erkek ya hiç sevmez, ya severse vazgeçmez, geçemez. erkek öyle bir dosdoğru, direkt yapıya sahiptir bu gibi konularda.

(bkz: ya hep ya hiç)
adriana lima yı veya dublörünü bulmuştur.
efendim şimdi, parası yoktur kendini ezik hisseder, sizin yaşamışlığınız çoktur,erkek geçmişe de sahip olmak ister, aslında sevmeden ilişkiye başlamıştır bir süre kendini kandırmış bilinçaltı dur demiştir, çoğu erkek burada bakirelik önemli değil lan falan der ama hikayedir, ilk başta kabul etmiş sonradan yedirememiştir, ilk olmasını ister, siz bunların hiç bir önemi yok ben ona aşığım seviyorum deseniz bile hatta o da sizi sevse bile severken ayrılabilir, geçmiş olsun efendim şimdiden hazırlıklarınızı yapınız.
başkasını sevince vazgeçer. bana öyle olmuştu.
tipsiz olduğunun farkındadır. beğenir ama tipsizdir. vazgeçer, kendini pc oyunlarına vererek kafasını dağıtır.
eğer bunu bir kadın soruyorsa başkasına sormasın kendine sorsun bu adam benden neden vazgeçti diye.
Erken sevmişse eğer.

Yani bir heves bir aldanışa kapilmıstır.

Sevmek öyle kolay mı sanıyorsunuz siz?

Bir insanı tanımak, anlamak ve onu ruhuna işlemekle gerçekleşir sevmek.

Gerçek bir sevgiden öyle kolay vazgeçilmez. Kolay oluyorsa ya onda sevebilme yetisi yoktur ya da yalancının biridir. Hadi kolay gelsin, kimse de vazgeçilmiş olduğu için ne uzulsün ne gururu incinsin ne kendine acısın ne de nefret duysun.

Bir gün vazgeçilmez olmanız temennisiyle. Yolunuz açik olsun.
ben sevgiden vazgeçtim. omzumdaki bir apolet gibi yırttım attım kendimden.

sevmeyi bir film gibi izleseydi hayatımdan sevginin kendisi, kendinden utanır, kendine kızar, nefrete dönüşürdü.

kadınlar aciz varlıklar. sahtekarlar. hatta işe yaramazlar. en azından %99'u öyle demeyi isterdim.
fakat tamamı öyle. aslında çok inandım belki milyarda bir falandır diye düşünerek.
sevmeyi bilen mutlaka vardır dedim. yıllarım bunun yanılsamasıyla geçti.

bu hikaye beni erkeğe, devamında kadına, sonra his yok edicisi ve gerçek düşmanı olarak insan adına düşman yapacak, insan adından feragat edecek, ve ''insanlığın'' ve ondan gelen adların hislerini unutturacak, ve bir çok şeyi yok sayarak geçireceğim bir hayatı özetleyeyim sizlere.

ki zaten böyle yaratmayı öğrenir kişi, hiçbir şeyi kalmayarak.

aslında sahtekar oluşlarının temel sebebi de erkek. erkeğin dürtüleri ve gerçek düşmanlığı.
yani olay burada karmaşıklaşıyor. milyarda bir bile olmayan o kadın türünün olmaması erkeklerin ta kendisi. bu beni erkekleri tamamen bir his değiştirici, gerçeği özüne karşı bir zıtlaşma aleti olarak görmemi sağladı. yani bu yazım cinsiyetler üzerine bir yazı olarak sayılıyorsa eğer; erkek ve kadın birbirinden acizdir. birbirlerini acizleştiren iki rezil, aşağılık varlık.
asıl amacın birbirlerini yüceltmek olması gerekirken...

tarihler boyunca bu işin yolu aranmış ve bulunmuşcasına kadını ve erkeği eşit ilan eden o tarihin şişirilmiş bir balon olan vakitlerinden beri, geriye ne kaldı biliyor musunuz?

koca bir illüzyon. neticenin size ne olduğunu söylevlerimi değiştirerek anlatayım:

sevgi kişiyi yücelten bir şey olmalıdır. sevgi kişiyi özgürleştirmelidir.
sevgi kişiyi sınırsızlaştırmalı, değiştirmeli, geliştirmelidir.

bu sevgidir.
sevgiyle yapılan her şey; iyinin ve kötünün ötesindedir.

benim sevgi anlayışım buydu. fakat putların çağında yaşıyorum ben maalesef.
çevremde puta taparlar var. hem de ataları gibi gerçekçi bir puta tapar değiller.
ataları gibi yürekli bir şekilde karşılarında durana soyunmuyorlar.
görmedikleri şeyleri görüyorlar, hissetmedikleri şeyleri hissediyorlar.
görmedikleri ve olması imkan dahilinde olmayan bir şey buluyorlar.
amaçları soyut putlar yaratmaktan ve onlara inanagelmekten ibaret hissin ne olduğunu bilmeyen acınacak yığınlar. ama acırsak biz acınacak hale düşeriz. onlara karşı ancak hissizleşebiliriz.
bu bizi yüceltir.

ama siz yığınlar: ağzınıza ''yazık'' lafını da iyi takmışsınız. her şeye o kelimeyle yaklaşıyorsunuz.
kendi dağınızın zirvesinden bakıyorsunuz. en yüksekte olmadığınızı bildiğiniz halde aşağıdalar onlar benden diyorsunuz. kendinize benzer olanı arıyorsunuz.

birbirlerinizi etkileyen şeyler bile gerçek değilken, (ki sizin gerçekle zaten bir bağlantınız yok)
sevmekten konuyu açıyorsunuz.

hakkında hiçbir şey bilmediğiniz ama bildiğini sandığınız konular hakkında konuşup
sevgi gibi ciddi bir hissin değerini de dibe çekiyorsunuz.

siz sevgi nedir bilmiyorsunuz. hiç sevmediniz.
siz yalnız kalmaktan korkuyorsunuz sadece!
bunun için birilerini aradınız, ve bunun için arayacaksınız.