bugün

gün olarak gazetede haberini okuduğum merak ettiğim oyundur. Eraslan Sağlam yönetiminde iyi bir oyun sergileyeceklerini düşünüyorum.
Tiyatro Dehliz2 in ilk oyunu 9 şubat cumartesi saat 20:30 beyoğlu oyuncular' da...

bay kolpert;

konusu

kaos araştırmacısı ralf droht ve sevgilisi sarah dreher heyecanda son noktayı
aramaktadırlar. yemeğe davet ettikleri bastian ve edith mole’ye işlemiş oldukları
bir cinayet hikâyesi anlatarak belki de boş yere eziyet etmeye başlarlar. kurban
olduğunu iddia ettikleri kişi ise, sarah ve edith’in iş yerinde çalışan bay kolpert’tir.
droht, cesedin odadaki sandıkta olduğunu söyler. bunun bir şaka olduğunu
düşünmelerine rağmen, sandıktan gelen sesle mole çifti bu hikâyeye inanmaya
başlarlar. edith, bay kolpert’le iş yerinde bir ilişki yaşadığını anlatır. oyunun hilesi,
sürekli hikâyelerin değişmesidir, böylece kimse bir diğerinin doğruyu söyleyip
söylemediğini anlayamaz. zavallı bir pizzacı da bu garip partinin kurbanı olur.

oyun üzerine notlar

david gieselmann, bay kolpert’te, bir tiyatro ve sinema klasiği olan ip’te (rope) hafif
alayla karışık anlatılan olaya çılgın bir biçimde yaklaşıyor. bay kolpert konformizmin
uyuşturduğu günümüz toplumunun “insanlığını hissetmek için” şiddete başvurmasını
ve insanlıktan çıkmasını komedinin renkli diliyle anlatıyor. oyun oldukça farklı kültürel
yaklaşımları ortaya koyarken, öyküsel bir şüphe uyandırıp, bazı sosyo-politik hatta
sosyo-dini yorumlar doğurabilmekte.

oyunun diğer özel yanı hem geleneksel hem de post modern olmasıdır. david
gieselmann, bilinçli bir ahlakçıdan öte, insanların yitirdikleri duygularını yeniden
bulabilmeleri için, onları uçlara iten ve duygularının ölümüne sebep olan şeyin şehir
yaşamı olduğunu söyler.

“... saatli maarif takvimleri ayrı coğrafyalarda aynı saatleri işaret ediyordu: “dünya
can sıkıntısından insan öldürme saati”. bir yılın bitimi insan öldürme serbestisiyle
kutlanıp kutsanıyordu. bunun makuliyeti tüketme zaruriyetindeydi. tüketmek ihtiyaçtı!
ve tüketilenler sona ermişti... can sıkıntısını def etmek sırayı insana getirmişti.
pizza markaları, içecek markaları, kahve markaları, dar alanlara çoklu mekanları
sıkıştırma yeteneğiyle övünen markalar hızımızı kesmiyordu. sıra sana bana, dilek’e,
ramazan’a, kübra’ya, alican’a, meriç’e, özge'ye, müge’ye, serhat’a, hakan'a, ezgi’ye,
cihan’a, ismail’e gelmişti. ve nihayet bay kolpert’e...”

yazan :david gieselmann
çevirmen: sibel arslan yeşilay
yöneten: eraslan sağlam

oyuncular:
alican bayhan
özge o’neill
müge koçak
serhat yıldız
hakan kocadağ
dilek tora

yönetmen yardımcısı: dilek tora
işık tasarım: ramazan zengin
sahne tasarım :cihan aşar
hareket tasarım: müge koçak
reji asistanı: kübra ayçiçek
2013 sezonu için yepyeni bir tiyatro grubu tarafından (bkz: Eraslan Sağlam)yönetiminde sahnelenecek...bekleyin efendim
bu sezon eskişehir büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları'nda mehmet ergen'in yönetmenliğinde sahneye konan kara komedi. televizyon seyircilerinin umutsuz ev kadınları'ndan tanıyabileceği devrim özder akın ve mor menekşeler dizisinden hatırlayacağı sermet yeşil'in yanısıra Özlem Baykara, Ecren Can Serim, Yalçın Özen ve Onur Demirkoparan da oyunda rol almakta.
David Gieselmann'ın yazdığı tiyatro oyunu. Avrupa'nın bir çok ülkesinde sahnelenen oyunun sonunda oyuncuların soyunarak çıplak kaldıkları, tartışmalara yol açan kara komedi.