bugün

çocukluk zamanları için güzel ve havalı bir durumdur.
bizim ilkokulda sınıfımızda babasının bakkalı olan bir arkadaşımız vardı. hep ordan farklı farklı şeyler alıp yiyerek bizi kıskandırırdı. o zamanlar gerçekten çok havalıydı. ama şimdi dönüp yüzüne bakan var mı bilmiyorum.
biz 55-60 kilolardayız fakat o 70'in baya bir üstünde... *
annenin kantinci olması kadar fiyakalı olmayan durumdur.

ek:evet annem kantinci. *
arkadaşları tarafından o marketteki her şeyi yiyebileceği sanılan çocuğun yaşadığı durumdur.
(bkz: babanın market sahibi olması)*
babanın erdal bakkal protipinde bir insan olması ihtimali yüksek olan durumdur.

ne erdal bakkala insan mı dedim ben, neyse bu seferlik insan olsun hadi.
babam değil ama dedemin marketi vardı. ilk başlarda güzel fakat sonradan sıkıyor. siz kasada bekliyorsunuz anca çevreye falan bakınıyosunuz, "şu çikolatayı alayım da yiyeyim bari" diyesiniz dahi gelmiyor. hergün aburcubur, havalı olmak falan. yok öyle bişey.
vaktinde çocuklugumda yaşadığım şanslı durum. sonra iflas falan ettik hayatımız sikildi ayrı meselede gene o zamanlar iyiydi.

bi kere beslenmelik diye bi tabir vardı çocukluğumda. "turgay seboya beslenmelik getir" derdi valide hanım zat'ları. bi sürü abur cubura para vermeden sahip olabilmek kadar güzel bir şey varsa o da o yaşlardaki çocuğun istediği kadar oyuncağa sahip olabilmesidir. ben bu beslenmelik mevzusunu çok sevdiydim iyi gitti bi süre. hatta işin bokunu çıkartıp yaz tatillerinde de beslenmelik adı altında peder beyden teşvik primi aldım. daha sonraları olay adli vak'a ya dönüşsede çatır çatır yedim.

peder beylerin marketçi olmasının kanımıza işlediğini düşünerekten askerlikte de kantincilik yapmış ve 5 ay boyunca sınırsız beslenmelik diye tabir ettiğimiz abur cubura 5 kuruş para vermeden gece nöbetlerimde yine çatır çatır yemişimdir. he o mevzuda adli vak'a ya dönüşücekti de götü zor kurtardım ayrı mevzu o da.

velhasılı kelam iyidir lan babanın marketçi olması forsun vardır, göbek yaparsın.