bugün

büzüğün büzülsün, zarıltın hiç dinmesin kolpa sevgili.
canım bak, ben senin ciğerini bilirim... senin o, sen beni üzmek istiyorsun, sana karşı tedbirli olmalıyım numaralarını ben yemem... açık açık başka biri mi var, o yüzden mi benimle tekrar barışmaya yanaşmıyorsun diye sor, ne numara çekiyorsun!... tek akıllı sensin di mi kuşum? kib. bye!...
olmasaydık biz böyle.
artist misin oğlum ya?!...
(bkz: hep benimle olacaksın)
senden sonra çok insan tanıdım, hala tanıyorum ve mümkünse tanımak istiyorum ta ki birinde seni bulana kadar...
Üzgünüm eski sevgililerim hiçbirinize aşık olamamışım. Yazık size ki aşık edememişsiniz beni. Şimdi aşığım da ne oldu çok güzel oldu.
Hepinize benden selam olsun ben gerçekten çok mutluyum.
Bende hersey sana sarılmamla baslamıstı ,tanıstıgımız gun sarılmıstık.Yepyeni birisiydin benim için.Bir gun görusmek istedin benimle, ilk kez yalnız görusecektik,başbaşa kalacaktık.Görustuk ve aynı gun bana acıldın o kadar mutluydum ki o kadar seviyordum ki seni o an gozum baska hiçkimseyi gormuyordu.Sadece sen vardın dunyamda ellerin üsüyen ellerimi ısıtıyordu kim bilebilirdi ki bir gun gelip o ellerin bir daha hiç ellerimi tutmayacagını.Sen de deli gibi seviyordun beni gozlerinden okuyordum askını, gozlerini, gulusunu unutamıyorum askım o kadar guzeldi ki!Mukemmel bir ilişkimiz varken nasıl bu kadar kısa sure de degisti hersey,nasıl yok olduk, bu kadar kolaymıydı vazgecmek unutmak! Bu kadar zormuydu hataları affetmek,gurur muydu bizi ayıran? Hayatımdan cekip gittin arkana hiç bakmadın.Dönmedin.Seni özlüyorum,yine eski gunlere dönmek istiyorum sevgilim ama bir yandan artık cok gec diyorum hersey icin cok gec.Sen yoksun ben yokum!En cok uzuldugum sey ne biliyormusun sevgilim askımın senin için bu kadar önemsiz oldugunu bilmek.
benim gibisini bulamazsın. bulsanda benim gibi olmaz.
(bkz: #11468983).
uyku ve uyanıklık arasındaki ince çizgideyim. sanki tebeşirle çizilmiş de, parmağımla kurcaladığımda silinecekmiş gibi. ama bunu hissederken parmağımı oynatamadığımı fark edebilmek gibi. yine aynı anda, parmaklarımın uçtuğunu görmek gibi.

sen hiç siyah ve beyazın tam ortasındaki maviyi hissedebildin mi gözlerin kapalıyken? her an uyanacağını hissettiğin bir anda, bir daha asla uyanamayacakmışçasına yatağa çivilendiğin oldu mu? hiç sırtına sarıldın mı? ya da sen, hiç yastığından daha güzel bir sevgiliyle karşılaştığın yanılgısına kapıldın mı?
yıkılmadım ayaktayım mesajları içeren yazılardır.
(bkz: bence artık sende herkes gibisin)
sevgili eski sevgili;

bazen gitmek çok daha zordur kalmaktan, onca anıdan; alıştığın,o ilk görüşte çarpıldığın kişiden ayrılmak, uzaklaşmak, o hayatında yokmuş gibi davranmak. . . hoş geldin dünyama dediğin gün, ayrılmayacağımızı sanmıştım ama düşünmedim hiç sen ev sahibiydin ben misafir ben kalbinden her çekip gittiğimde sen başkalarını misafir ettin orda bense sokaklarda yattım tekrar buyur etmeni bekledim hep. saçının kokusu, ellerinin soğukluğu hala aklımda, umarım aldığım eldiven bir işe yarıyordur ya da o elleri ısıtacak bir başkası vardır bilemem ama gel dediğinde sonra ben çağırmadım sen geldin demen yok mu . . . her neyse sen kalbinin penceresinden beni izlersin belki bi zaman daha bense başka kimseye misafir olmak istemiorum işin acıkcası. kalmak seninle, gitmekten çok daha kolay demiştim ben zoru seçtim. daha yazacak çok şey var belki ama şimdilik benden bu kadar. . .
sincerely
vanwayden
yazmadan edemedim ,hep yazardım zaten ben ,sen bilmezdin..
senin için tam 4 ajanda eskittiğimide hiç bilmediğin gibi.
suya yazı yazmaktır sana yazmak.yazarsın yazarsın akarsu alır goturur ,su sana benzer sıler supurur. bentler yıkılır her defasında hep bosa bır caba, hep bosa bır caba.
gecmez sanırsın, bıtmez, bogrunde aynı agırlık yutkunmaya korkarsın bogulurum dıye , kalpte bır yumru örs gibi oturur.
5 saat bırını bır bankta gelır dıye beklemeyı acıklayamaz kımse, alıp basını gıdememeyı de.
beklemek bıle guzeldır aşıkken,acı veren seyler bıle guzeldır kanaya kanata gecerken omrunden saatler , senı dusunup beklemekle bıle mutlu olan bır ben gorururum, ne zaman o gunu dusunsem.
kımseyı 5 dakıka dahı beklememeyı 5 saat bekleyerek ogrendıgımı kımse bılmez.
unuttugun randevularımızı toparlasam 5 gun eder toplamda, buna ragmen sana toz konduramadıgı zamanlarıda acıklayamaz kımse..
5 saatle acıklanır hersey ,bır yaz gecesı ayrılık cumlelerıyle 5 dakikada son bulur.
bır bankta ay tepemızde aglarken gorurum bızı ,ilk aşk dendiğinde hep bir ''sen'' aklıma gelir, benim içimde yarattığım ama senın hıc '' o ''olmadıgın..
şimdi geriye dönüp baktıgımda asla yanına kendımı koyamadıgım , içimde yarattıgım o seye ınancımı sorguladıgım , aslında hayalımdekı kalıba hıc uymayan bır adam gorurum sana baktıgımda ve şükrederim iyi ki biz olamamış diye .biz olsaydık böyle hatırlanmazdın bilirim.
diyorum ya iyi ki biz olmamışız aslında..
--spoiler--
türkiye'ye gelmene birkaç hafta kaldı, belki de daha az.

aylardan haziran. 10 dakikalık tatlı şaşkınlık surat ifadesi ile girdiğim 23 haziran'a şimdi hangi surat ifadesi ile gireceğiz kim bilir? sen gül yine. bende altında bir çok anlam barından bir tebessüm atarım elbet o günün şerefine.

ilk gelişinle birlikte getirdiğin baharı, güneşi, aydınlığı gidişinle geri almıştın. beni karanlığa, kuraklığa mahkum edip gitmiştin. şimdi tekrar geliyorsun. bu sefer anılarla, acılarla, karanlığın en zifirisiyle..

bu şehre gelecek misin tekrar bilmiyorum. sen gelsen ne yaparım onu da bilmiyorum. buruşturulmuş kirli bir peçete gibi buruşturduğun bu insan, sen bu şehrin birlikte gezdiğimiz sokaklarında şimdi ki bekleyenlerinle mutlu mutlu gezerken sessiz şekilde bir koşeye saklanmış olacak. aslında sen gelirsen gitmeyi de düşünüyorum. neden mi? aynı insandan 2 tane fazla bu şehre. neden mi? bu şehirde atacağın tüm kahkahalarının beni sağır edecek olmasından. neden mi? sen daha iyi bilirsin..belki de bilmiyorsun artık her neyse.

bu sefer lafı uzatmayacağım, uzun lafın kısası. bu şehirde olmam hüzün kaynagı olup senin tatilini olumsuz etkileyecek durumdaysa gitmeliyim. söyle. söyle ki bileyim.

kemik bıçağa dayandı.
--spoiler--
özledim. *
bir cümleden ibaret sözcüklerde olabilirler.
(bkz: bi siktir git)
ben özledim lan galiba seni.
acıyorum sana, asla mutlu olamayacaksın...
sana yakışan üç kuruşluk sürtüklerle mutluluklar...*** canın cehenneme...
edit: pardon unutmuşum geberrrrrr
doğum gününe sarhoş girdim sevgilim, özür dilerim. bir şişe şarapla doğum gününü kutladım.. sen yoksun ama masada pastan hazır. üzerinde küçük bir mum var. sen üflemeyeceksin onu. ama ben yinede dileğimizi tuttum. burada sen olmalıydın, senin dileğin olmalıydı..dilediğin şey ben olmalıydım.. biliyor musun sevgilim senin doğum günün benim yasım, aşka inancımı yitirişim..sevişim, sevilişim..umutlanışım, umudumu yitirişim..kısacası herşeyim demek. sana bunları anlatamamak o kadar zor ki sevgilim. sensizlik beni milim milim yok ediyor. ölüyorum adeta. herkes kendimi öldürdüğümü sanır, ama ben içimde ki senle birlikte ölüyorum. ikimizi öldürüyorum sevgilim. ben bu gece sevgi rolü oynuyorum ikimizin yerine..nasıl diyordu bülent ersoy seni aradım kadehlerde ki dudak izlerinde..işte bu gece bende seni öyle arıyorum..iyi ki doğdun sevgilim, iyi ki varoldun hayatımın bir döneminde..
Sen ağzıma sıç git, bilmemkaçsene sonra da muhabbetimi yap. Noldu lan dürrük, özledin mi?
"alnimdaki yazi kadar benimsin, bana ihanet ettigin kadar kadininim.."
sevgilim exim. (bunu eskim de olarak yazabiliriz)

ayrılışın ilk günü üstümden bir yük kalkmıştı, sonrasında az pişmanlıklar da olmadı hani. oğlum sen adam olmazsın, gül gibi kızı kaçırdım da az demedim yani. ama neticede ayran içtik hesabı aslında kola da içmek varken biz ayranı tercih ettik.

ıssız adam alper'in ada'yı terkettiği duruma düşmemeye gayret ettim ve nurten'le tanıştım. nurten okumuş kız her eve lazım, ayrıca içgüveysi gidicem onlara, masrafsız, peşinatsız, kefil mefil de yok.

sende londra'ya gittin tabi, allah sahibine bağışlasın çok şekerlermiş.
aslında bir melek yüzü olmak için yaratılmış yüzünü birdaha göremeyecek miyim.
Bunu dedim . ve gerçekten düşündüm de melek mi bu diye normalde gözlerimde şaşırma duygusu olmaz ama ilk yakından gördüğümde beynim manyamatik sinyaller vermişti.
"sevgili-ler" olarak geçtiği için..şöyle bir düşündüm. benim gerçek tek bir sevgilim oldu lan, ama ona -eski- diyemem ben. yakıştıramıyorum bu sıfatı. zira dahaca -eski- değil. her şey güncel içimde. diğerleri zaten uzuuun uzuun yıllar önceydiler.

evet siz eskiler.. çocuktuk o zamanlar yahu, siz okulun bahçesinde 11 el oynardınız. yani namıdiğer yakalamacılık. * ben de top mop koştururdum. arada bi yanyana gelip konuşurduk, gevezelik ederdik. saçma sapan tartışırdık.

-kızlarla oynamanı istemiyorum ceno
+ben de erkeklerle oynamanı istemiyorum geo
-ama ilk önce ben dedim
+hayır ben dedim
-babane yeaa ben dedim
+bağırma örtmen bu tarafa bakıyo
-sen de bağırma
+ilk sen bağırdın ama
-hayır sen bağırdın!

nedense sizin hakkınızda daha gelişmiş diyaloglar hatırlayamıyorum. kusura bakmayın juniorlarım benim.
ilk aşkımdın diye yıllarca biriktirdiğim sevgiyi oluk oluk üzerine akıtırken sen canımı yaktın. şimdi senden 10 gömlek daha üstün birini buldum. efendi, kibar, saygılı, dürüst, güvenilir ve en önemlisi çok anlayışlı. 3 yıl geçti aradan. aramızdaki saygı sevgi halen canlılığını koruyor. 'keşke ilk aşkım sen olsaydın.' sözünü günde 5 kere söylüyorum ona. o da çok mutlu oluyor bunu duymaktan. senden ayrıldıktan 1 hafta sonra annemi de kaybettim. sağolasın arayıp 'başın sağolsun' dedin. lakin o saatten sonra araman umurumda değildi inan. annemi kaybetmiş olmanın acısından, seni kaybetmiş olmanın üzüntüsünü zerre kadar yaşamadım ki acım hafiflediğinde seni de çoktan unutmuş olduğumu fark ettim. hani belki 'acaba beni düşünüyor mudur?' diye kendine sorduysan eğer, inan hiç mi hiç düşünmedim. ayrılalı 6 yıl oldu. cep numaramı hangi ortak arkadaşımızdan aldığını bilmiyorum. pek de merak etmiyorum açıkçası ama lütfen mesaj atma artık. yaşandı bitti ve tarafından saygısızca.