bugün

küçükken banyo yaptıktan sonra kalan köz ile sucuk pişirmek için kullandığım zamazingo.
üşümeden sıcacık yapardık banyomuzu. hatta kafamız köpüklü gözlerimiz kapalıyken sobanın gövdesine dokunup da kolumuzu yaktığımız çok olmuştur.
küçüklüğümün korkulu rüyasıdır. hep yapışıp yanacağım diye korkmama neden olan sobadır.
banyo kazanı olarak da tabir edilen yüce varlık. sadece pazar günleri yandığı için evde ele geçen kağıt, kürek ne varsa banyo kazanının yanında yer alan o leğenimsi yapıya atılır. böylece her şeyden yararlanılır israfın önüne geçilirdi.
her banyo sonrası çevresini sardığım ısıtma aletidir. üstünde her zaman içi dolu bir güğüm vardır ve içindeki su her zaman sıcaktır. aileden herhangi bir bireyin elbet sıcak sobaya değip bir yerini yakmışlığı vardır.
not: eski zamanlarda...
eskiden termosifon denilen, amacı banyo suyunu ısıtmak olan, aynı zamanda banyoyu da "hamam"a çeviren sobadır. "alev" diye satılan içi tahta talaşı ve yanık yağ dolu siyah poşetlerle tutuşturulurdu. vay be nostaljiye bak.
dopamın salgılatan enfes soba. yıllar yıllar sonra muhattap oldum kendısıyle. çocukluğum geldı aklıma. muthıs güzel, sıcak, her eve lazım guzellık. tadı rahatlığı başka seyde yok bunun.
alttan odun atilan, suyu isitan soba. ya deredeki suyu isitir ya da kendi muslugundan alirsiniz sicak suyu. bizim ilk evdeki yesildi.
banyonun hamam kıvamında sıcak olmasını sağlayan, suyu haşlak derecede ısıtan efsane bir banyo gerecidir. bunları yazarken bile burnuma beyaz sabun kokusu geldi.