bugün

naber bok?

he, gözümde ancak bir bok kadar değerin var.
bok en azından kokabiliyor. sen onu bile beceremiyorsun. salak.
gurursuz musun yoksa çok mu seviyosun bunun ayrımını gerçekten yapamıyorum. konu ayrılığa gelcek diye tartışmıosun bile !
hani sonu olmaz bazı şeylerin, başında yitirilmiştir bitmesi gerekenler. hani sevmez ya oğlan kızı yeteri kadar, işte o kadar mahsun kaldığım zamanlarım var benim. en güzel hayallerin devamının gelmemesi gibi bir sorun olur ya ilerleyen fakat yerinde sayan zamanlarda, işte orada verdim ben ruhumu eninde sonunda gidecek olana. sensizlik zamanı geldi çattı ya benliğimin en fukara yerine, işte o zaman vazgeçtim ben hayal kurmaktan.

bir çoçuğun, babası eve geldiğinde içki içtiği anlaşılmasın diye koştura koştura yatağa gittiği anlar kadar masumdu sana olan sevgim. ve bir o kadar yalandı, ben iyiyim deyişim.

hani en değerli arkadaşların sorar ya sana nasılsın diye, gülücükler dağıtırsın ya farkında olmadan, için ağlarken, o kadar yabancıyım kendime.

ben sevdim seni, üzerine eklenemeyecek kelimelerle. ben seni sevdim, bitmez dediğim hislerle. ben seni sevdim ve seveceğim galiba daha uzun bir süre. şimdi veda etmek vakti ise, kal sağlıcakla sevgili, bir daha ki merhabalara.
sustum. hüznümle konuşuyorum şimdi. ne kadarda çok sevmişim seni.. ne kadarda ağlamışım senin için ne kadar ölmüşüm.. anlatıyor seni ne kadar sevdiğimi bu sıcak damlalar. bu kadar sevgi bol muydu sana? bu kadarını kaldıramadımı küçük yüreğin.. çok sevmek ne kadarda üzüyor insanı. ne kadarda çok şey bekliyor seven. sanki sarhoşum.. gözlerim boş bakıyor artık, seni göremiyorlar ya.. onlarda yorgun artık. kalbim, ruhum, aklım, bedenim.. yorgun hepsi. sana yoruldu. bana nasılda sabrı öğretiyorsun.. özür dilerim, seni çok sevdim..
seni görmeye dayanamam diyorum.. sen hala "gel" diyorsun.. nereye geleyim? kime geleyim? bunu söylemiyorsun.
ben artık ben değilim, bilmiyorsun..
sende kalan halimi hatırlıyorsun. bir de öldürdüğün var. o da bende kalan halim..

bu kez mecalim yok hiç dayanmaya...
Buluştuk ve ben ayakta uyudum.
tanımadığım insanların yanında asla samimi konuşmalar yapmam, tabi sen bu huyumu bilmediğin için muhtemelen yanlış anladın beni.
alakası yok çocuk.
Bu da benim lanet olası huylarımdan biridir, alışman zaman alacak gibi ama alış.
Bir ara gözlerimide kapatmışım evet, staj çıkışıydım 4 hastayı bana kitlemişlerdi ölümüne yorgundum gün içinde de oturmamıştım hiç,
o sandalyeye öküzümsü yayılmam birazda bu yüzden, hatta tamamen bu yüzden.
Konuşmadımda evet.
yüzünede bakmadım evet, yanıma oturduğun için kafamı çevirmem gerekiyordu burun ve yanaklarınla bakışmak istemedim haliyle.
o espriyede gülmedim, kıllık olsun diye. Tepkini merak ettim
2. çayı istemedim aç olduğum halde sırf hesabı sen ödeme diye senin masadan kalkmanı bekledim, bir ara ciddi dua ettim. Tüm bu tuhaflıklarıma rağmen
Hala benimle ilgilenmen ayrı bir güzellikti, teşekkür ederim.
gördüğün, okudugun yazılarımdan değil bu. bilmeyeceksin. seni içimden söküp atıyorum..
niye ağlıyordum şimdi cevaplayayım; felaketim oldun çünkü!
şehirler arası otobüste yanımda oturan kızın parfümü senin parfümünün aynıydı. tam da '' artık unutuyorum galiba '' demişken yine aklıma geldin be.
gördüm ki yine bi kızı ağlarına düşürmüşsün. herkese yaptığın o alışagelmiş laf öbeklerini ve davranışlarını ona da yapıyorsun. ve tabii ki zavallı kız her şeyden habersiz bu çocuk ne iyi ne hoş aman efendim beni seviyo triplerinde. ama onun da seni tanıması yakındır. ya da tanıtılması. neyse hayırlısı.
Ne istiyorum biliyor musun?
Herhangi bir semtin, herhangi bir kaldırımında, yanından geçen biri benim parfümümü sıkmış olsun. Sen de o parfümü, -gözlerin dola dola korkarak- ciğerlerinin en arkasına kadar çekmiş ol. Sonra kaldırıma otur sessizce, saatlerce ağla. Sadece hatırla.
Başka bir gün, aşık olduğunu sandığın her insana sarılırken karşındakinin ten kokusuyla benimkini karşılaştırırken bul kendini. içinden; ne yapıyorum ben? derken, pılını pırtını toplayıp ve gitmem gerekiyor bahanesiyle, her neredeysen çık ordan. Yolda yürürken, yanlışlarını gör. Hatalarını gör, beni gör.
Televizyonda bir diziyi izlerken ya da film hiç farketmez, o diziyi benim izleyip izlemediğimi bilip bilmediğimi merak et. Öyle merak et ki, arayıp sormak gelsin içinden, ama arama. Arayamayacak kadar yüzsüz şekilde, aşık kal bana.
Herhangi bir gazetede burç yorumuna rastladığında, benim burcumu da okumaya devam et. Yeni aldığın her kitabı almadan önce, bunu önerir miydi acaba?diye düşünürken aslında hayatta bazı şeylerin ne kadar imkansız olduğunu öğren.
Günün bitiminde, gece yastığa başını koyduğunda benim sana öğrettiklerimi kimle, nasıl, ne uğruna kullandığını tart kafanda.Kendinden nefret et, ailenden nefret et, beraber olduğun her insandan nefret et.
beni sev demiyorum.
Ama şu şarkıyı dinlediğinde, herhangi bir nakaratında, göğüsünün olduğu yerde bir yerlerin biraz acısın...

Beni özle ama bana bir daha gelme !
zaman durdu be. ilerlemiyor anasını satayım..

bu hatunlara gelsin;
-tanıdığın tüm erkekleri über efendi sanman, onu çok saf ve iyi niyetli görmen neyin nesi yavrum ? gidip, en sevilmeyecek, en amele erkeği bulup, türlü şeyler yaşadıktan sonra neden çemkiriyorsun etrafa ? e sen seçmedin mi o erkeği ? bütün erkekler toplanıp, senin izdivacını mı yaptık ? hayır. tamamen özgür iradenle gidip, sevdin, kör oldun, hata yaptın biz erkeklerin üstüne atıyorsun boku. o erkeğin üstüne at evladım. şöyle diyebiliriz ki; her hatuna salça olan (zaten sana salça olmasa tanıyamacağın) erkekler yüzünden bana, ona, şuna bok atıyorsun, yapma. biraz olgunlaş ve mantıklı düşün yahu!

bu da hemcinslerime gelsin;
-ya birader sevgilisi olan hatunlara neden yaklaşıyorsun sen ? ya akrep burcuysa sevgilisi ? ya seni öldürebilecek kadar intikam doluysa ? arkadaş olma demiyorum, yavşak arkadaş olma. birilerinin hayatları pahasına değer verdiği insanlara, et parçası muamelesi çekip, yavşayıp, boş hayallerde uçma be birader. yakışmıyor valla. bir de türk kızına bok atıp durma birader. nasıl sen yıllaca efendi sevip, aldatıldığın vakit piç erkeğe dönüşüyorsan, bazıları da o vakit mal hatun oluyor. olay bundan ibaret.
bana yaşattıklarından değil de, yaşatabilecekken, yaşatmadıklarından dolayı sevmiyorum artık seni.
herkesin yazdığı bir sen var, işte ben de sana yazıyorum. naber?
Sevemiyorum artık seni
istesemde sevemiyorum
Bu sadece benim suçum olamaz öyle değil mi?
Hadi içimi rahatlat.
Böyle olmanda benim de payım var,
yeniden sevdireceğim kendimi de...
Madem hiçbir şey yapmadan öylece duracaksın.
Git...
Biz olmaktan vazgeçtim,
seni sevmekten vazgeçtim git.
insanlar ve hayatları...
Belki de başkaları olmalı...
Olmalı ki bir daha hayatıma girme şansın kalmamalı.
Kaybedilen değerler anlaşılmalı.
Uzaklaşmak lazım...
Öylesine sakin ve sessiz...
bu sefer sana yazmadım.bir başkasına yazdım.
yıllar geçmiş,tam 8 sene geçmiş.eski lisemin önünden geçiyordum,eski liseme eski günlerimi içimden geçirerek bakıp geçiyordum.karşımdan gelen kişiyi farkettim bana gülümsüyor.baktım sensin bende güldüm sana.nasılsın dedin iyiyim dedim,şoktayım dedim,seni göreceğimi sanmıyordum dedim.birden tanıyamadığımı ,saçlarının döküldüğünü söyledim'her zamanki patavatsızlığımlı'.ne yaptığını sordum.çalışıyor olmana istediğin işi yapmana çok sevindim.boş bi derste yanıma gelip elimi tutup bana söylediğin sözler geldi aklıma.ben gideceğim beni bekler misin deyişin geldi.benimde susuşum.ne sana o anda ne de başka bi zamanda cevaplamadığım soru geldi aklıma.sevindim adına.bana sordun.ben bildiğin gibi dedim.hayatımdaki değişiklikleri söyledim sonra hiç bildiğin gibi mi olur kaç yıl oldu dedim.sen nişanlandığını söyledin yaza da düğünün olduğunu.çok sevindim.belki seninle sevgili olamadık,arkadaş da olamadık ama hep beraberdik.ne olduğumuzu bilmeden teneffüslerde yanımda bulurdum seni,okul çıkışında.dedim ya arkadaşımda değildin,sevgilimde.ama sen gerçekten çok iyi bi insandın ve aklımda öyle kaldın.hep öyle kal.tüm güzellikler seninle olsun.bugünkü mutluluğumun sebebisin.
gelelim mi sana?... yine sana yazıyorum.evden çıkarken seni düşünmüştüm asıl yıllar sonra karşılaşsak ne olur diye.e kime niyet kime kısmet.
bende eskiden kalmış bi fotoğrafın var ona sarılmışsın. ben de onu kesmişim yanından sen tek başına öyle tatlı tatlı bakıyorsun yüzüme. çoktan yok oldu sandığım bir fotoğraf nasıl oldu da karşıma çıktı böyle. hiçte zamanı değilken. artık bi çıkıp gitsen ya hayatımdan ben de kendimi bulsam.
mahçucbum seni sevdiğim için
böylesine sevmemeli miydim
dur diyemiyor ki insan kalbine
özür dilerim..

bak, yoklugunada alıştım
allahın işi işte,
seni özlemeyi bile özlüyorum
buna da şükür..
önüne geçemediğim kalbimin yolunu kesiyorum artık
dur diyorum, dur durak bilmeden akan sevgime
geçinemedim bu sefer kendimle.

gururum el vermiyor artık, koskoca sahada tek başına koşmaktan,
yoksun.
içimdeki çokluğun kadar yoksun.
sen yoksun,
ben yoksun..

harfler aciz, kelimeler aciz
beni tarif ediyor onlarda
tarifi yok özlemininde, yokluğununda
kokun yok, varlığın yok, sen yoksun hiç bir yanda..

ne kadar değiştimse senin için
o kadar aynısın benim için
hakkın var kızamam,
''elinden geleni'' yapıyorsun sevgilim..
iyi ki benimlesin...
bir bardağın içindeki suyu boşalttıktan sonra dibinde kalan 2-3 damla gibiydi hüznüm. ne kadar, yaşanan olumsuzlukları aklından atıp önüne bakmaya çalışsanda, kalıyor insanın içinde bir kaç damla.
ben senin için hayattaki anlamındım;
sen bende hayatın kendisiyken..
vuslat vurur kapımı bıkmadan, bu kapı ne zaman açılacak ey yüce yaradan..
ben bu yazıyı sana yazdım
ama yanlış yere yazmışım herkes okudu amk.
bir an önce git nen varsa al hepsini benden ve git. acıma belki biraz üzülürüm biraz matem havası sonrası içki masası unutturur. git sevgilim zaten gitmek için geldin. sen ne bilirsin aşkı deneyelim dedim denedik sevmeyen birisiyle nereye kadar. uzun uzadıya alalade yalanlar vardı hayatımızla bütünleşen. uzaktın nefesim omzundayken ve uzaksın arada binlerce kilometre varken. naparım biliyormusun peki bundan sonra; sana söyleyemediğim 'seni seviyorum'ları başkasına satarım senin yağtığını bende yaparım. bilmem sende severmisin bir gün. ama sen o ateşte yanma.
beni bir akşam yemeğine çıkarsana. vaktin varsa hemen bugün. sonra bir bara götür beni...
biraz kafa dağıtıp içebileceğimiz her yer olabilir o bar dediğim.
güldür beni, şaklabanlıklarla değil; sevgin ve "ilgi"nle. yüzümü güldür!

uzun sürsün birlikteliğimiz. vakit geç olunca evime bırak beni. öp ve git. kendin de evine gittiğinde nasıl olduğundan bahseden bi mesaj at, sonra uyu. ertesi sabah da bir günaydın mesajı at. bir kerecik yapsan bile yetecek bunu. inan sadece bunu istiyorum. çok mu zor? başka bir şey değil...