ayaksal fonksiyonlara sıkı sıkıya bağlı olan haz proleteryası üyelerinin uygulamakta beis görmedikleri ve geri bildirim olarak olumlu bir netice aldıkları bir zevk pozisyonu olan ayak fetişizmini, uygulayanına ehemmiyet vermemek üzere kurulu bir düzen eşliğinde sistematik olarak yıpratan ve hayatının pozitif adımlarından biri olarak görmeyen ; olay minvalinde tepeden bakan kadındır.

ayak organının kutsal ve ritüelkar bir çerçeveye sahip olduğunu idrak etmekte sıkıntı yaşamasının bir çok sebebi olabilir. ayak realitesinin bakım ve öneme haiz bir kategori konumunda bulunduğunun farkında olması dolayısıyla, bu yönde herhangi bir adım atma isteği taşımaması bunlardan biridir. bilhassa kış mevsiminde, ayak tamamlayıcısı ve fedakar bir öge olan çorap ekipmanının dahi çıkartmakta tereddüt eden bir eylemcidir adeta türk kadını. elbette bir çok sebep gösterilebilir ancak belki de en mühimi, türk kadınının toplumsal şifreler enkazında nefes alma mücadelesi vermesidir. tarihsel referans olarak baba figürünü ezen, hor gören, nezaket taşımayan ve dominant bir aktör olarak beynine kazıyan kazıyan ve toplumdaki hareketlerini bu sınırlar etrafında şekillendiren türk kadını, baskın, haz bitiricisi ve ayak tanrıçası olabileceği bir kulvara girmekte o kadar da rahat olamamaktadır.

ayak kuramını oluşturma yolunda atılacak olan her adım, ilkin toplumda daha sonra da fetişist memorandumda, kadını sağlam ve egemen bir konuma taşıyacak içerikte ve ayak fetişizminin en derin ve hassas noktalarında profesyonel bir vaziyete ulaştıracak mahiyette olmalıdır.