bugün

Babam Cumartesi akşamı nişanlandı. istanbul'da.
Hiçbir şey hissetmiyorum.

Annem fazla abartılı davranıyor. Gerekirse ben ona abla olurum demiş babama. Gülsem mi ağlasam mı bilemiyorum. Bize de hiç değilse biriniz gitseydiniz, babanızın yanında olsaydınız gibi laflar etti arada. Ablam da ben de kaale almadık.

Babamı düşünüyorum. Mutlu olmasını istiyorum. Arada kaldığını, bir tarafının çok endişeli olduğunu biliyorum. Bundan sonra eskisi gibi, yani şimdiki gibi olmayacağından korkuyor. Biliyor çünkü endişesinde haklı olduğunu. Bir takım şeylerin değişeceğini biliyor. Ama bir yandan da yalnız yaşamak istemiyor. Eve gittiğinde yemek yapmış biri olsun istiyor. Senelerdir aynı döngünün içinde yaşlanıp duruyor adam. ceylan sitesindeki o eve adımımızı bile atmıyoruz biz artık. Dört beş sene oldu o evden ayrılalı. Ayrıldığımızda mutfaktaki ocak kırıktı. Hala kırık. Salondaki perdeler eskiydi. Hala eski. Odalardaki dolaplar neredeyse yirmi senelik. Bıktı adam. Aynı eski, boş, kimsesiz eve dönmekten sıkıldı. ordan taşınmamızla başlayan bir durum da değil bu. Biz o evde aile olmayı çok önceden bırakmıştık. O kadar önceden bıraktık ki, en son ne zaman aynı evde yaşayan bir aile olduğumuzu hatırlamıyorum. En son ne zaman kavga etmeden, sıkılmadan, odalara kapanmadan bir arada oturduğumuzu hatırlamıyorum.
Babama hak veriyorum. Mutlu olmasını istiyorum.
Bu kadar. Başka birşey düşünmüyorum.

Çocukluk diye birşey vardı. Ne olmuştu orada? Hatırlayabilen var mı?
Önceki gece ablamlarda kaldım. Sabah yiğit geldi yanıma, yeğenim. "Kahvaltı zamanı" dedi. Normalde hayatta öptürmez ve kendisi de öpmez. Sabah yattığım kanepeye gelip saçlarımla oynadı. "Ne güzel saçların var" dedi. Sonra bütün yüzümü öpücüklere boğmaya başladı. inanamadım. Kalakaldım öyle. Alnımı öptü, yanaklarımı öptü, burnumu öptü, bütün yüzümü öptü yani. Hiç bu kadar güzel uyandırılmamıştım.
Biz de öyleydik muhtemelen çocukken. Annemiz sinir krizi geçirip bize saldırmadan önce, babamız eve geç geldik diye ağzımıza sıçmadan önce. Biz de çocuktuk. Biz de güzeldik. yiğit gibi.

Feci şekilde düzensiz bir hayatım var. Gece üçlere dörtlere kadar uyumuyorum. Sonra sabah saat 11de yataktan sürüklenerek kalkmaya çabalıyorum. Odam dağınık. Bedenim bakımsız. Beslenme alışkanlığım iyice bozuldu. Mideme ne giriyor ne çıkıyor takip bile etmiyorum. Kitap okuyamıyorum. Film izlemiyorum. Bilgisayarda oyun oynayıp duruyorum. Baya baya bozuldu düzenim. Bir iş güç sahibi olmam gerek artık. Ama bir yandan elim hiçbir şeye varmıyor. Uyuşmuş gibiyim. Düşünmüyorum. Hissetmiyorum.

Evet çocukluk diye birşey vardı eskiden. Orda yaşadık biz bir devir. Orda büyüdük. Orda insan olduk. Orda yeşerdik. Serpildik. Hayat değişti, biz değiştik.
Sonra annemiz sinirimize dokunmaya başladı. Ablamız evlenip gitti, bizi bıraktı. Babamız bir Cumartesi akşamı istanbul'da nişanlandı.

Biz hiçbir şey hissetmedik.
hayatın olağan akışıdır. çünkü hayat ya birilerini kaybetmenin ya da yabancılaşmanın üzerine kurulmuş nedense... çok yazık... yine de babanıza mutluluklar diliyorum.
tuhaf bi his olsa gerek. Hayatının en önemli insanın mutlu bir anı. peki ya anne? onun hisleri nasıl bi boşluk içindedir acaba? ve bu iki önemli insanın duyguları arasında kalan çocuk.
hayat bu işte..
anne ve babayı birey olarak kabul etmek lazımdır. onları anne ve baba oldukları için birer erdem timsaline dönüştürmemek gerekir.
anne ve babayı "şöyle bir şey" diye tanımlayarak,ilk etapta normal algılanamayacak durum. baba demekçok başka bir şey demek. senin baban olduğu kadar, annenin de kocası demek, bazen her ikisi birlikte olduğu için baba olur insan. her yaşta algısı başka başkadır.

babasını uzun yıllar önce kaybetmiş, şimdi iki çocuk babası olan yazar için, ancak 10 yaşındaki çocuğun gözündeki adam olarak kalıyor mesela. ben 20 yaşında, 30 yaşında bir adam, babayı nasıl algılar bilmiyorum.

ama başkasıyla evleniyor olsa da toprağın üstünde ve nefes alan bir baba iyidir. hadi gidin sarılın, şaşırtın.

toprak sizi sarmadan önce sarın birbirinizi...
Öncelikle Allah kimsenin yuvasını yıkmasın. Böyle birşeye şahitlik etmek oldukça zor bir durumdur. Anlıyorum demek yersiz çünkü yaşamayan anlayamaz.
babanın evlenmesidir. seni ilgilendirir bizi karıştırma.
Normaldir.

Baba bol bol sikisecektir hem de helal!
KALACAK MISRA VARSA 4/2 YENI ESINE GIDER GERIKALANIDA COCUKLAR BOLUSUR.
anneler günü masrafını artırandır.
(bkz: annenin evlenmesi) kadar normaldir. yazmaya bile gerek yoktur. tartışmayalım.
anne ve baba yıllar önce ayrılmıştır, bu normal. anlaşamıyorlarsa ne yapacaklardı? aradan biraz zaman geçer, önce baba evlenir. her ne kadar olgun, anlayışlı ve empatik yaklaşsan da hiçbir şey eskisi gibi olmaz artık. babanla olan ilişkin değişmiştir, artık eski rutinde görüşemezsiniz. hele ki maddi durumu da iyi bir adam değilse bu baba, işte o zaman siz kendinizi sanki yokmuşsunuz gibi falan hissedebilirsiniz. baba yalnızlıktan sıkılmış ve ikinci eşiyle yeni bir hayata başlamıştır, artık daha az görüşürsünüz. eskiden sana sık sık "paran var mı kızım?" deyip hayır cevabını aldığı halde üç beş kuruş sıkıştıran adam gitmiştir, artık başka bir ailesi vardır çünkü. omuzlarına öteki ailesinin yükü binmiştir maddi ve manevi anlamda. işler böyle değişince başın sıkıştığında gidemezsin babana, yardım isteyemezsin, yok diyecek çünkü. hadi maddiyatı sen sorun etmezsin veya etsen de ona belli etmezsin, o mutluysa sorun yok dersin fakat inadına gibi sürekli o sorun eder. daha doğrusu babanın yeni eşi sorun eder ve bu babaya yansır, o da sana yansıtır. paranın ne önemi var, mühim olan insanlık deyip geçeyim dersin ama karşındaki adam geçmezse artık sorunlar kapında demektir. babanın harcamadığı parayı dahi sorun eden paranoyak bir karısı vardır, maddiyat maneviyatı da etkiler ve baban senin gözünde"dayanak" olma özelliğini kaybetmeye başlar. dayanak olmayı geçtim, varsın olmasın babadır o ama... manevi ilişkinin de bozulmasına izin veriyorsa bu tip şeyler yüzünden, işler değişir. ortaya haksızlıklar çıkar, yeni eşinin oğluna masraf edilir, sen babanla bir yerde oturup çay içtin diye kıyametler kopar.

(bkz: #24951482)

yapılacak en iyi şeylerden biri, baktın işler değişiyor ve birlikte yaşamadığın halde babanın yeni evliliği için sorun teşkil etmeye başladın, babayla ilişkiyi keseceksin. yıpranmaktansa, kalp kırmaktansa kes o ilişkiyi, kendine ayrı bir hayat kur. kimsenin kimseyi kendi sorunlarıyla rahatsız etmeye, oyalamaya, incitmeye hakkı yok.

keseceksin o ilişkiyi. parayı fazla sorun eden insanlar çevresindekileri yıpratır.
hala penisinin kalktığını gösterir. eski toprak ne de olsa. o adam bu kafadayken senin bu depresif modların direk dövesi geliyor insanın.
once bosanmasini gerektiren eylem. 34 yildir herif kariyi bosamadi, amk...