bugün

hürriyet cumartesi'nde yazılarını takip edebileceğiniz yazar. 3 ocak 2009 günü ekşisözlük, uludağsözlük ve itüsözlük'e köpürmüş yazar. köpürdüğü konu ise biz yazarların, köşe yazarlarını ''mantıksız, güvenilmez, iki satır yazarak büyük paralar kazanıyorlar.'' gibi kelimelerle küçük. görmemiz güyya aynı durum belirli bir yazarın adı geçtiğinde gerçekleşmiyormuş, sadece köşe yazarlarını karalıyormuşuz...

madem böyle bir eleştiride bulundu, öncelikle kendisine önce sözlük nedir bir araştırmasını tavsiye ediyorum.
biz burda günde maksimum 5000 kişinin önündeyiz. siz ise 500.000 gibi bir kitlenin.. durum böyle olunca hâl ve hareketlerinizde daha dikkatli olmak durumundasınız. bizim burda yapacağımız bir gafın unutulması kısa sürer, en fazla yazarlar arasında unutulmaz. dışarıya da taşmaz.

ayrıca çabuk gaza gelen bir kişiliği var, fikirler yerine şahısları karalama yöntemini seçerek ucuz bir yöntemle ilerlemekte.

köşesinin hemen yanına da ''belirli'' yazarlara okuyucuyla ilişkilerini sormuş. öncelikle gözümüze kocalarıyla fantezilerini bile çekinmeden yazan, gizlilik ve mahremden bihaber ayşe arman ile ne idüğü belirsiz ahmet hakan çıkıveriyor karşımıza. ahmet hakan kaç senelik yazar lakin hâlâ ''seni gazeteden atacaklar'' , ''bırak bu işi'' diye eleştirileri kulak veriyor, aldırış etmemeyi bilemiyor. ayşe arman'da algıda duyarsızlık gerçekleşmiş, tınlamıyor kimseyi. ahmet hakan ise daha duyarlı bu konulara. okuyucuyla arası pek iyi değil.

hemen altta elif çakır'ın başlığı gözümüze çarpıyor; ''tebrik etmeyi değil eleştirmeyi seviyorlar.''

''eleştiri'' kelimesini sadece ''yerden yere vurmaktan, kötülemekten'' sayıyor olsa gerek sayın elif çakır. bizler yeri geldiğinde kişiyi utandırmayı da, yüceltmeyi de biliyoruz. zamanı geldiğinde de de yapıyoruz. görmek istemezseniz göremezsiniz. böyle ucuz eleştirilerden de ileriye gidemezsiniz.