bugün

Ben sana eş olmaya geldim dert olmaya değil. Derdine ortak olmaya, yaranı sarmaya, Kalbini okşamaya. Başını dik tutmaya geldim, eğmeye değil.
Uzaklara diye çıkıp gittin sanmıştım halbuki sabun şişesine saklanmışsın ve ben her elimi yıkadığımda buz mavisi bluzunu giydiğin günü hatırlarım yüzümde tebessümle.Çok yakıştırırdım sana ben onu ama sen gene utanıp kızarır sevdiğin pembeye döndürürdün kendini.Fakat öğrendim ki bize en uyan renk mormuş sevgili, hem ezdik birbirimizi hem çürüttük aramızı, daha yakışan bir renk olamaz üzerimize.Bu arada buz mavisi bluzun hiç olmamıştı bile.
(#13581375) olur dedim olmadı sözlük. tekrar bu başlık altına geldiğimde o da kolumun altında olacak dedim olmadı. ama sana iyi bi haberim var o olmadı da olan oldu. ondan sora çok şey oldu. ana bacı girdiğim hayat kendine geldi. herşey rayında. ufak bi dükkan açtım, işler de tıkırında. demek arada isyan şart..
sözlük bu geçen zaman bana birşeyi öğretti. hayatımda çok şey değişti ama bana öğrettiği birşeyi herkesin kulağına ağır bi sesle bağırmak isterdim. o şeyde kimseye olsun güvenmemek. bu benim kardeşimdir, bu benim bacımdır, anamdır, babamdır yok. güvenmeyeceksin kimseye. herkese mesafeni koyacaksın ve koyduğun mesafeyi koruyacaksın. devir sümüklü böcek devri artık benim için. kimsenin yaşantımı sevmesine gerek yok. ben herkesin yoluna izimi bırakır çekilirim kabuğuma..
bi yazı okudum geçenlerde. tam da konumuzla ilgili;
kimsenin senin yanında olmasına güvenme; karşına geçmesi için bir adım, düşmanın olması için bir lafın yeter..
anlatmak istediğim odur ki sözlük bu dünya benim, kendim için yaşarım. herkes kendi için ağlasın.
hayatımı tümden değiştiren beni değiştirmeyi becerebilen kız. nasıl yaptın bunu? ben ki fedakar olamayan, aşkta bencil olan, ayakta sapasağlam duramayan sabırsız biridyim. sen geldin ya. bana adam gibi sevmeyi öğrettin. gri, puslu sürekli şimşekler çakan ve fırtınalar kopan dünyamı rengarenk bi gök kuşağı tadına çevirdin. duruldum biraz.. düşlerimi süsleyen prenses. ne kadar çok sevebildiğimi anlasan. güneş, ay, dağ, deniz gök yüzü hiç bir şey içimdeki sevginin büyüklüğüne denk değil. bazı anlarda sana söylediğim onca sözlerin birine değmediğini düşünüyorum. içimdeki kücücük et parcasının ne kadar sevgi alabileceğini tahmin edemezsin. bana yet. allah'ım bana verdiğini sana da versin ki mutlu olabilelim. elini, kolunu, bacağını, aklını kaybetmekten korkarcasına beni kaybetmek kork istiyorum. her an her saniye beni sor, merak et, düşün istiyorum. aklına benden başka kimse gelmesin istiyorum.anla istiyorum beni. ben sana söylemeden benim içimdekini anla. çok mu şey istiyorum sevgilim. olsun aşk her şeye değmez mi, değmez mi bize.. en ufak hareketin neden gözüme batıp, neden küçücük bir şeyde hemen burkuluyor içim.. başka yöne çevirmeden yüzümü saatlerce bakabilirim o ayı anımsatan yüzüne. o kadar ki, annem babam gibi seviyorum seni. benden bi şey oldun sanki. elim değil, kolum değil, yüzüm değil, kalbim değil, aklım değil. bende nerdesin, neyimsin? bilemedim.. ama oynama hiç o olduğun yerden olur mu. acıtsan da gitme. acın bile mutlu eder diyip büyük konuşmak istemiyorum ama gitme işte. uykularım ol, yaşamım ol, sen de, ben ol ki bir olup gidelim şelaler ve kuşların sesleriyle büyülü olan ütopyoya. kalalım orda.. kimse olmasın, kimse yaklaşmasın bize. hem ne gereği var ki iyi oluruz öyle.kötü hislere gark eden olaylar, insanlar olmasın. kavgam, tatlı sırnaşmalarım ol. sözler söyleyeyim sana daha önce hiç söylenmeyen. sense bana bak öyle, gözlerimin içine o baktığın gibi derin derin bak. sıcacık, sevgiyle.. aşkla dolu olan kalbimiz gözlerimize yansısın, dolsun gözlerimiz.. kalemim, ve sözlerim ol, seninle seni yazayım. bende ki seni anlatayım sana. gözlerim ol, senle bakayım. kanım ol dolaş damarlarımda senle dolsun içim, nefesim ol sensiz olmayayım... ölümüm ol, gel bana. sonsuzum ol, cennet gibi..
teşekkür ederim çok güzel olmuş eline sağlık gibi cevaplara maruz kalabilecek yazıdır.
ben senin için tahta bir oyuncaktan ibarettim sadece. canın sıkıldığında duvara çarptın, kırdın. her özlediğinde oynamayı, yapıştırdın, onardın. tekrar oynayabilmenin heycanını yaşadın hep. sonra tekrar sıkıldın... ama bu defa duvara değil ateşe atmıştın oyuncağını. geriye kalan tek şey külleriydi.

sen küçük bir kız çocuğuydun oynamayı bilmeyen.
ben ise aptal bir saftım hep inanmak isteyen.

sonuç ise ne hüsran ne kırgınlık. geri de sadece kızgınlık ve tekrar oyuncak olmamaya and içmişlik...
illa anlaşabilmek değil seni sevmek. anlaşamasak da seviyorum seni. olay anlaşmak olsaydı eğer, biletçilerle de çok iyi anlaşıyorum. bir dediğimi iki etmiyorlar. düşün bunu derim.
Hani sana yazmıştım ya daha önceden ne zaman geleceğini , ne zaman beni bulacağını bilmiyorum diye. Şimdi geldin ya teşekkür ederim sana önce. Bu kadar hemen beklemiyordum seni aslında. Ve bir anda tüm benliğimi sarabileceğini tahmin etmemiştim. Ama oldu işte başladı ve ben sana aşık oldum. Nasıl olduğu, neden olduğu hakkında tek bir fikrim bile yok ama bildiğim tek şey seni çok sevdiğim. Seni seviyorum Yanımda olduğun için, bana hep değer verdiğin için, ve bu kadar zaman sonra içimdeki aşkı tekrar yeşerttiğin için.. Sözlerime hep bana söylediğin şeyle son vericem : SENi SEViYORUM BiTANESii..
sevgili skyler white,

hakkında karar vermeden önce ikinci sezonu bir daha izledim. son kararım, senin aşağılık bir sürtük olduğundur. sırf ne iş için kullandığını bilmediğin bir ikinci cep telefonunun varlığına inandığın için 7 haftalık kızını kucağına alıp büyük bir ameliyattan çıkmış kanserli walter'ı terk ederek ölmesine davetiye çıkarmak, ancak senin gibi patronuna vermeyi aklına koymuş bir fahişenin yapacağı cinsten bir işti. bütün dünya kirli, bir sen temizdin amına koyim; kocaman bir ailenin geleceği senin çizdiğin bir ahlaki çizginin ahlaksızlıktan ayırdığı alana bağlı dimi?

ve sevgili walter, sen bundan daha iyisine layıktın. bu orospudan ve kleptoman kız kardeşinden uzak bir hayat sürmek yolunu seçseydin belki de çocukların ve seni daha mutlu edebilecek bir kadınla ömrünün son senelerini geçirebilirdin. 5. sezonda bu fahişeye geçmişte yaptıklarına yakışacak bir ders vermen dileğiyle...

kardeşin saylon
aptalım, ilk aşkım, güneşim. ben bu yazıyı sana yazdım.
5 yıl geçti, her şey bittiğinden beri.
çoktan unuttun, hatta çok değiştin be güzelim. sürekli sevgili değiştiren bir kız oldun.
sen çok farklıydın, hala farklısın, etrafımdaki tüm kızlardan farklısın.
senin için kavgaya girdim, herkesi karşıma aldım.
ben bir tek sana aşık oldum. şimdilerde sevgilin var, çok seviyorsun..
benim sana düşündüklerimi ona yazıyorsun, onun için herkesi karşına alıyorsun.
onun için kavga ediyorsun.
zerre kadar aklında yokum.
facebook una bakıyorum, duvarında o adamın resmi var. evli yazıyor. evli olmasan da evleneceksin.
sen beni hiç mi özlemedin lan? hiç mi bu çocuk napıyor diye merak etmedin? hiç mi haykırışlarımı duymadın, hissetmedin? hiç mi görmedin yoldan geçerken, bir arkadaştan hiç mi adımı duymadın? hiç mi sevmedin?
bana apçanın anlamı ne diye soruyordun ya, apçanın anlamı sensin, çünkü sen benim en büyük aşkım, en büyük sınavımsın.
bana güneşim demiştin, ne kolaymış yahu böyle sözler söylemek.
bu adam seni çok özledi, evlenecekmişsin.
evlen.
kendinden soğutma çabalarından vazgeç, olmuyor işte anla.
günlerim güzel geçiyor gülüyorum, hatta kahkaha atıyorum. geziyorum, eğleniyorum.. ne zaman ki gece olsa; aklıma yavaş yavaş sokuluyorsun, yerleşiyorsun zihnime, yalnız yakalıyorsun beni. ölüyorum yavaş yavaş...
bak, ellerimi görebileceğin bir yere koydum. ama sen hala tutuklamıyorsun beni.
Beni bana kazandıran harika adam.sana teşekkür ediyorum.
iki sene öncesinin tam da bu mevsiminde beynimin koridorlarından hasret adımlarıyla geçişini unutmuyorum...

özlüyorum ya seni, geçiyorum ekranın karşısına saatlerce şiirlerini okuyorum... azıcık dağılıyor hüznüm... hangisini bana yazmış olabilirsin diye oyun kuruyorum kendi kendime... kuruyorum beynimi, düşlerimi kuruyorum, sensiz bir gelecek kuruyorum... nerdesin?

nerdesin hakikatim? en güzel derdim, dermansız derdini bile sevdiğim nerdesin?

bir ses gelsin senden, bir iz olsun arayışıma... arananların en güzeli, yolunda kaybolmak da olsa ümit edilenlerin en kıymetlisi...

nerdesin?
bomba üstüne bomba, bakalım senden daha neler göreceğiz güzel kız.
biliyorum sen bir meleksin...

bak bu şarkının en güzel yeri neresi biliyor musun?

''eğlendirdin
sakinleştirdin
ehlileştirdin
ve daha bir sürü şey ''

canım mısın sen
benim misin
her şeyim misin sen
hoş geldin melek
sefalar getirdin...
3 haftadır nerelerdesin bilmiyorum seni görmeyince çok özlüyorum aramıyorsun sormuyorsun söyle hiç mi merak etmiyorsun umarım bir daha görebilirim seni.
3 haftadır nerelerdesin bilmiyorum seni görmeyince çok özlüyorum aramıyorsun sormuyorsun söyle hiç mi merak etmiyorsun umarım bir daha görebilirim seni.
o nasil bi sivilce sikmak arkadas hala gecmedi. Belki de gecsin istemedim.
yazmadan edemeyeceğim. sana bırak mesaj göndermeyi, hayallerim bile yarım kalıyor içinde sen olduğun, çünkü yarım bırakıyorum. biliyorum ki o hayali devam ettirmek anlamsız. yüzünü görmek istiyorum inan fotoğraflarınla avunmak istemiyorum. sadece o ateş gibi gözlerine bakmak istiyorum neyse fazla mı duygusal olduk?
bugün 16.27
ilk başlarda hep ben seni üzdüm, sonraları ise hep sen beni.

bırakamıyorum, herşeyim oldun bir anda. hani hayatım boyunca derlerya, ben 'hayalim boyunca' diyeceğim. artık hep hayallerimde olacaksın. hayatım hayalime dönüşecek.
seni, senden de yakın, yalnız ben tanıyorum
sana, seni en sıcak bir ben anlatıyorum
kimse varamaz senin ben kadar yakınına
çok zamanlar kendimi sanki sen sanıyorum
sana seni anlatsam, anlatırım kendimi
sende seni ararken kendimi arıyorum
canım sıkıldı nerdesin? sensiz olunca bir yerler hep eksik gibi. nerdeysen gel bir an önce.
özlüyorum seni. gittin saçma sapan bi inat yüzünden. azcık daha katlansaydın bana ne olurdu? tamam huysuz, kaba saba herifin tekiyim, ama ben de böyleyim neyleyim. böyle sevseydin beni. tamam biliyorum zaten böyle sevdin. ama neden gittin?