bugün

senle konuşucak bişeyim olmamasından değil susuyo olmam , haftaya cuma ekonomi sınavı var sonra ki hafta salı matematik ve bu derslerin 2. sınavına dahil olan konularından hiç bir bok anlamıyorum. kalıcam diye çok korkuyorum aklıma geldikçe depresif oluyorum konuşmak gelmiyo içimden,dün kötü hissetmemin sebebi de buydu çokça ama bugun eğer beni tekrar ararsan sana bu durumdan bahsetmeyeceğim, diken üstündeyim. seninle alakası yok seni çok seviyorum yanlış da düşünme sakın artık sıkıldı vs diye,durumun şekli başka , ama kalkıp ''konuş neden konuşmuyorsun vs '' tarzda şeyler söyleyip hep ben konuşuyorum deme yani,deme. çok saçma oluyo çünkü . neyse bi şekilde bunu görürsen ya da bu gece ararsan görüşürüz.
hiç gelmeyecekmiş gibi yap ama hiç gitme uzağımdan.
senden bi yarram olmaz.
kim olduğunu hala çözemedim. nesin sen? neden benim için bu kadar önemlisin? daha bir kere yüz yüze konuşamamışken neden bu denli aşığım sana?

biliyor musun kimse inanamıyor sana ettiğim itiraflara bende inanamıyorum açıkcası. ben yıllardır bunu içimde tutmuştum bırak konuşmak yüzüne bakmak bile zordu. birkaç gündür içimde bir güç vardı. soğuk kanlıydım, utanmıyordum şükürler olsun ki.

içimde tutmak istemediğim için söyledim. sonucu zaten biliyordum. ama çok zordu içimde tutmak seni çok seviyordum.

sana dedim kimseyi sevmedim çok aşık oldum senin için ağladım ben dedim. sana baktıkca huzur doluyordu içime sen kimseyi umursamadan kendi dünyanda yaşayan birisin bayılıyorum buna o hayata girmek istiyorum seni istiyorum dedim. sense derse geç kalıyorum şimdi olmaz dedin.

peki daha rahatsız etmem öyleyse ama son bir yapacağım olcak özür dileyerek şimdiden.

sonucu ne olursa olsun senle olmam lazım sen hayatımın aşkısın...
karşıma çıkmasan bi bok olacağı yok karşıma çıkıyorsun görüşelim diyorsun sonra birden sana arkamı döndüğümde bana hesap soruyorsun. bak kızım bana hesap soracak statüde değilsin. nası bişeysin sen anlamadım gitti nası bi kızsın beni çabuk ikna ediyorsun, ama bu yanındayken etkili oluyor. sen gittiğin an eski halime dönüyorum. bak kızım ben karaktersiz bi piçim. bunu hiç saklamadım nasıl olduğumu sana bir bir anlattım. sen hala beni zora sokan davranışlar içine giriyorsun. bak yakın çevremin içindesin yarın öbür gün yüz yüze geldiğimizde nasıl bakacaz birbirimizin yüzüne ?
karşılıklı oturup çay içerken göz göze geldiğimizde yaptıklarımız yaşadıklarımız aklına gelmeyecek mi, benim şuan bile geliyor bırak ilerisini. yapma böyle, beni başkalarının önüne başı eğik çıkarmak zorunda bırakma.

ben kestirip atıyorum sen mesaj atıyorsun, tam çıkardım seni hayatımdan diyorum pat tekrar giriyorsun. buluşmayalım diyorum sen gelmezsen ben gelirim diyorsun. hayatımı siktin hayatımı !

senden isteğim siktir git hayatımdan ! bi daha da geri gelme, bizim sonumuz yok. olmayacak da. olursa da amına koyayım istemiyorum bu saatten sonra. 2 senedir sinir stres iflahım sikildi be. ayrıca seni sevmiyorum, sadece biraz kıskançlık var içimde. bende ki bu gamsızlık varken o kıskançlıkta yok olur gider zaten. * *
bu yazıyı sana yazdım. hiçbir zaman okumayacak olduğun yüzlercesi gibi. sen başka kollarda kendini kaybediyorken, ben bu yazıyı sana yazdım.
hayatımda her şey çok güzel gidiyor.borçlarımı kapattım, artık param cebimde kalıyor, işimde yükseliyorum, girdiğim tüm işlerde maksimum başarıyı yakalıyorum. bunların hepsi seninle bir gelecek planı yaparken tasarladığım, şu tarihte böyle olacak, şu zaman şunu yapmış olacağım dediğim şeyler. tek farkı var, ben bunları tasarlarken sen benimdin, benimleydin. belki de bunu seninle daha güzel bir gelecek kurabilme adına çok istedim. istedim ve başardım da, biliyorum daha fazlası da olacak, daha da başarılı olacağım, her işim yolunda gidiyor, gitmeye de devam edecek. ama sen yoksun yanımda. ben bunların olmasını isterken seninle istemiştim. sen gittin artık yoksun. insan ister istemez mutlu olamıyor, sevinci hevesi kursağında kalıyor. keşke sen olsaydın, hiç gitmeseydin de ben yine o adam olarak kalsaydım be güzelim.
zaman herşeyi çözer, dedim gitti.
boşa çırpınışlarını görsem de "boşa gidiyor sevgin, vazgeç artık benden!" demiyorum, sadece izliyorum, seninse canın acıyor. bu da benim bencilliğim olsa gerek. keşke içimde sana da verebilecek kadar ben kalmış olsaydı..
al bu kalbi, bir gün dolaş, ve dünyayı sevsene bir.
kapanmamış bir deftersin. yazılmaya devam ediyorsun.
seni başka birinde buldum. özelliklerini duysan dudağın uçuklar, karakterini görsen.. seninle o kadar aynı ki. memleketi, burcu, başka bir ile gelmesi, konuşması, yalnızlığı, zekası, hayallari, beni çok sevmesi, tarafımdan çok sevilmesi. hem aynı zamanda aynı acıları yaşadığım biri. o sensin. hayal ürünü, o aslında sensin tamam mı? seni bir kızda bulmam ne güzel. ne güzel. seni onun üzerinde tanımam, benzer içine attığınız şeyleri yakınlaşmam sayesinde öğrenmem ne güzel.
doğum gününde bir mesaj atıcam sana, en azından unutmadığımı bil diye. sen benim aylardır o günü beklediğimi ne bilirsin? lakin atlatmış olmam lazım bunları, o güçlü hallerime geri dönmeliyim. sadece birkaç gün sürecek emin ol. beni hayvan gibi özlediğini biliyorum. ve içine attığını hala. hala o güçlü gözüken ve her şeyi içine atan bensin.
ben bu yazıyı sana yazdım; başkalarının okumasına gerek yok. senin de okuyamayacağını bildiğime göre; klavyeye dökmeye çok da gerek yok.
''Hayatıma sactigin ışığın, mumlarin fitili gibi kısacıkmis fark edemedim''.artık dünyam zifiri karanlık haberin yok..
Sorsan ikimiz de maviydik ama birimiz deniz; birimiz gökyüzü...
hergün başkası olduğunu tescilliyorum. şu an senden üç tane var. biri ben, biri sen, biri sevdiğim kız. ama bu çok saçma, çok.
Kaybedecek neyimiz var daha,
aslinda keske tam olarak bir olabilseydik biz olabilseydik. sarilirken bile uzaktik sanki ama kilometrelerce uzakken bile ne hissettigimi bilmeni isteyecek kadar cok seviyordum seni ya da sevmistim bilmiyorum. bana ne istedigini dusun soyle yapiyim dedin ah ya... dusunurum, soylerim de ama biliyorum bir kulagindan girip digerinden cikip gidecek bense yine ve yine duraksiz bi sekilde acilarda ve ayni zamanda sevgin icinde olacagim. dedim ya soylesemde yapmazsin biliyorum, keske inanabilsem sana cok buyuk bir sey kaybetmisim daha yeni yeni anliyorum ben sana inancimi kaybetmisim be sevdigim. suclu dersen, vardir ama ben kimseyi suclamiyorum senin hayatinin insani olamamak ki oyleysem bir suc mu tartisilir, senin fiilen hic bir sey yapmaman yani gelmemen, ilgilenmemen, her var oldugu iddia ettigin seyin sozde bana edilen vaatlerde kalmasi bu suclu mu, bu da tartisilir. 
ama tartismadigim bir sey varsa da o da kendime olan ofkem, nefreti kizginligim senin icin yaptiklarima olan kizginligim. karsiligi bu aci miydi, bu bitmez bas agrilari, bir kac dakika da her seyden herkesden sikilabilme, ayni cumlenin basini sonuna baglayamayacak kadar senle dolan zihin ve kalp miydi karsiligi ve bunlari sensiz yasamak senin bunlarin zerresini bile yasamadigini bilerek yasamak. iste gordun ya belki sende oylesin ama yok, kesinlikle kalbimi bile inandiramiyorum tamamen guvenim gitmis sana nasil basardin bunu ben seni bu kadar guzel gorurken nasil basardin. 
ben sen deyip ic cekerken sen benim adimi duyunca ne hissettin bu gercegi er gec ogrenicem ama senden degil. bu dunya da ya da baska yerlerde ama bunu ogrenicem.
popo çizgisinin hemen altından etek giyip, aynı zamanda göğüslerini sergilemekten geri kalmayan ve buna rağmen bana bakıyorlar diye şikayet eden hatun, gerçek sarışın mısın yoksa saf numarası mı yapıyorsun?
canım benim, iyi ki varsın. bugün sana bakarken fark ettim ki; sen de hayatın şanssızlar tarafında duransın. diğerleri ile beraberken seni azarladığımda yalnızca sen önemseyerek özür dilemeye geldin o an. ama ben o anın verdiği sinirle seni bir kez daha azarladım. affet lütfen. o an gördüm ki; gerçekten nazik olmak, bir şeyleri düzeltmeye çalışmak istemek her zaman daha fazla yara almaya neden olur.
sadece sen geldin özür dilemeye ve ben haklılığımla kızgınlığımın olağanca hiddeti ile bağırdım sana.
sende kendimi gördüm sonra. düşündüm. fark ettim ki sen de yaşamın temel oyunlarının içindesin benim gibi, onun gibi diğerleri gibi.
yine de iyi ki varsın. hep de ol.
sen varsın diye karadenizi bu kadar çok seviyorum biliyor musun? yoksa umrumda değil nerde olduğum.. ama sen varken anlamlı oluyo işte türküler. sana aşığım diye karadeniz sahilinde yürüyüş yapmak sonra da eve gelip çay demleyip içmek istiyorum. kanıma karadeniz deliliğini sen soktun. rizeliyim karadenizin kelime anlamı nerdeyse. buna rağmen beni bunlara bu kadar hayran kılan senin deliliğindir. bordoyla maviyi yakıştırmam kıyafet alırken. ama böylesine çok istiyorsam şampiyon olalım diye, yine sebebi karadenizdir. karadeniz sensin. sebebi sensin..
birlikte olalım karış karış gezelim her yeri. sonra sen yağmur ol ben bulut, maçka'da buluşalım...
şimdi sen bana ''benim yerimde olsan ne söylerdin?'' diye soruyorsun. yakın zamanda ben de senin yerinde olmuştum ve biliyorum ki hiçbir şey söylenemiyor. yorulma, yorma; elden bir şey gelmiyor.
bir şiirden alıntı, şairi hatırlamıyorum.

-unutursun mihribanım, oğlun kızın olsun hele unutursun mihribanım.
" bana düşer çekip gitmek, farz et dünya yalan yarim.. "

merhaba. en sevdiğim şarkının eşliğinde yazmak istedim sana. bu sefer daha sakin, daha huzurlu.. neden biliyormusun? bugün seni gördüm avva nın önünde. senin haberin yok benden. sakladım saniye içinde, kaçtım yine senden. aklına gelmekten kaçtım yine.. " bu lanet olası hala yaşıyormu ? " sorusunu sormanı istemedim kendine.. kaçtım ya işte, yalan yok. öyle değişmişsin ki zor tanıdım. o an kalbi sıkışıyor insanın, bacakları tutmuyor. bilmezsin sen bu halleri, önce sevmen gerekir. yine de gördüğüme sevindim..

ne diyeceğim sana. onca seneden sonra. bana yaşattığın tüm acılar için teşekkür ederim sana. insan olgunlaşıyor. seni sevmek askerlik gibi, ne biliyim tek sigarayı yakmak gibi. anlatılmıyor işte. tarifi yok inan bana tarifi yok seni sevmenin. kendimi anca ibrahim erkal da, neşet ertaş ta buluyorum seni düşününce. dostlarıma " ben o nu unuttum " u oynuyor, kendimi kandırıyorum.. inan bana tarifi yok seni düşlemenin.. harfleri süslemiyorum artık.. bu gece seni terk ediyorum, ne kadar çok sevsem de bu gece son sigaramla senide söndürüyorum... bağrıma taş basıyorum, seni terk ediyorum.. allah a emanet ol. seni çok seviyorum..
kizginim sana bir o kadar kırgın... Daha önce de sevdim ben ama bu neyin korkusu bu neyin yeni bir öyküsü. Fazla mi seviyorum seni? Yaptığm doğru mu? Bilmiyorum ama seviyorum ya ışte duygularım değişebilir bir anda kızgınlığım her zamanki aşkının yerine geçer bazı zamanlar olsun çok kizayım sana aglayayım sonra yüzüme bir gülümseme gelsin sen dog ruhuma . . .
benim verebileceğim, sana fazlasıyla yetecek, bütün ilgiyi ve sevgiyi itip, ihtiyacın olanı herkesten biraz biraz almayı tercih ettin. bütün hayallerini ve sorumluluklarını bırakıp kafan rahat yaşamayı seçtin. sadakat ve bağlılık seni yorduğu için yine özgürlüğü seçtin. gençliğini yaşamak için sevgiline hesap vermemeyi seçtin. üniversiteye geldin, ben ne oldum dedin? yine özgürlüğü seçtin. eğlenceli olmadığı için zor aşkı seçmedin. inadına hasreti, beklemekle geçen ve belki de beklemekle bitmeyecek yılları, istasyonları ve otogarları, kısıtlı zamanları, salya-sümüğü, ayrılıkları ve huzursuzlukları seçmeni beklemek; zaten bencillik olurdu. yine iyi dayandın. sen 3 diyodun, 3 olsun hadi. 3 yıl iyi dayandın. nokta kondu, bitti en güzel hikayem...*
"bazen ağırdır sevmek,sevdiğine layık olabilmek" demiş şair.
demek ki bana daha ağır gelmiş ki sana layık olamamışım problemden ibaret olmuşum. düzelir inşallah hayırlısı