bugün

yaşınız ve düşünceniz ne olursa olsun savaş istemenizi anlayamıyorum. hayatı televizyonlardan ve internetten öğrendiğinizden olsa gerek savaşın bir bilgisayar oyunu olduğunu ,ölmeyi de tv dizilerinde ki gibi zannediyorsunuz heralde. ufak bir hatırlatma yapayım dizilerdeki gibi değil hiçbir şey ölünce bir daha geri dönemiyorsunuz, ölmekle bayılmak arasında ciddi farklar vardır ne olur bayılmayla karıştırmayın.

yeni neslin savaş çığırtkanlarına sorarım. kaç tane savaş yaşadınız. bakın gördünüz demiyorum tv lerde çok savaş görmüşsünüzdür ama kaç kere yaşadınız. savaşı es geçin hadi kaç kere çatışma yaşadınız ? hepsini siktir edin silah gördünüz mü hiç ya da silahın soğuukluğunu hissettiniz mi ? kurşun yarasını, meyve bıçağı kesiğiyle mi karıştırıyorsunuz acep ?

memleketin ekonomisi öyle gösterdikleri gibi toz pembe değil ki, bugün savaş çıksın yarın ekmeği karneyle almaya başlarız bunu bilmiyor musunuz ? ekmek yemekten vazgeçtik hadi, savaşta abinizin, kardeşinizin ölmesine ne kadar hazırsınız.

siz hiç türkü dinlemez misiniz. yemen türküsü nü bilir misiniz mesela ? üstünden geçen 90 küsür yıla rağmen hala söyleniyor olmasına şaşmıyor musunuz hiç, nasıl bir acı olduğunu tahmin edemiyor musunuz ? siz hiç kore'ye gitmiş askerleri dinlemediniz mi ? hala uyuyamıyor bir çoğu.

savaş bir bilgisayar oyunu değildir, savaş bir tv dizisi de değildir.
(bkz: ölümle şaka olmaması)
savaş insanlığa dair her şeyin yok olmasıdır. bilinçaltınıza enjekte edilmiş kahramanlık zafer naralarının gerçekle ilgisi yok, hiç bir şey hala atan bir kalpten daha değerli olamaz. hiç bir mücadele kanı savunamaz , bu bir cinayet olur olsa olsa.
götün yiyorsa git kendin savaş.
sizi din ve milliyetçilik gibi olgularla uyutan küçük güç gruplarının çıkarları uğruna ölünce ne cennete gideceksiniz ne de kahraman sayılacaksınız. adınız bile hatırlanmayacak, istatistik olacaksınız; kayıp sayımında adınız geçecek sadece. dünya daha da boktan bir yer olacak, savaş suçları, işkenceler, katliamlar yaşanacak bu savaşta. kimse size merhamet göstermeyecek. belki ölmeyeceksiniz bile, oranız buranız kopacak. ömrünüzün sonuna kadar sakat yaşayacaksınız; işkence gibi. hayır fiziksel kısmını demiyorum, savaştığınız şeyin bir hiç olduğunu göre göre yaşayacaksınız hayatınızın geri kalanını. savaş yaralarınıza baktığınızda "boşa mı bu" diyeceksiniz.

savaş istemeyenlere korkak gözüyle bakmayın. korkmak insana hastır, savaşmak değil. insan yaşamaya gelmiştir, ego ve milliyetçilik uğruna başkalarını öldürmeye değil. yaşam bölgenize kast eden insanlara karşı savaşmak zorunda kalabilirsiniz, bu onurlu sayılabilir. ama it kopuğun basiretsiz söylemleri ve arzuları uğruna kendinizi harcatmaya bu kadar hevesli olmayın.

savaştan kaçının. bile bile bu kadar sorumsuzı olmayın. patlayan bombalar, uçuşan mermiler bir şey değiştirmeyecek. sizin savaş arzunuz yüzünden binlerce sivil ve masum insan ölecek. çüksüz yetolar, sanıyorsunuz ki iki ordu ovada karşı karşıya gelip birbirine ateş edecek. hayır. uçan kuştan bile paranoya yapıp vuruyor olacaksınız. hiç insan öldürdünüz mü? ateş ettiğiniz biri ölmedi ve ikinci defa sıktınız mı yanına gidip?

sizin aklınıza sıçayım ben. bunu oyun sanıyorsunuz ya, aklınızın ortasına sıçayım.
Savaşın adı ister varoluş olsun ister kurtuluş olsun ya da adına ne denirse densin o ülkedeki zenginliklerin birilerine ait olması mücadelesidir.Bu her dönem böyledir ve böyle olacaktır şimdi de birileri savaş naraları atıyorsa arkasında yatan zenginliklere amaçlara bakmak gerekir. Yoksa herkes ister kendi özünü, yakınlarını, ailesini, inandığı sembolleri yaşadığı yeri yüceltmeyi, ayrı tutmayı.Normal olan budur zaten .Ancak ne zamanki uğruna ölünmeli,öldürülmeli yalanına inanılmaya başlanıp ona göre planlar yapılır işte hastalık o zaman başlar.Başkaları saldırmadan saldırıp değerler korunur vs.Peki Tüm dünya halkları böyleyse, Musollini,Stalin,Kılıçdaroğlu, Bahçeli,Tayyüp haklıysa ne yapılacak adım adım savaşa mı sürüklenilecek?Birileri zengin olsun diye değer mi bu oyunlara gelmeye.Ayrıca unutmayalım savaşın galibi ve mağlubu olmaz, savaşta sadece ölenler ve öldürenler vardır,kan vardır, gözyaşı vardır ve savaş en büyük insanlık suçudur.
(bkz: oğlum öldü diye savaşa girilmez).
Suriye ile savaşmak ancak yeni ölümler, ve acılar getirir. darbeye bu kadar karşı olan ülkesinin gerilemesini istemiyen insanların, savaşa evet demesini anlamıyorum. ne olacak yani girdin suriyeye yendin çıktın. sanamı kalacak orası, tüm kayıpları, rezillikleri sen çekecen, senin anan ağlıyacak, sonra orayı amerikan askerlerine bırakıp çıkıp götüne baka baka ülkene döneceksin. bumudur yani. hem sizler suriyeyi ve halkını Irak, Lübnan, Mısır, Libya halkı ile karıştırıyorsunuz. Suriye halkı bunlar gibi satılık değildir, ve ülkelerini kolay kolay teslim etmezler. ve yine götünüze bakarak dönersiniz. sizler pc de oynadığınız oyunlar ile savaş olayını bir tutuyorsunuz heralde. bu çocukluktur. savaşmak isteyen başbabakının arkasına geçip savaşsın biz halimizden memnunuz. ayrıca diyeceksinizki, önce onlar başlattı, uçağımızı düşürdüler. size soru; bunca yıl kardeşçe geçindiğimiz, bize hatay sınırından ülke kapısını sürekli açık tutmuş suriye yönetimi ve halkına, birden bire sırt döner Amerika'yı desteklerseniz, mutlaka bir tepki görürsünüz. Biz Türk halkıyız peki onlar. onlarda ülkelerini kanları ile savaşarak kurmuşlar. sizler nasıl ülkenizi teslim etmez iseniz, onlarda etmiyecektir. zaten adamların hava sahasında uçak gezdirerek, adamların adresine mektubu postalamışsın, ve doğal olarak elbette bir cevap alırsın. anlamadığım Amerikan askeri köpekleri, Irak'ta askerimizin başına çuval geçirdi, israil köpekleri, mavi marmara olayında, suçsuz günahsız vatandaşlarımızı öldürdü, neden onlara kabadayılık etmediniz, neden onlara savaş çığırtkanlığı yapmadınız. bir kendinizi sorgulayınız. yoksa sizdemi Amerikan uşağısınız. yoksa sadece ülkenizimi düşünüyorsunuz. ikinci seçeneği seçmek için israil ve Amerika olayındada çığırtanlık yapmış olmanız lazım bunuda unutmayın.
savaşın bilgisayar oyunu olduğunu zannedenlerdir çığıranlar.ne de olsa henüz yaşını doldurmamış bebeklerin nasıl öldüğü,kadınların ırzlarına nasıl geçildiği,milletin değerlerinin nasıl alaşağı edildiği gösterilmez bu oyunlarda.ölüp ölüp dirilmek vardır,sakat kalma yoktur.annesini babasını kaybetmiş yetim kalmış çocuklar yoktur bu oyunlarda.silah tüccarlarının nasıl hayasızca silah satıp para kazandığı gösterilmez.öldürülen insanların organlarının nasıl satışa çıkarıldı gösterilmez.genç yaşta dul kalmış kadının güçsüzlüğünü,çaresizliğini göstermez.sana söylüyorum computer fedaisi kalk o oyunun başından elektrikler kesilmeden...