bugün

asil duyguların insanıdır.

atarimizi bir heyecanla kurardık, televizyonda ayarlı kanalı açıp bir heves aldığımız '999999 in 1' kasedini atarimize takardık. (bir heves almıştık o kasedi, '999999 tane oyuna var lan. söyleyemediğim sayıda oyun lan; oyna oyna bitmez' hevesiviyle aldığımız kaset.) kasede ilk defa bakıyorsak kasette yaklaşık olarak 10 farklı oyun olduğunu öğrenip hüzünlenirdik. sonra hemen bu hüznü üstümüzden atar mario oyununu açardık. her bölümün sonunda yüksek puan almak için bayrak direğinde atlayabildiğimiz en yüksek yere atlardık. atlayamadığımızda üzülürdük. hurafeler çıkmıştı 'oğlum, ahmet bayrak direğinin üzerinden atlamış' diye. bunu ciddiye alıp her seferinde üstünden atlamaya çalışırdın ama olmazdı bir türlü. arada bir adaptörü kontrol ederdin, dokunduğunda elini yakardı. bazen bozulur diye soğuyana kadar fişten çıkarırdın adaptörü; bazense oyuna daldığından umursamazdın. bazılarımız yedek adaptör alıp oynardı. ısındığında yedeğini takıp, sıcaklığıyla el yakan adaptörü soğusun diye buzdolabına koyan bile vardı. anne, baba işten gelirdi. 'kapat oğlum biraz haberlere bakalım' derdi. tek televizyon vardı evinde. o günki atari maceran öyle biterdi. arada bir anne babaya masum görünüp, izin koparırdın ve oynamaya devam ederdin. 'oğlum yeter kör olacaksın' derdi anne. kulak asmazdın, şimdiyse dereceli lens kullanıyorsun. pişman mısın? hayır. çocukluk güzeldi. çok küçük şeyler mutlu ederdi, çok büyük olsa da dert şimdiki kadar üzmezdi.
yüksek performanslı bilgisayarı olsa bile, yeni çıkan oyunları bir kenara atıp; çocukluluğunun oyununu, mario'yu oynayan kişidir. belki çocukluğunu, atarisini özlemiştir; belki de yılların verdiği hırsla oyunu bitirmeye çalışıyordur.
günümüz oyunlarından, grafikmiş, detaymış safsatalarından bir an sıyrılıp özüne dönen insandır.

bunu oynayan tsubasayı da indirdi oynadı, street fighter 2'yi de.
mario yu kodlayan adamların duyduğunda sevinçten havaya uçmasına akabinde tavana çarpıp 80 tane altın kapmasına sebep olacak hadisedir.
hala o prenseste aklı kalmış olan kişidir.
bilgisayarına mario indirip oynayamayan da mevcut küçükken de alamıyordum prensesi.
çocukluğunu özleyen ya da mario'nun karısını kurtarma derdi götünü germiş olan insan olabilir.
yeraltında geçen ilk bölümde gafasıynan üstteki kayaları kırıp kısa yoldan basar giderse bölüm sonunda 3 tane tünel bulacaktır.

sonuncusu 4'e gidiyo lan.
(bkz: belki iyi biridir)
nostalji yapıyordur.
özleyip indirip oynama hamlesi yapmışlığım vardır. ama yok arkadaş bilgisayarda tat vermiyor; alacaksın joysticki eline zıplaya, hoplaya oynayacaksın.*
yaptığı uygun değildir. zira bu iş için yeni atari bulunması daha uygundur. Bilgisayarda space invaders veyahut tetris oynanmalıdır.
doksanlı yılların çocuklarını atariye mahkum eden, saatlerce oynayıp bir türlü geçilemeyen turları olan oyunu kısa sürede bitirerek artık büyüdüğünü anlayan insandır.
(şu ateşli çubukların döndüğü tur beni çok zorlardı.)
(bkz: ben değil başkası)
çocukluğunu özlemiştir.