bugün

sanırım hayatta onsuz ve yanlız olarak ayakta durabileceğiniz.
kadınlar maymun gibidir.asla bir dalı tutmadan diğerini bırakmaz.
Her sonun bir başlangıca gebe olduğunu ve elbet her başlangıcın da bir sonu olduğunu öğreniyorsun.
ben bunu mu sevmişim yeaaaa.
hayatın diğer insanlar için normal şekilde devam ediyor olmasının garipliğidir. sanki kıyamet kopmuştur ama tek etkilenen sizsinizdir.
montla sıçmak.
kimden ayrıldığına bağlı olarak değişebilecek bir durum.
misal bu ayrılık sevgiliden ise farkı evreler geçirerek süreci bir şekilde atlatıyorsun. eğer aileden ise tek başına ayakta durmayı öğreniyorsun. ve aslında aileni ne kadar sevdiğini anlıyorsun.
tabi bir de ayrılığın niteliği var. mesela ayrıldığın kişi hala hayattaysa sorun yok. bir süre sonra nasılsa hayatta nefes alıyor ve belki de bir şekilde mutlu ise sen de mutlu oluyorsun. ancak hayatta değilse işte asıl sorun o.bir daha asla konuşamayacak olmak, nefes almadığını bilmek, soğuk toprağın altında cansız bedeninin olduğunu bilmek. işte o fena koyar adama.
Gamsizliktir.
ondan daha iyilerini hak ettiğini öğrenmek.
en iyi öğrenme şeklinin yaşayarak olduğunu düşünürsek, akılda kalıcıdır, papaz her gün pilav yemez dedirtebilir yahut başka şeyler işte adamına göre değişir.
1) karaktersiz olduğu. çok kısa süren bi ilişki sonrası yuları kopmuş eşşek gibi ona buna yazması bana bir tek bunu anlattı. bu ikinci ve son ilişkimden.
2) arkasından iş çevirmemek , olmayacak duaya amin dememek. bu ilk ilişkimden.
3) başkasının ipiyle kuyuya inmemek ve başlardaki heyecana kapılıp gitmemek. genel özet.
Bir kere yapan, tekrar yapacaktır, tekrar yapacaktır ve bir kere daha yapacaktır. Salaklığın lüzumu yok. Her şey silikleştiğinde kendini nasıl affedeceksin?
çıkarken arkandan çevrilen işler.
ölmüyorsun. hatta daha mutlu da olabiliyorsun.

o kimmis ki? peh.
Herşey benim yüzümden mi oldu? Ben hatalıyım bak o mutlu ben niye değilim der durursun. Böylelikle her geçen gün daha mutsuz olursun ee tabi çok sevip değer verdiysen bu geçerli.