bugün

--spoiler--
"Julyen" takvimi. Bu takvime göre bir yıl 365 gün sürer ve her yıldan 6 saat artar. Artan bu saatler her 4 yılda, bir gün eder ve yıla eklenir. Böylece bir yıl, 4 yılda bir 366 güne çıkar. Ne var ki 366 sayısı 12ye tam olarak bölünmediğinden bazı ayların 30 bazı ayların da 31 çekmesi uygun görülür. Julyen takviminde yılbaşı, mart ayındadır ve buna göre şubat, yılın en son ayıdır. "July" olarak bilinen temmuz ayı, Julius Caesarın adını taşır ve 31 gün sürer. Caesardan sonra yaşayan bir başka Roma imparatoru Augustus da kendi adını bir aya verir. Ne var ki ağustos (Augustusun adından) ayının 30, Caesarın adını taşıyan temmuz ayının 31 çekmesini haşmetine yakıştıramayan imparator Augustus, kendi adıyla anılan ayın da 31 gün sürmesini emreder. Bunun üzerine astronomlar, yılın son ayı olan şubattan bir günü alıp, ağustos ayına ekler. Böylece 30-29 gün döngüsü yaşayan şubat ayı 29-28 gün olarak belirlenir.
--spoiler--
şubat 28 çeker de ocak yada aralık 31 çekmeden durur mu hiç.
insanın canını sıkabilir. *
emin çölaşan, zeki müren'le bir söyleşi gerçekleştiriyormuş gazete için. sormuş "sizin fıkralarınız meşhurmuş, herkesi kırıp geçiriyormuşsunuz. aslı astarı var mıdır bunun?" diye. zeki müren de "eh öyledir biraz" demiş, sonra da şu diyalog gelişmiş:

zeki müren: şubat mart'a ne demiş?
emin çölaşan: bilmem; ne demiş?
zeki müren: mart kardeş 3 gününü bize ver de biraz da biz mastürbasyon yapalım demiş.
Bir cenabetlik var bu işte.
büyüklerin veya bayanların bugün ayın kaçı dediklerinde, utanılarak, sıkılarak cevap verilen gündür...
tarafımca ayıların otuz bir çekmesi olarak algılanmıştır.

(bkz: yaran yanlış anlamalar)