bugün

karşınızdaki insana hayranlığınızı ve saygınızı belirtmek amaçlı kullanılan söz. turap; toz, toprak manasına gelmektedir. yani senin ayağındaki toz olayım anlamına gelir. ayağının altının turab ı olayım şeklinde de kullanılabilir.
(bkz: turabi genç)
güzel ayakları olan bir kadına söylenmesi gereken sözdür.

ya ne yalan söyleyeyim, diğer türlü bana çok saçma geliyor hehehehe. çok büyük bir insana olan saygıyı, sevgiyi ve hayranlığı "ayağının altındaki toz olayım" diyerek belirtmek ve kendini her anlamda küçük görmek, iğrenç bir şey. ama diğer türlü, sadece cinsel bir şey bu. sen ayağını beğendiğin, ayaklarını öptüğün kadından statü olarak kötü ya da ezik değilsin. öyleysen de bunun onun ayaklarını öpmenle uzaktan yakından alâkası yok. oldu da bir kadın "sen köpeksin yea ben sana ayaklarımı yalattım" derse de götünüzle gülüp geçin zaten.

her neyse. nerden çıktı şimdi bu, hehehehe. madem hayranlık duyuyorsun, müthiş bir insan olduğunu söylüyorsun; git ona şiir yaz, bir şeyler söyle, "ben size şöyle hayranım çok büyük adamsınız" de hizmetini gör; ondan bir şeyler öğrenmeye çalış... tabi bu örnekler salak popçularla ilgili değil. ne bileyim bir yazar, müzisyen falan. amelenin tekine gidip onun ev temizliğini yapıp çayını demlemekten bahsetmiyorum.

ne bileyim amına koyim, orhan kemal yaşasaydı, kendisini görme fırsatım olsaydı "amca ben seninle takılmak istiyom, kahveni sigaranı getiririm, evi çekip çeviririm; ama sen de bana edebiyat dersi falan verecen, oké?" der, sonuna da "zaaa" diye eklerdim.

birinin ayağının tozu olduğunuzda affedersiniz ama hiçbir sikim olmaz, sadece komik görünürsünüz.

hehehehe. ne yazdım be. hehehe.
"ayağınızın turabı, gönüllerinizin hızmatçısıyım"

mutevazılığı ve garipliği ile nam salmış muhteşem bozlak peygamberi neşet ertaşın her konserinde dillendirdiği cümle.