okumamın daha seri ve düzgün olması için. saçma olsada troll yazılarını okuyor insan.
bir ormanda yaşayan fare, kaplumbağa, karga ve ceylan dost olmuşlardı. aralarından su sızmıyordu. bu dostluk öylesine bir dostluktu ki hiçbir çıkar gözetilmiyordu. tümüyle özveriye dayanan bir yakınlıktı.
bir gün fare, kaplumbağa ve karga bir gölgelikte toplanmış sohbet ediyorlardı. ceylanı uzun süre beklediler. ama o ortalıkta görünmedi. gecikme daha da uzayınca başına bir iş gelmiş olabileceğini düşündüler. fare ile kaplumbağa, kargaya:
- şöyle çevreyi bir kolaçan et de gel. bakalım dostumuz ceylanın başına bir şey mi gelmiş? dediler.
kanatlarını çırpıp havalanmış ve ceylanı aramaya başlamış. birde ne görsün, ceylan ormanda bir tuzağa düşmemiş mi? ağlardan kurtulmak için çırpınıp . duruyor. karga hemen dostlarına haber vermiş. üçü düşünüp bir sonuca varmışlar. biri evi bekliyecek, diğer ikisi ceylanı kurtarmaya gidecekmiş. tabiki evde kaplumbağa kalmış. fare ile karga fırlayıp gitmiş. kaplumbağa kalmış kalmasına ama, aklı hep dostlarındaymış. sonunda oda çıkmış yola. bir süre sonra fare ile karga ceylanın yanına gelmiş. fare ağları kemirmiş. sonra hepsi oradan ayrılmış. avcı oraya gelip ağları parçalanmış, tuzağıda bomboş görünce küplere binmiş. öfke ile etrafa bakınmış o sıra kaplumbağayı görmüş. onu çantasına koymuş. ceylan bir başka güne kalsın. biz bu akşam kaplumbağa ile yetinelim. karga olup bitenleri yukarıdan görmüş. hemen uçarak olanları ceylana ve fare anlatmış. üçü hemen bir araya gelip dostlarını nasıl kurtaracaklarını düşünmeye başlamışlar. sonunda bir yol bulmuşlar. ceylan, avcının önüne çıkıp kendini göstermiş. ceylanı karşısında gören avcı hemen onun peşine düşmüş. avcı kovalıyor, ceylan koşuyormuş. sonunda avcı yorulup sırtındaki çantayı yere atmış. farede bunu bekliyormuş. hemen koşup, çantayı kemirmiş ve dostunu kurtarmış.
onlar ermiş muradına, avcı boş dönmüş evine.