bugün

bi kişiye ilk aşık olduğunuz da bile cevap veremediğiniz sorudur. öyle ki aşk veya sevgi karşıdakinin çok iyi biri olmasıyla başlamaz karekterle doğrudan ilişkisi yoktur. bi insanı ilk gördüğünüzde ona aşık olup olmayacağınız zaten bellidir. aşık olabileceğiniz bir kişi çeşitli şekillerde ruhunuzu okşarsa veya sizi şaşırtırsa olay kendiliğinden gelişir zaten.
(bkz: alışkanlıktır o alışkanlık)
(bkz: tam leyla)
aşıksınızdır da o yüzden.
hem nedensiz sevgi saf sevgidir. eğer içinde bir neden barındırıyorsa bu da çıkara girebilir.
nedenler için değil rağmenler olduğunda sevebiliyorsak birilerini gerçekten seviyoruz demektir belki de...
kendimize çok sorduğumuz sorudur. sevgide, aşkta sebep yoktur aslında. keşke olsaydı. sebebi bilinen şeyin, çaresi de vardır çünkü.
cevabı sorusunda gizli olan bir sorudur ve cevabı yoktur. ben bu insanı neden seviyorum'un mantıklı bir açıklaması olmaması gerekir, eğer varsa mantıklı bir cevap ya da neden zaten sevmiyorsundur. sen o'nu o olduğu için seviyorsundur, gönlün o dediği için seviyorsundur. eğer cevabı parası, güzelliği, okulu, karizmatikliliği v.s ise geçeceksin o işi. bu iş mantık işi değil gönül işidir.

(bkz: gönül diyorum akıl diyorlar)
uzun süredir gösterilen sabra rağmen, değer verilen, gözden sakınılan güzel insanın bitmek bilmeyen kaprisi ve inatçılığının eseri olan sorudur.
insan sever, sorgulamadan, yüreğini ardına kadar açarak sever, sevdiği kişiyi gözden ve sözden sakınır ancak sevdiği bir gülümsemeyi bile ona çok görür. elbette sevmek sabır ve sadakat ister, aldırmazlık ister çoğu zaman ancak sabrın da sınırı vardır.
yaşanmışlıkların ardından gelen sorudur. ve genelde bu yaşanılanlar kötü deneyimlerdir. sevgi sorgulanmaya başlamışsa pek çok şey yitip gitmiş demektir. noktayı koymakta fayda vardır. en azından karşı taraf incinmemiş olur.
aynı şehirde bile değilken, bu kişiyle çok az ortak noktanız bulunduğunun farkındayken, işin bir sonucunun olup olmadığı hakkında bile hiçbir fikriniz yokken sürekli o şahsı düşünmeye devam edip bir yandanda kendimize sorduğumuz sorudur.
- ben bu kişiyi neden seviyorum acaba?
- spor olsun diye demiştin ya abi?!
- ne zaman dedim?
- sen bunun nesini seviyorsun diye sorduğumda?
- hımmm oldu o zaman. ben kalp kaslarımı çalıştırmaya devam edeyim...
+abi neden seviyorum ben bunu?
-her insan başkalarını mutlu edebildiği kadar sevilir kardeşim.**
+hıı anladım abi.*
(bkz: yaradilani severim yaradandan oturu)
(bkz: cunku essegin zikinden dolayi)
(bkz: sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir)
Gözlerin kör olduğu, karşıdakini dünyadaki en kusursuz insanı sanıldığı bir anda aniden gerçekler belirir. Sevildiği sanılan kişiye uzun uzun bakılır. Ben bu kişiyi neden seviyorum acaba diye sorulur? Cevabı bellidir. Gözler karşıdakini önce bulunmaz hint kumaşı sandırıyor, yaşandıkça hıyarın teki olduğu beyinde canlanıyor.
uzunca bir müddet kendine sorup cevabını bir türlü bulamadığın sorudur.bu soruyu sormanın anlamsız olduğunu düşünüp sormazsın sonra kendine.sonra kazık yediğin gün sorunun cevabını bulursun herşey bitmiştir ve sen sevmek ne kelime nefret etmektesindir..
(bkz: bir sebebi sebebi bir sebebi var) dır muhakkak. sanılanın aksine nedensiz aşk olmaz ya sesine ya görünüşüne ya saflığına ya içtenliğine vurulmuşsunuzdur.
yada teomanın bi şarkısında da geçtiği üzre:
hem yara bandım hem yaram... böyledir bu işler...
Sıkça sorduğum cevap bulamadığım sorurudur.Şeytan tüyü dedirten durumdur.
herkes tarafından sevgi olarak görülen bu duygu, belki de alışkanlıktan ibaret olabilir. bende kendime sürekli bu soruyu sorarım. ama çıkmazla karşılarır ve kaldığım yerden devam ederim. çünki heyecanla başlayan ve uğruna değer yargılarını bile yitirebildiğin sevgili bakarsınki bu dünyada seni en çok üzen insandır.
sorarsın kendine, neden seviyorum?
çünki sen sevgi insanısındır. herşeyi seversin, onunla birlikte. sevmeden yaşayamassın. öyle üstünkörüde değil, hayatını adarsın, mutluluktan uçurursun. mutlu ettikçe mutlu olursun. aslında sen sevgiliyi değil sevmeyi seversin. içinde öyle büyütürsünki sevgini artık sende taşıyamaz olursun, sevgi kölesi olursun. sanki hep sevmeye mecburmuşun gibi.
başkalarının görüşlerine önem vermediğini söylediği halde önemseyen kişilerin, başkalarının itici bulduğu kişileri sevdiklerinde kendi kendilerine sordukları sorudur. birisi hakkında bu düşünce aklımdan geçtiğinde farkediyorum ki çevremdekiler sevmiyor bu adamı. sevmişsem vardır bir hikmeti deyip çok takılmamak lazım.
nedenler başladığı anda sevildiği sanılan kişinin aslında sevilmediği ortaya çıkar. Sevmek sorgusuz, sualsız olandır. Seversin nedensiz ve niçinsiz.
karşısındakinin hatalarını görüp, kabullenen kişinin kendine sorduğu sorudur. cevabı çok sevmek yada aşık olmaktır.
kendime hiç sormadığım soru. çünkü seviyorum. sevebiliyorum.
hep sorduğum; cevabının ise bilinçaltında gizli olduğu sorudur.