bugün

beverly hills'in acilen imf yardımı ile kalkınması gerektiğinin göstergesi olan yaşanmış bir olay.
çok vahim arkadaşın da dediği gibi.

havası bildiğin şu pis fakirlerin soluduğu hava.
konyasıydı istanbuluydu denizlisiydi, hiç bi farkı yok.
sen tut sütü bile içeme afedersin, yok elmas taş yerleştirt arabanın bilmem neresine, sonra bizim gonyalıylan aynı özelliklere sahip havayı solu. reva mı sorarım?
olmaz kardeşim. bildiğin h2o olmaz. bevelery hills ora. adamların ciğerleri farklı.

üff bide söylemiyim diyorum ama unutmuş arkadaş.
21. yüzyılda hala susayan adamlar var lan aralarında. vahim durum. evet.

hayır zenginliğin de eksileri var tabii.
bakınız mesela saçmalayamıyoruz eskisi gibi.
para çok değiştirdi lan bizi. beyin nakli yaptırdık afedersiniz.

neyse şimdi golf oynamaya iniyoruz.
gidiyoruz demedim farkındaysanız. iniyoruz evet. *
geçen mahalleden arkadaşlarla oturup konuştuğumuz durumdur.

her zamanki gibi cumartesi akşamı halı saha maçı yaptıktan sonra, mahalledeki kahvede buluştuk. herkes çay söyledikten sonra muhittin söze başladı: "abi bugünkü takımlar eşit değildi. haftaya sami bize gelsin, mehmet'i onlara verelim" dedi. herkes sami'ye kaçamak bir bakış attı. saminin gözlerinden az önce kendisi hakkında yapılan yorumdan ötürü kendisini kötü hissetmiş, daha bir kaç saat önce bir saat boyunca aynı takımda ter akıttığı arkadaşının kendisini en zayıf halka göstermesinin ezikliği görülebiliyordu. hemen bir savunma cümlesi söyleyip durumu kurtarmaya çalışmalıydı. "bacağım ağrıyo olm, bugün oynayamadım çok" dedi. masadaki herkes bu sözü duymamış gibi yaptı ve ortamın ağır ağabeyi "tamam birader haftaya senin dediğin gibi yaparız" dedi. bu arada canı sıkkın görülen kerem ise sık sık uzaklara dalıyor derin derin iç çekiyordu. kerem'in bu melankolik tavrının diğerlerinin de dikkatini çekmesiyle birlikte, tam en yakın arkadaşı tarafından "kerem bir problem mi var olm?" şeklinde soru sorulacaktı ki masanın ağır ağabeyi "duygu sömürüsü yapma len pezevenk. 28 gol yenir mi bir maçta!" diyerek sert bir çıkış yaptı. tam bu sırada çayları getiren mekan sahibi mehmet abi "çocuklar duydunuz mu beverly hills ayaklara düşmüş. uludağ sözlükteki yazarın birisi artık orada fakirlerin yaşadığını iddia etmiş" dedi. hiç birimiz cevap vermedik. çaylarımızı içip sessizce evimize doğru yol aldık. mekandan çıkarken grubun ağır abisi "hesabı ibne kereme yaz" dedi. gülüştük...
yazar burda soner günday ın penguen de; bill gates, prens charles, paris hilton ve ronaldinho gibi ünlü ve zengin insanlarla takılan bir adamın onlarla olan diyaloglarını ve geyiklerini çizdiği karikatürlerinden esinlenmiş bir hikaye anlatmıştır.

(bkz: 30 trilyon doları olan adam)

edit: arkadaşımız bizzat bunları yaşamıştır ben kendisine penguen den esinlendi diye suçsuz yere iftira ettim. kendisinin 35 trilyon doları varmış. benden hesap numarası istedi hemen ispatlamak için. *
- abi beverly hills'in hali çok kötü.
- evet, sonradan görmeler bozdu buraları.
- yeni forvete ne demeli?
- evet şu futbol takımının yeni forveti geçen gün golfte yüksek sesle konuşarak insanları rahatsız ediyordu. terbiyesiz adam.
- golf mu? yazık ediyorlar bu beverly hills idman yurdu'na. sen neden bahsediyorsun iki saattir gözünü sevim. bırak ya...
- a a, üstüme iyilik sağlık...taksiii!
geçen gün milanoda paris ciğimle * yürürken, burberry çantamı kolum kırık gibi taşıyıp bir yandanda starbucks tan aldığım süper hipper boy frappucino mu yudumluyordum. başlıkta geçen konuda o anda aklımıza takıldı. beverly hills e para yardımı yapmaya karar verdik. angelina yı aradık * o da oradan bir çocuk daha evlat edinmeye karar verdi. çok yazık çok üzülüyoruz biz böyle. altın işlemeli sadece tek bir kere kullandığımız peçetelerimizle rus hizmetçilerimize gözyaşlarımızı sildiriyoruz. ah çok fena oldum çok.