bugün

gerçek bilgiye ulaşılabilir.
bilginin tek kaynağı akıldır.
akılla ortaya çıkan bilimsel bilgi haricinde hiç bir gerçeklik olamaz.
madde ezelidir. başlangıcı kabul edemeyiz, her başlangıcın başlatıcısı olmalıdır çünkü.
sonsuzluk gerçektir.
her şey madde üzerine bina edilerek kurulur.
ölüm maddesel dönüşümden ibarettir.
insan düşünen hayvandır.
bilim, evrendeki kaos içerisinde tesadüfen oluşan akıllıklardan yola çıkarak mesafe kateder.
maddeye dair her şey açıklandığında dinler yok olmaya mahkumdur. (insanlar, tanrı'nın madde ötesi olduğuna inanmıyorlarmış gibi sanki)

elbette hepsi zırva değil, felsefi, düşünsel yaklaşım; ama zırva kısmı bu yaklaşımların mutlak doğruluklar olarak kabul edilmesidir.
işte burda ateist dogmacılığa ulaşırız ki inanan insanları dogmatizmle eleştirirken (gerçektir, dinlerde her şeye gücü yeten yaratıcı inancından sonra tüm taşlar yerine oturur ve inançla birlikte sistematik bir fikir bilinçli ya da bilinçsiz kabul edilerek evren anlamlandırılır) bu genişmişçesine görülen kalıplar içerisinde bazen ateistlere sizde inanç sahibi sayılırsınız dendiğinde anlatılmak istenen budur.

ortada insan var ve biz insanı tek bir boyutla madde olarak anlamlandıracağız, amaçsızlık içerisinde kendiliğinden oluşmuş ve hatta bilince evrilmiş bu madde yaşayıp ölecek.. bu kadarını herkesin kabul edebilirliğini mantıklı görüyor olmak da başlı başına bir yanılgıdır.
(bkz: güneşli günde güneşi göremeyen kör ateist)
(bkz: yaratmak sadece insana mahsustur)
en az islam dogmatikliği kadar yobazcadır.
ateizm ve dogmatizm birbirlerine taban tabana zıt kavramlardır. ateizm dogmatizmi reddetmektir, diğer bir tanımıyla. gerçek bir ateist asla dogmatik değildir. dogmatik davranışlar içinde bulunan ateistler olabilir ama kusursuz insan yoktur sonuçta. teori ve pratik her zaman birebir örtüşmeyebilir.