bugün

canım kardeşim.
hani seni istiyordum ya yıllar boyu. Bir kardeşin özlemiyle büyüdüm ben hani. Oyuncaklarımla tek başına oynadım, mahalledeki bebelere tak başıma dalıp dayak yiyip tek başıma azar işittim. Hep istedim ben seni be kardeşim. Ama peder de iş yok ki. Neyse sonunda başardı ve doğdun.
Şimdi 5 yaşında yan odada yatıyorsun. Artık oyuncak yaşımı geçtim be birader. içmeye gidelim de tamam da araba oynayalım deme be!
Bir de her şeyi pedere söyleme.
Söyle lan sıpa.
Seni çok seven abin...
bana yazmışlığı vardır. küçükken herkesin olduğu gibi benim de hatıra defterim vardı ve şöyle demişti; ben seni hep kötülüklerden koruyorum *, sen de beni üzme tamam mı? * *. şimdi gidiyorsun, keşke yine olsan yine seni üzsem geçici.
(#8396463)
ben bu yazıyı hiç olmamış olan kardeşime yazdım.
-keşke olsaydın.
canım kardeşime; diye bi entry yazmak ne kadar da hoş olurdu, belki güzel günlerimizi, belki hüzün dolu anılarımızı paylaşırdım, sevinirdim, üzülürdüm, duygu manyağı olurdum belkide, hepsi olabilirdi, lakin bi kardeşim olsaydı, hepsi mümkündü, tarık akan ve halit akçatepenin oynadığı canım kardeşim filmini her izlediğimde ağlamazdım belkide, dedim ya ah bi kardeşim olsaydı, çok güzel olacaktı.
ablacım biliyorum bilgisayarım bozuk olduğu için sürekli bilgisayarına el koymama sinir oluyorsun.
havuza gitmeden önce yanıma gelip bilgisayara şifre koydum abla deyip laptopu önüme koydun şifreyi odamda bir yere sakladım dedin pişkin pişkin sırıtarak.emre bu ne testereyi mi çeviriyoruz dedim güldün.aynı anda ay vant tu piley e geym dedik.
yine güldük.
arkandan koştum terliksiz şifreyi söyle diye ama söylemedin.
ikimizinde ayağı yandı güneş yerleri ıstımıştı .
söylene söylene eve geri döndüm sense havuza gittin.
eve girerken annem bağırdı ayaklarını yıkamadan girme eve diye,yıkadım ayaklarımı yukarıya odama çıktım.odana girdim nereye sakladı acaba diye ümitsiz bir şekilde ararken şifreyi kitaplığın rafındaki mavi kaplı deftere yazmış olduğun gördüm.
saçma sapan bir şifre bekliyodum salak çizgili uğurböceği falan gibi ama sen

(bkz: pc code ablam)

yapmışsın şifreni.duygulandım ..

başlık açıcağımı umdum ben bu yazıyı kardeşime yazdım diye ama ibrahim kaypakkaya nickli yazar açmış bile ben de entry girdim. *
seviyorum ablacım seni hem de çok. iyi ki doğmuşsun iyi ki varsın.
yanındayım,yanımdasın.
benim kardeşim canım kardeşim beni al kollarına.
her nekadar beni gıcık etsende(gerçi annemler benim seni gıcık ettiğimi söylüyorlar) sen benim bitanemsin.kocaman oldun lan eşek sıpası.boyumu geçtin tabi.şimdi horozlanabiliyorsun.*
en son ki kavgamız bir cam kırılmasıyla sona erdi.
seninle genelde pc yüzünden kavga ediyoruz ve daha da edicez.
internet kafeler bile senin kadar gaddar değil be ; 1 saat giricem diyorum 1saati 1 saniye bile geçirmeden hemen gelip abla hadi 1 saat oldu diyip dırdır yapıyorsun ya işte orda bitiyorum.
en çokta kafanı öne doğru itmeyi seviyorum sevgili kardeşim.*
seni seven ablan(kıymetimi bil ha, kimse için birşey yazmazdım).
canım kardeşim, şehidimin emaneti, bursaspor'um;

geçtiğimiz sezon 3 büyültülmüşlerin hegemonyasına son vererek şampiyon oldun. anadolu'nun gururu oldun. kendi şehrinin takımını tutması konusunda yeni nesile örnek oldun. anadolu takımlarına şampiyon olunabileceğini gösterdin. büyük bir inanç ve umut depoladın. büyük vefalı taraftarına hakettikleri sevinci verdin.
kardeşim, sen 4 büyük yalanına son vermeye geldin, 5. büyük olmaya değil. sen dedin ki hep 'tek büyük var o da bursankara'. şimdi senin bu düşünceni bilmeyen, istanbul yalakası medya seni 5. büyük yapmaya zorluyor. buna sessiz kalma. tepkini göster, protesto et. reklam değil şehidin emaneti diyen büyük bursaspor taraftarına selam olsun.

ankaragucumegitti.
(bkz: sana değil kardeşine)
iki yılı geçti seni görmeyeli, kahretsin ki 3 günlugune yanına gelmek için o abuk konsolosluga annemizin düğününe varıncaya kadar kadar belge göstermek zorundayım.
aramıza yolar girdi değil mi cocuklugumun idolü,erken yaşta çok uzaklara gitmek zorunda kalan,biricigim.

seninle gülmeyi,konusmayı çok özledim.
ben de bu yazıyı muhafazakar kardeşime yazdım.

neden dini siyasete alenen alet etmişleri körü körüne savunursun anlamış değilim.
ota boka "evet" demekle bir yere varılamadığını ve varılamayacağını, hayırın da yanıtların en hayırlısı olduğunun bilincinde değilsin. belki de kendi hayır kavramınla, çıkarlarınla uyuşmuyor hayır demek, kimbilir...

sana tek bir şey diyeceğim kardeşim, yanlış yollara sapıp muhafaza etmen gereken şeyi, namusunu ihmal etme, ülkeni oyuna getirttirme!
lan fatih sen geçen gün benim uyuduğumu düşünüp mastürbasyon yaptığında ben seni izliyordum .
hadikızarkadasınaselamsöyle'me'

(bkz: havuçlu anne)
donunu, akletini, çorabını benden isteme gözünü seveyim.
ne olur beni hayal kırıklığına uğratma .Kalabalıklar içinde kolumu kanadımı eksik bırakma.
hayatımın 21 yıllık kısmında benimle birlikte olduğun içi sana çok teşekkür ediyorum, canım kardeşim. *
beni örnek alman küçükken hoşuma giderdi, mutlu olurdum ama büyüdükçe öyle hatalar yaptım ki yalvarıyorum beni örnek alma. yılışmandan hoşlanmasam da terslesem de bağrınsam da evde seni çok seviyorum sen benim biricik oğlan kardeşimsin. canımsın.
sevgili minicik kardeşim çok seviyorum lan seni.
iyi ki yoksun. iyi ki olmamışsın.
ben seni yokluğunla seviyorum. hadi kendi yokluk dünyanda kendine iyi bak. hadi öptüm seni.
annemim karnında doğmayı bekleyen kardeşim aramızda yirmi yaş olması beni korkutsa da arkadaşlarım belaltı şakalar yapsalarda anne ve babamız hakkında,yine de doğduğunda seni seveceğim tıpkı abimin beni sevdiği gibi umarım rahatsındır.
ben bu yazıyı kardeşlerime yazdım;

4 sene öncesine, 2006 yılına tekabül eder tanışmamız. şöyle geriye dönüp düşündüğü zaman insan, neler neler de yaşamışız. ne anılarımız olmuş torunlarımıza anlatacağımız, ne kadar da çok gülmüşüz yüzümüzün kırışacağını umursamadan, ağlamışız yeri gelmiş kısacık bir ayrılığın ardından, binleri peşimize takmışız şehitlerimiz için yürüyüş yaparken, sabahlara kadar tartışmışız yeri gelmiş farklı düşüncelere saygı duyarak, bir yatakta 5 kişi bir evde 15 kişi kalmışız yerimizi yadırgamadan, imrenilmişiz, kıskanılmışız, 'böyle kardeşlik görülmedi' dedirtmişiz arkamızdan sevenimize de sevmeyenimize de. Aç kalmışız, parasız kalmışız, hayatımızda hiçbirşeyin yolunda gitmediği zamanlar olmuş ama yinede gülmüşüz biz beraber olduğumuz için şükrederken. ekmek arası salça soğan yediğimiz zamanlarda bile, sigara alacak paramız olmadığı zamanlarda bile hep mutlu olmuşuz, bardağın dolu tarafından bakmayı öğretmişiz birbirimize. Kavgalar etmişiz biz, nice badireler atlatmışız, birimizin burnu kanamış, hepimiz o acıyı çekmişiz. birimizin gözleri dolmuş, diğerlerimiz onu görüp gözyaşını tutamamış. Kimimiz solcuyduk, kimimiz sağcı, kimimiz aleviydik kimimiz sünni. Bunlar bizim sıfatlarımız olmadı hiçbir zaman. Bunlar giremedi aramıza bizim, öyleki bunları hep zenginliğimiz olarak gördük, çok şey öğrendik bu zenginlik sayesinde. Önyargılarımızı attık.Çok şey söylediler bize 4 sene boyunca, dediler ki; ayrılırsınız, dediler ki; bu kadar kalabalık bir gurup olmaz, dediler ki; 2 sene sürmez bu dostluğunuz ve diyorlar ki; üniversite biter dostluğunuz biter. Biz bunlara her zaman tokat gibi cevabımızı verdik. Dedik ki; 'dost değil kardeşiz'. Bu onlar tatmin etmedi tabi ama gördüler ki biz ayrılmadık. Ayrılmadığımız gibi de daha sıkı, birbirimize daha bağlı, birbirimizin kıymetini daha iyi bilen bireyler olduk ve şimdi de diyorum ki; 'MFÖ ayrılır biz ayrılmayız.'. Bizim bir çıkarımız yoktu birbirimizden, hiçbirimiz hiçbirimizi herhangi bir çıkar doğrultusunda sevmiyordu, siz beni ben olduğum için, ben sizi siz olduğunuz için seviyordum. işte bizi biz yapan buydu. Bu sevgi o kadar büyüktü ki; Napolyon parayı o kadar sevmemiştir, Ecevit mavi gömleği o kadar sevmemiştir hatta rte obama'yı o kadar sevmemiştir. Şimdi ayrıldık hayat rüzgarının önünde savrulurken. Kimimiz dağda bayırda şantiyelerde, kimimiz yurtdışında ekmek derdinde, kimimiz hala diploma peşinde, kimimiz de vatani görevini yapmak üzere asker ocağında. Evet bir süre birbirimizi göremeyeceğiz, belki bir süre sesimizi bile duyamayacağız. işte o dönemlerde yüzünüzde anlam veremediğiniz hafif bir tebessüm oluştuğu sırada bilin ki bu sizsiz, tatsız şehirde, bu bizi var eden, bu bizi besleyen, bu her anımıza tanıklık eden, her daim neşeli olan ama artık gülmeyen Antalya'da bende de aynı tebessüm oluşmuştur. Bu bizim için kötü dönemler de elbet bitecek ve biz yine eskisi gibi birlikte olacağız. Hayat şartları, ekmek parası bizi nerelere sürükler bilmiyorum ama şunu biliyorum ki; biz durum ne olursa olsun bir yolunu buluruz ve yine hep beraber oluruz.Gözden ırak olan gönülden de ırak olur demiş atalarımız ama o zamanlar biz yoktuk tabi.

ankaragucumegitti
bak çocuk kaç kere banyodan çıkınca beni korkutma dedim!
ben seni dövmekten sen ise dayak yemekten yorulmadın.
ellerim nasır tutacak çocuk seni dövmekten.
bir de gülmüyo musun daha çok sinir oluyorum.
dayağını atıp odama geçtikten sonra elimin sızlamasıyla vicdanımda sızlıyo,seviyorum lan seni.

(bkz: gel öpüjem)
Bugün canımı çıkardın sevgili kardeşim.
Bütün odayı baştan düzdük.
Sırtım belim her yanım ağrıyor.
Bunu sana ödeteceğim. *
Lanet olsun ki ilk zamanlarda kardeşim olmasını cok istemiştim, Rahatlığı bu kadar arayacağımdan haberim yoktu o sıralar.
ardından doğdun, annemler seni kıskanmayayım diye bana bir bebek almışlar güya onu bana sen getirmişsin öyle söylemişlerdi.Seni kıskanmadım, ama sana gelen çiçeklerdeki oyuncakları teker teker çaldım.Buna ödünç almak da diyebilirsin.
Yıllar çok çabuk geçti, büyüdün. Büyüdüğünü bana kardeş adı altında verdiğin zararlardan, ve git gide coğalan ihtiyaçlarından anlayabiliyordum. Ödevlerimi yapardım, yırtardın. Eşyalarımı bir bir kırardın. Çok ağlatırdın beni o küçük yaşına rağmen.
Hatırlıyor musun babam bilgisayar kullanmayı öğretiyordu sana, akabind bilgisayarımızı bozdun ve suçu bana attın. Şeytan olduğunu düşünmeye başlamıştım. Öte yandan seni çok seviyordum.. Yazın sevmediğin arkadaşımın kafasına fıstıklı max atmıştın. hatırlıyor musun? ''Şu havalı olan hani? devamlı zara giyiniyorum diyen erkeklerle cıkan'' , üstelik daha 13 yaşında olmamıza rağmen.
Günler geçti, sen büyüdün. Aynı okuldaydık lanet olsunki. Okula gitmeyi bir türlü kabul edememiştin sınıftan devamlı kaçıyordun ve devamlı hocalar etrafında koşturuyordu.. yine de sevimliydin, sana kıyamıyorlardı.
Okul değiştirdik, hızla kilo aldın. . Anlam veremiyorduk? Sonrasında günde 8 öğün okuldan yediğini öğrendik. Aldık seni okuldan.
Yazın ilk erkek arkadaşım olduğunda gidip anneme ispiklemiştin, dahası mesajlarımızı gidip babama okumuştun. Aile faciasıydı hatırlıyormusun? 11 yasındaydın. Ne meslek yapacağını sorduklarında, asker olup ablamın evini bombalayacağım, kocasını öldüreceğim derdin.
Şuan 13 sün ve hala bana ısrarla düşman gibi davranmakta, hayatımı berbat etmek için olağanüstü efor sarfetmektesin, neyseki annem var. Bana daha neler yaptığını burda yazmayacağım.
Biliyorum ki öte yandan beni seviyorsun.. Birbirimizin iyi günleride oldu. Umarım bunları atlatırız. Sen benim yaşıma geldiğinde yaptıklarına güler geçeriz.. Not.: Aramızda 6 yaş var.
sevgili ağbiciğim... amına koyim.* *
senin doğduğun güne lanet olsun! allah'ın yabanisi. eve arkadaşlarım gelcek derim git derim gitmezsin, gel bizle otur derim oturmazsın, her bokunu bana yaptırırsın, benim her şeyime ortak çıkar, kendininkilere yaklaştırmazsın, söyle bana sen ne işe yararsın!