bugün

ben bu yazıyı savaş çığırtkanlarına yazdım

sizi din ve milliyetçilik gibi olgularla uyutan küçük güç gruplarının çıkarları uğruna ölünce ne cennete gideceksiniz ne de kahraman sayılacaksınız. adınız bile hatırlanmayacak, istatistik olacaksınız; kayıp sayımında adınız geçecek sadece. dünya daha da boktan bir yer olacak, savaş suçları, işkenceler, katliamlar yaşanacak bu savaşta. kimse size merhamet göstermeyecek. belki ölmeyeceksiniz bile, oranız buranız kopacak. ömrünüzün sonuna kadar sakat yaşayacaksınız; işkence gibi. hayır fiziksel kısmını demiyorum, savaştığınız şeyin bir hiç olduğunu göre göre yaşayacaksınız hayatınızın geri kalanını. savaş yaralarınıza baktığınızda "boşa mı bu" diyeceksiniz.

savaş istemeyenlere korkak gözüyle bakmayın. korkmak insana hastır, savaşmak değil. insan yaşamaya gelmiştir, ego ve milliyetçilik uğruna başkalarını öldürmeye değil. yaşam bölgenize kast eden insanlara karşı savaşmak zorunda kalabilirsiniz, bu onurlu sayılabilir. ama it kopuğun basiretsiz söylemleri ve arzuları uğruna kendinizi harcatmaya bu kadar hevesli olmayın.

savaştan kaçının. bile bile bu kadar sorumsuzı olmayın. patlayan bombalar, uçuşan mermiler bir şey değiştirmeyecek. sizin savaş arzunuz yüzünden binlerce sivil ve masum insan ölecek. çüksüz yetolar, sanıyorsunuz ki iki ordu ovada karşı karşıya gelip birbirine ateş edecek. hayır. uçan kuştan bile paranoya yapıp vuruyor olacaksınız. hiç insan öldürdünüz mü? ateş ettiğiniz biri ölmedi ve ikinci defa sıktınız mı yanına gidip?

sizin aklınıza sıçayım ben. bunu oyun sanıyorsunuz ya, aklınızın ortasına sıçayım.