bugün

yaşayamadıklarından pişmansın... yaşasaydın daha mı az pişman olacaktın?
bir yerde yanlış yapıyorsun. haydi toparlan, kendine gel. hayat devam ediyor...
seni seviyorum canım *
çiçek, gördüğün için güzel olurmuş derler.
desinler.
peki ya sen ne yaptın? gördün. evet güzeldi. evet görmesen daha güzeldi. onlara göre olmayacaktı.
sonra ne yaptın? hiç bir şey. erkekçe deliremedin bile. bunu yapamadın. korktun. saklanmak istedin içine. yetmedi dövüştün sevişircesine.
şimdi kediler gibi zırlayıp durma. çocuklardan bile korkma. sabret diyenlere küfür etme. üzülme, kış daha gelmedi inanma. bu mayhoşluk klimadandır aldanma. şimdi dur, sus ve gülümse. onu hatırla son bir kez. acıtsın yine. bekle. kışı bekle, gelecek ve göreceksin çünkü. gelecek ve konuşamayacaksın yine. ama bil ki artık sormayacaksın neden diye.
aslında benim en çok, sana ihtiyacım var...
salak kız karar ver artık daha üniversite seçmeyi bırak bölümü bile seçemedin güya bu sene sınava gireceksin.
bir karar vermezsen göt gibi kalacaksın ortada. yeter be kızım ne bu mallık titre ve kendine gel! bu sene öss var....!!!!
yüzü olmayan insanlara..
çıkarı olunca satan insanlara..
iş ortamında yükselmek için, gıcık olduğu kişiye bile can dostuymuş gibi davrananlara..
hayatı anlık yaşıyorum deyip çekip giden sevgiliye..
kendini insan sanıp ama hayvan bile olamayanlara yazdım.
çevrem seninle kuşatıldı ve ben de dengemi kaybettim. ne yapacağını bilmeyen bir balık gibi, akıntına kapıldım. yüzüyorum. gündüzler kayboluyor, gece gidiyor, başka bir şey geliyor yerine, sanki başka bir mevsimdeyiz, başka bir rüzgar bu, tozu toprağı dumanına katıp olay kahramanlarını da içine alan. ve selam ben esas kız. bir makasın iki demirinin birleşip bir kağıdı kesmesi gibi hikayeyi bölüşümüz, yeryüzündeki kara parçalarına, su kütlesinin karışması, gezegenlerin bulutlar ardına saklanması,, hiçbir notamın sonuna es koymadan koşuyorum, arkama bakmıyorum bu sefer, geride kimse yokmuş gibi..kapının kilidinde döndürüyorum anahtarı, tarabya açıklarında sıcak bir rüzgar, hiç görmedik bunu, ıskalayıp geçiyor yüzümü, plastik top satılan bir mahalle bakkalından sakız alır gibi çocukluğum, dizin kanar da farketmezsin ya, saatler sonra yapıştırılan yara bandı gibi biraz, sonra günlerce kalır, yapışır, ses etmez, öyle uyumludur, herşey olması gerektiği yerdedir, aynı sabaha aynı güneşe uyanırsın, susarsın, kelimelerin harfleri birbirini yemiştir, yastıklara gömülür ağızlar, dediğim gibi bazen yağmur yanar, rüzgar terler, yüzün saçıma değer, elime değer, hep yanlışlıkla olur bunlar bilerek değil, kör karanlığa uyanırsın, sabah olmaz sanarsın, sonra geçer, geçer, geçer...zaman akmaz, zaman susar, kuşlar susar, şehir susar..bir sesin peşinden gidersin, dediğim gibi, asıl mevzuat raflara kaldırılanları umursamadan kütüphaneyi yakabilmektir.
ali ataya aşık olma, boyu senden kısa..

edit: kendimi avutuyorum kısa diye olm.
kendini düşünmekten vazgeç. bu dünyada yalnız değilsin. varsan sevdiklerinle varsın, sayın gerizekalı.
üzgünüm ama annen haklı. sözlükte fink atacağına git azıcık ders çalış. sana sınavda sözlük sormuyorlar.
artık kendime gelmelisin, seneye son senen ama sen mezun olmaya yaklaşamadın bile, yarın 2 tane finalin var ama saçma sapan bir şeyi dert ettin kendine sinirden uyuyamıyorsun. silkelen ve kendine gel, ayrıca gece gece suç ve ceza uyuyarak uyuyamazsın!
Vuhuuv bugün çok neşelisin bebişim bu neşeniz neye bağlı acaba?
seviyom lan ben seni aslında. böyle çok tatlısın falan. sen olmasan napardım ben? hı?
yaptığın araştırmalar ve bazı ilgilerinin yüzüne kattığı soğukluk ve ciddiyet insanların seni kibirli bulmasına yol açıyormuş. evet, zaman zaman öfkeni kontrol etmekte sıkıntı yaşıyorsun, zaman zaman birinin sözünü kesip lafa girebiliyorsun ancak pişman oluyor musun? evet. vicdanın var mı? evet. bir hata yapınca geri dönüşünü araştırıyor musun? evet. başkalarına yakınlaşmak için hiç sevmediğin geyik muhabbetine girmiyorsun değil mi? evet.
o zaman hep denediğin gibi iyi bir insan olmaya devam et, bunu ilerletmek için çalış. ama kendini de asla unutma.
bu kadar çok uyumaktan sıkıldın ama neden hala öğlenlere kadar uyuyorsun be güzelim?
evde oturup bi tarafımı büyütmekten sıkıldım. ne yapacağımı bazen kestiremeyip gidip aşk-ı memnu izliyorum. o derece. arada bir de möölüyorum. yanlızlığı severdim. ama bu kadar değil. hemde bu kadar havalar sıcakken. yok daha neler.
ilk defa yazıyorum kendime bir yazı. yaşıtım olanlar askere gidiyor şehit oluyorlar, ben ise evde gece bire ikiye kadar kızlara mesaj atıyorum, maç izliyorum ne bilim yan gelip yatıyorum işte. bu nasıl düzen yahu gerçi elimden pek bir şey de gelmiyor ama işte bunu yazmak istedim.
senden bir b.k olmaz.
bu uçuş değil ki, sadece havalı bir düşüş.
evet yine aynı sonda yine kendine yazılan yazılar. daha kaç defa aynı duruma düşüceksin diye kendine sorduğun anlarda yine dibe vurduğun anlarda kimseye bağıramadığında kimseye kusamadığın da kendi kendine yazıp silip yırtıp tekrar yazma zamanının gelmesidir.ne kadar yorulsan ne kadar üzülsende akıllanmadan yine en baştan başlamak tutunmak ama yine yüz üstü düşmek sürünmek.
paranoyaksın, aptalsın, aptalsın, aptalsın..
mutlumusun ki?
kaçışlarını ne zaman bırakacaksın anlamyorum seni. insanlar sana yardımcı olmaya çalıştıkça azgın bir köpek gibi saldrıyorsun hararetle. güzel vakitler geçirmek seninde hakkın oysa. neden beceremiyorsun.. dünyanın en kolay şeyi aslında kimseyi takmamacasına eğlenmek. bunu bile beceremiyorsan ne halta yarıyorsun sen! çık artık bunalım düşüncelerden. kasvetin dibine vurmak sana karanlıktan başka birşey verecek mi sanıyorsun? hissetmeyi bırak aynaya baktığında bile görmüyorsan o gözlerinin halini.. seni bu hale getirenlerin ben ...
artık erken uyan. yoksa sonsuza dek kahvaltı olarak kalan 1 dilim ekmeği yiyeceksin.