bugün

tersinden yapılmış bir tespitin baş rolündeki insan.

ağlayarak konuşanlar haklıdır değil.
haklı olanlar genelde ağlar. her yerde öyle mi bilmiyorum, buralarda, en çok da çocukken, haklıların hep ağladığı görülür. haksız taraf kıs kıs güler.

aslında güç sahibi taraftır bunu söyleyen. güç sahibi de bir konuda haklı ya da haksız olmak fark etmeksizin hak iddia eden kişidir. güçsüzü ağlatıp bir de, sabaha kadar zırlasan bir şey değişmeyecek, hep ben haklıyım, diyenleri olur.

oysa ağlamak bence daha çok kişisel bir durum, bir hareket. ağlamakla birinden bir şey elde etmek bebekken, konuşmayı öğrenmeden önceki dönemde kalması gereken bir alışkanlık. ağlayarak gösteri yapan insan kendini belli eder zaten. bunların dışında ağlayan kişinin sinirleri bozulmuştur, darılmıştır, incinmiştir
bence bağırarak konuşunca kendini haklı sanan insan kadar itici değildir.
Yanlış yöntemi kullanan insandır.
Aksine sinirlenmek her zaman olmasa bile genelde haklı çıkaran davranıştır.
Hatta öyle tavır alın ki bütün dünya size karşıymış gibi olsun. karşıdaki size karşı utanç, pişmanlık hissetsin.
Bazı bünyelerin elinde olmayandır, sinirlenince, kırılınca ağlamak.
Zaaftır, güçsüz olma durumudur lakin elinde değildir.
Ağlama seramonisi bitinceye kadar, konuşmaya ara vermek en mantıklı iştir...
Ağladığında dinlememek bir seçenektir.