bugün

adamlar yüzyıllarca yapmışlar. bakmışlar ki ne jimse siyasi görüşünden ne de dini inancından vazgeçiyor. bırakmışlar.
herkes istediği dine inanıyor. istediği gibi idadet ediyor. etmeyene kimse bişey demiyor.
siyasette de bakmışlar ki kim gelirse gelsin değişen bişey yok. hep halk ödüyor, ceremeleri.
onu da bırakmışlar. çoğu batı ülkesinde seçimlere katılım %60 ı geçmiyor. abd de 55 lerde.
darısı diğer ülkelerin başına.
Avrupa'da siyaset "hırsızsa bizim hırsızımız" seviyesinde yapılmadığı için (bu söz çok yanlış ve kimi itham ettiği söyleyen kişiyi bağlar) ya da bize oy vermeyen dinsiz hain seviyesinde olmadığı için ya da oy veren cennet de yeri hazır sevap alır günahları af olur vb türünde olmadığından Avrupa'da siyaset konuşmadığını sanıyoruz.

Aynı şekilde din de...
Avrupa'da kalkıp 7-9 yaşında kız çocuğu evlenir diye, birilerinin öldürülüp karısı kızı ganimet helal diye, Nuh peygamber cep telefonu ile konuştu diye, el ele tutuşmak veya ufacık kız erkek öğrencilerin aynı kantin aynı merdiven kullanması, hamile kadın sokağa çıkmaz falan diyeni bunu din diye tartışanı akıl hastanesine kapattıkları için biz Avrupa din konuşmadığını sanıyoruz.
biz bill clinton'ın da ne haltlar yediğini iyi biliriz.
yok falan diyenler olabilir de, seçimlere katılım oranlarına ve dindar mısnız ya da kiliseye devam ediyor musunuz sorularına verilen cevaplara bir bakılsın derim.
kısacık bir internet taramsı yaptım. kilise üyeliği diye bişey var. herhalde kiliseye devam etmek anlamında. %19 larda.

bir de almanya da seçime katılma oranlarına baktım. o da %70 lerde. aslında beklediğimden daha fazla. abd de daha düşüktü sanırım. oraya da bakalım.
abd de seçimlere katılım %55 lerde.
tabi lan deli misin, hiç yapmıyorlar sadece çıkardıkları olağanüstü hal yasalarıyla valileri cami kapatıyor.

aynı yasanın bizde çıktığında avrupanın ne kadar kudurduğunu da bi zahmet hatırlayın artık. üstelik bir tane bile sinegog kilise kapanmadı.

(bkz: fransada 6 caminin kapatılması)