bugün

Ne kadar safım lan. 10 gün önce bu olaylar başladığında konunun hakikaten "üç tane ağaç" olduğunu zannetmiştim, ki Taksim'e çıkan bir avuç gerçekten samimi protestocunun amacının da gerçekten o olduğuna düne kadar inanıyordum. Büyük ihtimalle hala fazlasıyla safım bu konuda. Ben safım ama, siz de samimi değilsiniz. Niye değilsiniz biliyor musunuz?

Topçu kışlasının yapılacağı aylardır belliydi, protesto etmek için çalışmaların başlayacağı günü seçtiniz.

Ağaçları korumak için gidiyoruz dediniz; sökülüp başka bir yere dikilecek ağaçlar için.

Özgürlük için gidiyoruz dediniz, zaten sahip olduğunuz özgürlükler için.

Anayasal hakkımızı kullanıyoruz dediniz, yasaları okumaya zahmet bile etmediniz.
https://www.facebook.com/...08&id=100002646600934

Duyulmak, dinlenmek istiyoruz derken ne istediğiniz belli değildi.

Dün belli oldu.

"işte bunlar bizim temsilerimiz" diye başbakan vekili ile görüşmeye yolladığınız şahsiyetler, protestoların amacının hiç de öyle "3 ağacı korumak" olmadığını gösterdi.

Neymiş istedikleriniz?

- HES'ler yapılmasın,
- 3. köprü yapılmasın,
- 3. havalimanı yapılmasın,
- AKM'nin yenisi yapılmasın,
- Kanal istanbul yapılmasın.

Kısacası, Türkiye'yi daha güçlü yapacak, dışa bağımlılığımızı azaltacak, katma değer katacak hiç bir projeyi istemiyorsunuz, orasını anladık.

iyi de neden? Bunları çevrecilik mantığıyla açıklayabilmek mümkün değil.

Neden olduğunu Yiğit Bulut şahane biçimde açıklıyor:
http://www.youtube.com/watch?v=qIK51LaOX34

Şimdi Yiğit Bulut için, yandaş, iktidar yalakası diyenleriniz çıkacaktır. Velev ki öyle olsun (ki kesinlikle öyle olduğunu düşünmüyorum). iddia ettiğiniz kadar aydın, iddia ettiğiniz kadar akıllıysanız söyleyene değil söylenene bakınız. Aksini savununuz, iddia ediniz. Ama edemezsiniz.

Çevreyi koruyacağız diye çıktınız, özgürlüklerimiz için sokaktayız dediniz, ortalığı yakıp yıktınız.

Olaylar provoke mi edildi? Hangi muhafazakar mitingde ortalığın yakılıp yıkıldığını, polise saldırıldığını gördünüz? Hangi muhafazakar mitingde başbakanın, herhangi bir millet vekilinin ölmüş annesine küfür edildi? Hangi muhafazakar mitingde başbakanın karısına küfür edildi?

Soruyorum ya, bana cevap verin. Hangi muhafazakar mitingde insanların şahsına küfür edildi?
Bakın, sizin temsil ettiğiniz düşünce ediyor.
https://www.youtube.com/watch?v=-CmlRXCqDhg

Bana hiç kimse onlar provokatör, biz bunları yapmıyoruz demesin. Bunların müsebbibi sizsiniz. Ölen vatandaşların da, polislerin de kanları sizin elinize bulaşmıştır. Yıkılan her bir dükkanın, yakılan her bir arabanın vebali sizin üzerinizdedir.

Niye biliyor musunuz? Çünkü isteklerinizi başkası güdümlüyor, farkında değilsiniz.
Çünkü uğruna savaştığınızı düşündüğünüz özgürlükler zaten elinizde.
Çünkü aksiyon olsun, eğlence olsun diye sokağa çıkanlar var içinizde.
Çünkü otoriteye baş kaldırmak cazip, çekici geldi çoğunuza.
Çünkü aranıza provakatörlerin girmesine müsade ettiniz, yaptığınız eylemin sorumluluk isteyen bir iş olduğunu anlamadınız. Vandalizme, ortalığın talan edilmesine ortak oldunuz. Sokağa dökülmeyi kahramanlık saydınız.
Çoğunuz,aslında neden sokağa döküldüğünüzü, ne kazanacağınızı sorgulamadınız bile.

Özgürlükten mi bahsediyorsunuz? Hadi özgürlükten bahsedelim.
Benim karım, açıköğretim sınavının tam ortasında, görevliler tarafından zorla baş örtüsünü açmak zorunda bırakıldı.
Vatani görevimi yaparken karım yemin törenine geldi, başını nasıl kapattığına karıştılar.
Benim hemşerim sınav binasına girmeye çalıştı, kapıdaki görevlinin baş örtüsünü çekmesi sonucu iğnesi boğazını kesti, her yeri kan revan içinde kaldı.
Bu memlekette inancına uygun yaşamaya çalışan insanlar, zorla ikna odalarına sokuldu, baş örtüleri ellerine verilip geri yollandı.
insanlar imam Hatip lisesine gitti diye fişlendi, devlet dairelerinde, özel sektörde iş bulamadılar.

Şimdi söyleyin bana, hangi özgürlükten bahsediyorsunuz? Hangi özgürlüğünüz için dükkanları yakıp yıkıyorsunuz, arabaları deviriyorsunuz, kaldırım taşlarını söküp barikat yapıyorsunuz?
Otoyollardan, benzin istasyonlarından içki satın alıp insanların canına kast etmek mi özgürlük?
Akşam saat 10 ile sabah 7 arası umuma açık mekanlarda içki içebilmek mi özgürlük?
Yoksa hala kürtajı yasak zanneden gafillerden misiniz, bunun için mi bu şanlı kavganız?

Başbakan geri adım atmıyor, diktatörlük yapıyor diyen balık hafızalılar. Şurda kürtaj ile ilgili yasa tasarısı tepkiler üzerine gündemden düşeli 1 sene olmadı, ne çabuk unutuyorsunuz?

Sakın bana sokağa müslümanlar da, türbanlılar da çıkıyor, bunun ideolojik bir yanı yok demeyin. Daha düne kadar "AKP kalsın, Erdoğan gitsin" diyen siz değil misiniz? işte Erdoğan bu zulümleri bitirdi, dolayısıyla sizin algınızda Erdoğan işte tam da muhafazakar kesimi temsil ediyor. Konunun bu olduğu çok açık. Çoğunuz buna inanıyor, ama aslında farkında bile değil.

10 senedir gördüğümüz zulüm yeter diyorsunuz. Allah aşkına, aklı başında biri bana açıklasın. Hangi zulümden bahsediyorsunuz? Bilmiyorum da onun için soruyorum, ben kimseye zulüm falan yapıldığını göremiyorum da.

Bir kalem geçin bunları anam babam, komik olmayın.

Samimiyetinize zerre inancım kalmadı.

Madem talepleriniz bunlardı, neden bir tane pankart görmedik Taksim'de, Beşiktaş'ta, izmir'de, Ankara'da?
Neden sokakta bangır bangır özgürlük diye bağırırken "HES'LERE HAYIR!", "3. KÖPRÜYE HAYIR!", "3. HAVALiMANI iSTEMiYORUZ!" diye de bağırmadınız? Neden pankart açmadınız?

Ben söyleyeyim mi neden olduğunu? insanları özgürlük için savaştığınıza inandırıp sokağa döktünüz de o yüzden. Derdinizin bunlar olduğunu baştan söyleseydiniz bu kadar insanı sokaklara dökemezdiniz.

Demokrasiden mi bahsediyorsunuz? Hadi demokrasiden bahsedelim.
Referandumdan daha demokratik bir yöntem söyleyebilecek olan var ise lütfen el kaldırsın, ama kimse çıkacağını sanmıyorum.
Başbakan yardımcısı gerekirse Topçu Kışlası için referandumu destekleriz dedi. Kabul edecek kadar delikanlı, kabul edecek kadar demokrat mısınız?
Değilsiniz işte.

http://www.youtube.com/wa...=JQqr5pJZNm0&t=14m20s

Bakın temsilciniz ne güzel saçmalıyor. Gelişmiş demokrasilerde toplumsal duyarlılık dikkate alınır ve gereği yapılırmış.

Hangi toplumsal duyarlılıktan bahsediyoruz?
Ya da gelin değiştirelim soruyu, toplumun hangi kesiminin duyarlılığından bahsediyoruz?

Neyin referanduma getirilip neyin getirilemeyeceğine siz mi karar veriyorsunuz? Son on günde arada erken seçim oldu da bizim mi haberimiz yok?

"Ayrıca bilimsel gerçekler referandum yoluyla değiştirilemez" miş. Biz Taksim'deki ağaçlar fotosentez yapmıyor demiştik evet, referandumla bunu değiştirmeye çalışacağız Allah kısmet ederse.

Bu fikirler sokaklarda direnen halkın fikirleri değil mi diyorsunuz? O zaman neden sosyal medyada bununla ilişkin hiç bir paylaşım göremiyoruz? Neden #TaksimPlatformuDefol, #TaksimPlatformunuistemiyoruz etiketleri dönmüyor ortalıkta? Neden son 10 gündür sosyal medyayı kullandığınız gibi şimdi de kullanmıyorsunuz? Bunu yapmadığınız için bu fikirleri benimsemiş oluyorsunuz. işte tam da bu yüzden samimi değilsiniz, haksızsınız.

Artık işin eğlencesindesiniz, kabul edin. Bir arkadaşım bana olayların başladığı günlerde "sen sıcacık evinde kızınla otur, biz kızın için direniyoruz" demişti. Kendisinden rica ediyorum, kızımın iyiliğini düşünüyorsanız, lütfen artık evlerinize dönünüz. Kızıma faydanız değil zararınız dokunuyor.

Rica ediyorum, ne istiyorsanız açık açık söyleyin. Taksim platformu'nun isteklerini bir kenara bırakalım. GERÇEKTEN ne istediğinizi söyleyin.

Ben sizin dillendiremediğiniz şeyi dillendireyim mi?

Korkuyorsunuz, müslümanlar iktidarı ele geçirdi, özgürlüklerimiz kısıtlanacak diyorsunuz.
Korkuyorsunuz, dün bunlara yapılanları yarın bunlar da bize yapacak diyorsunuz.
Korkuyorsunuz, yaşam tarzınızın değişeceğini düşünüyorsunuz.

Korkmayın. Bu hükümet kimsenin saçına, başına, fikrine, inancına göre hareket etmez. Kendisine zulmedildiği gibi kimseye zulmetmez.

Ettiği gün, karşısında durmayan bana lanet olsun.

not: alıntıdır. benim değil bu vatandaşın eylemcilere söylemek istediğidir. onun adına yazdım.
dhkp-c nin otübüs yakarken içindeki yolcuları indirmek zorunda kalması, ozgurluklerini kısıtlıyor zannımca.
Devletin polisine, araçlarına ,itibarına zarar verip buna da devrim adını verenler sadece işi gücü olmayan insanlardır. Bazı kararlar aylar öncesinden verilmişti, üç beş tane işe yaramaz insan istedi diye bunlar değiştirilecek değil. Sonuçta başımızdaki insanı halkın kendisi seçti.