bugün

iranlı Taklit Mercii'dir. iran'ın Nişabur şehrinde dünyaya geldi. imamiye Şiası'dır ve yaşayan Müctehidlerdendir. 1960 yılında Irak'ın Necef şehrine göçtü 12 yıllık bir eğitim eğitim gördü. Büyük Ayetullah Khoi'den dersler aldı. Daha sonra iran'ın Kum şehrine döndü. Günümüzde ise Felsefe,Kelam, Ahlak, Usul-i Fıkh dersleri vermektedir. Allah ömrünü uzun ve bereketli kılsın.

Kendisine sorulan bir soruya verdiği cevap şöyledir:
Soru: Bizler, Ehlisünnet bölgesinde yaşa-yan bir (Şiî) topluluğuz. Onlar (Sünnîler) bizleri kâfir bilmekte ve Şia'nın kâfir olduğunu söy-lemektedirler. Böyle bir durumda acaba bizler de onlara aynısıyla karşılık vererek, onların biz-lere kâfir dedikleri gibi bizler de onlara kâfir muamelesi yapabilir miyiz? Bu tür saldırılar karşısında bizim şer'i vazifemizi açıklamanızı rica ediyoruz.
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Cevap: Allah Teâlâ'nın vahdaniyetine ve Hatemu'l-Enbiya'nın (s.a.a) nübüvve-tine tanıklık eden herkes Müslüman'dır, Caferi mezhebinin takipçilerinin can, ırz ve malı gibi onların da canı, ırzı ve malı muhteremdir. Sizin şer'i vazifeniz, sizi her ne kadar kâfir de bilseler şehâdeteyn'i söyleyenlere karşı güzel bir arkadaşlık ve muaşerette bulunmanızdır. Eğer onlar si-ze karşı haksız bir şekilde tutum takınır ve davranırsa, sizler hak ve adalet yolun-dan ayrılmayın. Eğer onlardan birisi has-talanırsa onun ziyaretine gidiniz, eğer ölürse cenazesinde hazır bulununuz ve eğer size bir işi düşerse, onun hacetini ye-rine getirin ve Allah'ın hükmüne teslim olun ki şöyle buyurmaktadır:"Bir kavme olan kininiz, sizi adaletsizliğe sevk etmesin. Adaletli olun, çünkü o, takvaya daha yakındır." ve Allah Teâlâ'nın emrine itaat ediniz ki şöyle buyurmuştur: "Size is-lam'ını (izhar) edene «Sen mümin değilsin» demeyin." Vesselamu aleykum ve rahmetullah