bugün

batıl inanç, cehalet, adına ne derseniz deyin, sonuçları felakete ulaşabilecek birer hastalıktır. tedavi edilmesi ya da eğitimle yok edilmesi gereken bir bozukluktur. şöyle ki;

bugün dünyada medeniyetin beşiği denilen yerde yani avrupada, ortaçağda cadı inanışı hakimdi. hatta bunun için katolikler engizisyon denilen mahkemelerde cadı olduğunu düşündüğü insanları katletmişti. kedilerin de cadıların güçlerini arttırdığı düşünülmüş ve insanlarla birlikte kedilere de ciddi bir katliam yapılmıştı. kedi popülasyonu azalınca fare sayısı inananılmaz biçimde arttı. bununla birlikte hastalıklar ve salgınlar da arttı. avrupada salgın haline gelen veba sonucu dünyada toplamda 75 milyon insanın öldüğü düşünülmekte.

özetle cehalet bir hastalıktır. sonuçları felakettir. eğitim bu yüzden sağlıklı ve gelişmiş toplumların can damarıdır. eğitimin ışığından uzaklaşmayın.
tarihin çok eski zamanlarından kalma mantıksız,doğruluk payı olmayan inanışlardır.
-kara kedi görmek uğursuzluk getirir,
-kırılan ayna lanetlenmek demektir,
-merdivenin altından geçmek musibetleri toplar,
-gece tırnak kesmek eve bereketsizlik getirir,
-terliğin,ayakkabının ters durması kötüye işarettir,
-yatan insanların üzerinden atlamak ömrü kısaltır,
-ayın 13'ü cumaya gelirse o gün çok kötü bir gün olur,
-akşam öten horoz uğursuzluk getirir,
-tavşanın araç önüne çıkması lanet demektir,
-ayakta pantolon giymek evin bereketini kaçırır,
-kıyafetler ters giyilirse kötü ruhlar insanlara musallat olur vs.
büyük usta umberto eco'nun foucault sarkaci kitabında "batıl inanç uğursuzluk getirir" diyerek son noktayı koyduğu kavramdır.
en komiği şudur bence
ters dönmüş ayakkabı ya da terliğin üzerinde şeyten namaz kılar *
"cin" yerine "uc harfli" sozunu kullanan paranoya insanlarin inanisidir.
kimi anadolu yörelerinde, iki kız çocuk arasına yatırılan erkek çocuğun, büyüdüğünde köse olacağına inanılır. bazı diyarlarda ise; kısır.
batı'lı olmayan, doğu'ya özgü inançtır.
hurafe de denir. genellikle kıçtan uydurulurlar. gerçeklik payları yoktur. akıl izan işi değildir.
mezar taşı okuma unutkanlık yapar,
çocuğun üstünden atlama boyu uzamaz,
makası masaya bırak elden verirsen kavga ederiz,
bunu on kişiye yaz, inanan zengin oldu inanmayanın evi yandı,
sakallı, mavi gözlü çocuk doğdu, kıyamet kopacak.
hapşurduktan sonra insanların çok yaşa demesi. önceden insanlar hapşurunca içindeki şeytanı attığına inanılırmış, bu sebepten hapşurduktan sonra ömrünün uzadığı müjdelenirmiş. bu çok yaşa şeklinde ki hitap hristiyanlıktan bize kalan bir miras aslında; god bless you diyerek müjdeler onlar bizde direk onlardan geçirmişiz hayatımıza. kaynaksa; bu ve bunun gibi bir çok şeyin sebebi, nedeni, geçmişi tamer korugan'ın luzümsuz bilgiler ansiklopedisi 1-2-3-4-5 serisinde yeralmakta.
batı ile kelime olarak bir alakası yoktur.
atalarının tecrübe ve yaşanmışlıklarına güvenilerek öğrenilen doğru ya da yanlış inançlardır. küçükken abuk gelen büyüklerimize güldüğümüz herşeyi, zamanla yapmaya başladığımızda bunun kısır bir döngü olduğunun farkına varırız.
mantıkla örtüşmeyen, gerçekçiliği bulunmayan ve sadece ama sadece (tutsa bile) "tesadüf"den itibaren olan inanışlardır. aklıma gelenler;
- geceleri tırnak kesmek(doğrusu; temizliğin her çeşidi sakıncadan uzaktır)
- sigara yandan yandı(yanlış; uğursuzluk ya da uzun bir yol gözüküyor)
- çayda uzun çubuk görmek(yanlış;kalk kalk misafir geliyor)
- nazar boncuğu(doğrusu; nazar vardır, ama boncukla korunulmaz)
- herhangi bir şeyin altından geçmek(yanlış; boyun kısalacak gel üstünden geç)
yapılmaması gereken şeylerin kötülüğünü gerçekte var olmayan şeylere bağlama çabasıdır. tüm bu saçma salak inançların yapılmamasının bir sebebi vardır çünkü.

örneklerle açıklayalım;
akşam akşam ıslık çalma, cinleri eve toplarsın.
burada, akşam ıslık çalınmaması gerektiği, bu hareketin insanları rahatsız edebileceği anlatılmak istenmiştir.
geceleri tırnak kesilmesi günahtır.
eskiden evlerde herhangi bir ışık kaynağı bulunmadığından gecenin karanlığında tırnak keserken tırnaklarımıza zarar verebileceğimizden dolayı böyle denmiştir.
elden ele bıçak verilirse kavga çıkar.
burada ise, bıçağın elden ele verilirken yanlışlıkla birinin eline batabileceği anlatılmaya çalışılmıştır.

sonuç olarak batıl inançların çoğu, "günah" kavramıyla topluma mâl edilmeye çalışılmıştır. bunun yerine neden böyle yapılmamasının gerektiği açıklansa daha iyi olurdu, kimse de kandırılmazdı diye düşünüyorum.
insanların uydurduğu, olmayan şeyler.
herkeste olan bi alışkanlıktır..kolo toure nin sahaya en son çıkması, aksi taktirde uğursuzluk geleceğine inanması örnek olarak verilebilir.