü ne istediğini çözemezsin...

bir gün yüreğin daha fazla kaldırmaz bu yükün ağırlığını. 'bir çift yaralı kanadı hapseden bencil birisi' ne kadar korkunç bir günah! dünyada sadece kendi duyguların için yaşamak... mutlu etmiyordur bu seni.

açarsın kafesin kapısını. sen tedirgin, o şaşkın... içinde zor günler için sakladığın son bir güç ile aslında şevkat dolu olan ellerinle incitmeden onu dışarı çıkarırsın. sevinirsin onun adına, zamanı çoktan geçmiş olsa bile ilk başta yapman gereken şeyi çok geç olmadan yaptığın için.
--spoiler--
güzel süslü bir kafesin içine hapsetmişsindir onu. baş ucunda, gözünün önünde durması için aslında dünyaları verirsin.
--spoiler--
peki ne kadar senin olmuştur o kuş? kafeste...
gidemediği için kalmıştır, kalmak istediği için değil...

siz insanlar bunu yapıyorsunuz!
kendinize sahip olamadan, sahip olmak istiyorsunuz bir kuşa. oysa sahip olabileceğiniz tek şey kendinizdir, o da bir ömür boyunca...

kafeste...
çıkarın kafesten o kuşu! bırakın özgürce kalsın yanınızda. siz hapsettiğiniz için değil, hapsetmediğiniz için kalsın yanınızda...

kuş, sözüm sana;
eğer seviyorsan o kafesi, bir bak etrafına, bir şakı güzel sesinle, yankılansın... tahmin et, ne kadar geniş ve aydınlık bir hayat var dışarıda...

hapseden, sözüm sana;
bırak o kuşu, bırak sevsin seni, sen olduğun için kalsın sende. asla sahip olamazsın hiç bir şeye, ama bırak kendini paylaşsın o kuş seninle...

bırak o kuşu, uçamadıktan sonra ya ölecektir, ya da sönecektir içinde sen ateşi...
balkonda belki ekmek kırıntıları için orada durup etrafa bakınan, bir şeyler bulduysa yiyen sonra da etrafına bakınan, ani bir hareketle, aniden gelişi gibi aniden gidişi olan kuşun uçup gitmesidir. bir gün mufakta yemek hazırlarken, açık balkon kapısından içeri, mutfağa girmiş ve içerde yürüyen, sanırım önceden de sahibi olan bembeyaz güvercinin bir kaç gün balkonda konaklaması, gündüz orada olmasa da akşam belli saatlerde yerine geri dönmesi ve bir gün hiç haber etmeden gitmesi ve geri dönmemesi gibi bir durumdur.
bir kuştan hiç beklenmeyecek harekettir.

hasta mısınız olum siz?
doğa üstü bir olaydır. arkasından verilecek en tatlı tepki için:
(bkz: vay amına koyim)
(bkz: durup halay çekecek değil ya)
insanın gereksiz anlam yüklediği olaydır.kuşların insanların yürümesi ile ilgili böylesine triplere girdiğini sanmıyorum

(bkz: kuş beyinli)
güzel kafesinden uçup gitmiştir. 1 saat önce yaşadığım bir olay. üzülsem mi sevinsem mi bilmiyorum.
kafesten kaçan kuş dışarda barınamaz, ölür. hani bülbülü altın kafese koymuşlar da ah vatanım demiş ya.. işte o hesap, kafesten kaçan kuş vatanına gider.