bugün

hoş bir film... Insan filmi izlerken, ister istemez sorguluyor bazı şeyleri. Sevgi nedir, fedakarlık nedir, bildiğin gibi yaşamak nedir, umarsız bir şekilde mutlu olabilmek nasıl birşeydir, gelir dağılımındaki adaletsizliğin, doğuştan gelen eksikliklerin insan hislerine tesiri nedir, somut gerçekler karşısında hislerin bir önemi var mıdır gibi onlarca soruyu sordurabilen bir filmdir. O değil de hintlilerin de amerikan sineması gibi bir tarz oluşturabildiğini gördükçe, türk sinemasının özenti - melez profili hakkında kederlenmemek elde değil... Halbuki ne hikayeler saklıdır şu anadolunun bağrında...
sanıyorum izlediğim en iyi hint filmlerinden.
filmde 1 teknik hata var kadınların yaşlandırılması. birde garipsenecek durum var barfinin komiserin poposuyla ne alıp veremediği var.
gerçekten şiddetle izlenilmesi gereken iki saat otuz dakikalık bir film. aşkın dili olmadığını, ve gerçekten sevenlerin kazandığını ve toplumumuzda engellilerin sevgiden asla mahrum bırakılmama, mesajını veren film. sorgulamayın izleyin.
gece gece ağlatan filmdir.filmi izlerken aşk nedir veya biz böyle seviyor muyuz acaba diye düşündüyseniz bence film anlaşilması gereken kadar anlaşılmıştır.
seviyorsan git konuş klişesine pekte gerek olmadığını anlamlandıran film. aslında hint ve fransız filmlerine karşı hep ön yargılıydım. bu ön yargımın fransız sinema yapımlarına karşı olanı can dostumla hint filmlerine olanı ise barfiyle attım. sıkı bir sinema sever olmama rağmen bahsi geçen filmleri daha yeni izlediğim için kendime kızamıyor da değilim.
bir hint yapımı filmi olup dram ve komedinin birarada olduğu, özellikle orjanal diliyle izlenilmesi gereken filmdir.

Filmde en beğendiğim karekter jhilmildir hele hele şarkı soylemeye çalısırken massomaç( bana gülmeyin) sahnesi beni çok etkilemiştir.
" mutluluk küçük şeylerdedir . "
efsanevi hint filmlerinden biri. aşk tadında komedi. sevgililere önerilir.
Kuşkusuz bugüne kadar izlediğim filmler arasında ilk ona girecek olan filmdir. Şiddettle tavsiye ediyorum.
Orjinal adı: barfıi.

Normal hint filmlerinden farkı olan film. 3 saat değil ve aamir khan gibi ülkesi adına sosyal mesaj verme çabasında değil.

Dilsiz bir oğlan ile otistik bir kızın aşk hikayesini ele alıyor. Ben o filmde aşk hikayesinden çok oyunculuk seyrettim. Bu kadar mı mükemmel olabilir. Görsellik müthiş. şarlo gibi konuşmadan aslında her şey anlatılabilir olduğunu gösteriyor.
harika bir hint filmidir kendisi. insana yaşama sevinci, aşka olan bakış açısı, hayata karşı duruşu vb konularda pencereler açar. bol pencereli, güzel bir yapım.

izleyiniz, izlettiriniz.

--spoiler--
barfiiii

--spoiler--
Aşkın en yalın halini bize anlatan, aşkı koruyan bir barfi hikayesi. Buruk bir mutluluk hali, alıveriyor içine bizleri.
aşkın dile ihtiyacı yoktur temalı cidden iyi bir film.

tabi bizim berbat dublaj yapma ısrarımız olmasa.*
saçma sapan bir film izlemeye değmez, uzunluğu da cabası.
Çok iyi bir Ranbir Kapoor filmidir. Oyunculuklar şahane hikaye de öyle. Beklentisiz izlemiştim ve bayıldım.
en beğendiğim bollywood filmlerinden biri. ama o yaşlandırma hiç olmuş mu, sulu boya gibi.
raj kapoor'un torunu genç yaşıyla baş rolde, çoklarına göre oldukça başarılı. eğlenceli, epey de duygulandırıyor.
2.30 saat nasil geçer ki diye düşünürken birden bitiveren mükemmel film çünkü bollywood filmi.
tek kelime ile mükemmel bir film. benim gibi mallık yapıp tek başınıza izlemeyin ama;

--- spoiler ---

öncelikle; film başladı ve şunu düşündüm "olm bizimkiler de bunu yapmıştı" neredeyse -başka dilde aşk- filminin kopyası gibiydi. ister istemez barfi'nin kız kaçırma sahnesine kadar karşılaştırma yaptım. eyvallah yurdum delikanlısı mert fırat çok iyi bir oyuncu ama o rolünü işaret dili üzerinden çalışmıştı ama dededen torpilli ranbir kapoor daha iyi birşey yaptı. eleman bildiğin vücut dili ile herkese derdini anlattı. oyun oynama hastalığını seyirciye de yansıttı ki bütün film boyunca barfi karekteri ile birlikte sessiz sinema oynadık. inanın buraya kadar barfi karekterinin çok iyi yansıtılması dışında bizim film daha iyi diye düşünürken bildiğin sonra bambaşka bişeyler oldu. film kendi içinde kendi filmini çekmeye başladı (bundan sonrasını -son pişmanlık neye yarar olmadı yar- şarkısı eşliğinde de okuyabilirsiniz).

jhilmil karekteri filme öyle bir girdi ki lan olm o neydi öyle, o nasıl bir tatlılık, sahiplenme hissi ve korkma duygusu.
barfi ile yaptıkları yolculuk, cama karpuz çekirdeği yapıştırmaları, ev tutmaları, hergün şakalamaları, ayna yardımı ile haberleşmeleri, halay pozisyonuna geçmeden uyuyamamaları, kağıttan yaptıkları kuşlar, duvar yazıları, yemekten bile eğlence çıkarmaları. kısacık bir filme (2,5 saatten fazla da sürse idi ben yine anlamazdım zamanın nasıl geçtiğini) o kadar sevgili itemi sığrıdmayı başarabilmeleri cidden çok iyi idi. yani baktığın zaman baya insanın içine işleyen bir iş yapmışlar. jhilmil'in barfi'yi kıskanması, sahiplenmesi hele hele filmin sonunda yaptığı o sahiplenen kadın tutuşu yok mu bildiğin çok şekerdi. kadın normalde çok güzelmiş diyenler. lan olm kızın özürlü olmasını çıkarın filmde de hatun çok güzel. özürlü mözürlü ama o shruti karekteri ile takılırken kendine bildiğin empati yaptırtıyor. kadın büyük oynamış.

ha barfi karekteri bildiğin jhilmil'i sevdiğini kaybettiğinde anladı. hani aşk gibi birşey olduğunu onun bir parçası olduğunu kaybedince çok iyi anladı. toplum içinde dışlanmış dilsiz bir adamın, toplum tarafından tamamen dışlanmış ve kendi ihtiyaçlarını bile gideremeyen özürlü bir kızın aşk hikayesi cidden biraz alışılmışın dışında evet.

neyse şarkı devam ediyor mu, hiç çaldınız mı bu satırları okudunuz mu? okumak için hiç çaba sarf ettiniz mi bilmiyorum, şimdilik bildiğim o pencereden sarkan jhilmil'in sesini duyan shruti'nin kaybettiğini anladığı an. yani zaten o trene bindiğinde bitmişti artık ama o son ses herşeyin sonu oldu kendi için.

olm çok duygusal lan, erkek adam bu kadar duygusallaşmaz derdim ama iki gündür bu filmi düşünüyorum ya
--- spoiler ---
Öyle hint filmlerini pek seven biri olmama rağmen bayıldım filme.
engelli aşıkları kıskandım resmen ya.
Kesinlikle izlenmesi gereken bir film.
Sanki daha önce hiç izlememişim gibi merak ve heyecanla 5 yada 6. defa izliyorum şu an. Bu sessiz, saf ve muzur adamı özlemişim.